Zekât´ın kelime anlamı (artma, çoğalma, arıtma ve berekettir). Doğru söylemek, sözünü tutmak anlamına gelen sıdk kökünden alınmıştır. Çünkü İslam´ın beş şartından birisi zekât vermektir. Bir Müslüman Kelime-i Şahadetle getirerek İslam olan (yani Müslüman) olan kişi bu şahadetle Rabbi ile bir sözleşme imzalamıştır. Rabbimizde Kur´an-ı Kerimde sık sık biz Müslümanları uyarmaktadır. Sözünüzde, Ahdinizde durun. Bunun için zekât vermek sözünde durmaktır. Zekât çok önemli bir ibadettir ki yüce Allah c.c Kur´an-ı Kerim de 30 ayette zekâttan bahsetmiştir. Zekât namaz kadar önemli bir ibadettir. 30 ayetten 27 tanesinden Namazla birlikte zikredilmiştir. Bundan anlaşıldığına göre İslam´ın ilk döneminden itibaren Müslümanlar zekât ibadetinde alıştırılmaya başlanmış, daha sonra mal sahibi olan zenginlerden nisap miktarı alınıp fakirlere verilmeye başlanmıştır. Allah c.c Tevbe suresi 103.cü ayetinde bakınız ne emrediyor. Onların mallarından sadaka zekât al. Onunla kendilerini ve mallarını temizlemiş olurlar.
Zekât Medine döneminde farz kılınmıştır. Sadaka ise zekâttan önce Buharinin rivayet ettiği bir hadiste Hz. Pey. (s.a.v) fıtır sadakasını vermeyi emrettiğini söylemektedir. Çünkü zekât´ın bir adı da sadaka´dır. Zekât farz kılındıktan sonra Ramazan ayında Bayram namazından önce fıtır sadakasının verilmesine devam edilmektedir. Pey (s.a.v) Hadislerinde zekât namazla birlikte zikredilmektedir. Kur´an-ı Kerimde lokman suresinde 3-4 ayetlerinde bakınız ne söylüyor. Hidayet ve müjde namaz kılan, zekât veren müminler içindir. Bir başka Ayette Bakar suresi 177.ci yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyi olmak demek değildir. Asıl iyi olan, Allah´a, ahret gününe, meleklere, kitaba, peygamberlere inanan, yakınlarına, yetimlere, yoksullara sevdiği maldan harcayan namaz kılan ve zekât verenlerdir. Kur´an-ı Kerim de Allah müşrikleri kötülerden onların vasıflarından birisi de zekât vermemeleridir. İşte ayeti Kerim (Fussilet suresi ayet 6-7 ) yazıklar olsun o müşriklere ki onlar zekât vermezler ve Ahireti de inkâr ederler. Zekât vermeyen bir zengin Allah´ın geniş rahmetine Allah ve Rasulünün dostluğuna da hak kazanamaz. İşte uyarıcı ayet, A´raf suresi 156. Ayet Rahmetim her şeyi kuşatmıştır. Ben onu sakınan zekât veren ve ayetlerime iman edenlere has olmak üzere tespit edeceğim. Bir başka ayette de Maide suresi ayet 55. Sizin dostunuz ancak Allah, onun elçisi ve boyun bükerek namazı kılan zekâtı veren müminlerdir.
Sevgili Kardeşlerim. Yukarıda beyan ettiğimiz gibi 30 ayetten sadece birkaç tanesini zikrettik. Görülüyor ki bu ayetler zekâtın ne büyük önem taşıdığının açık delilidir. Zekât sermayeyi yatırıma zorlar. Çünkü elde atıl tutulup, Yatırıma yönlendirilmeyen sermaye, her yıl zekât ödemeli sebebiyle erimeye yüz tutar. İşte bu gün bazı zenginler her sene zekât verirsem biter düşüncesine kapılmaktadırlar. Yani İslam dini sermayeyi atıl durumdan çalışır duruma getirmektedir.
Zekât sayesinde, zenginle fakir arasında güven ve sevgi oluşur. Zengin zekâtı verirken şunu düşünmelidir. Allah c.c neden kimini zengin, kimini fakir bırakıyor? Şimdi iki örnek sunmak istiyorum. Bir herkes zengin olsa sizin işinizde kimi çalıştıracaksınız? Çalışacak işçi bulamazsanız işinizden nasıl para kazanacaksınız? Sermayenizi nasıl arttıracaksınız? Demek ki zengin için fakir lazımmış. İkincisi zengin Müslüman ise, yazımızın başında ifade ettiğimiz gibi Rabbine söz vermiştir. Mal verirsen zekât vereceğim diye. Rabbimizde bizi uyarmıştı sözünüzde durun diye. Mademki rabbimiz bize mal verdi ise zekât vermek durumunda isek fakirler olmasa zekâtı kime vereceğiz. Demek ki fabrikada, tarlada, iş yerlerimizde fakire ihtiyacımız varsa, zekâtta da fakire ihtiyacımız varmış. İşte rabbimiz bu dengeyi kurmuş. Zengin fakiri iş yerinde çalıştırarak dünyada para kazanıyorsa, malının zekâtını da fakire vererek ahretini kazanıyor. Şunu unutmayalım ki zenginsiz fakir, fakirsiz de zengin olmuyor.
Sevgili Dostlarım, Kardeşlerim, zekât malın şükrüdür. Namaz ve oruçta bedenin şükrüdür. Dini, konuşarak veya yazarak anlatmakta ilmin şükrüdür. Çünkü Allah c.c Şükrederseniz nimetlerimi arttırırım buyuruyor. Pey. (s.a.v.) de zekât malı eksiltmez arttırır buyuruyor. Namaz bedeninize ve hanenize huzur getirir. Oruç bedeninizi sağlıklı kılar. Çünkü Pey. (s.a.v) namaz kıl huzur bul, oruç tut sağlıklı ol demiştir.
Sevgili kardeşlerim zekâtı verilmeyen mal temiz değildir. Çünkü fakirin kul hakkı içindedir. Atalarımız ne güzel söylemiştir. Kul hakkı yiyen onmaz demişler. Şimdi şöyle bir düşünüp bakalım. Zekât vermeyen nice zenginler yok olup gitmişlerdir. Dünya´da Mallarını, Ahrette de Cenneti kaybetmişlerdir. Mal kaybolduktan, Cennet kaybolduktan sonra Ah demenin pişman olmanın bir faydası olmayacaktır. Gelin pişman olmadan, severek zekâtımızı verelim, namazlarımızı kılalım, oruçlarımızı tutalım.
Ramazanınız mübarek, ibadetlerimiz kabul, Bayramımız Kutlu Olsun.
YORUMLAR