Reklam
Hamza Yıldız

Hamza Yıldız


Dostlar Meclisinde Musiki Ziyafeti

03 Nisan 2018 - 13:38

Şahin gelip evden beni aldı. Çarşıdan alışverişleri yaptık. Onun dükkâna uğradık. Sazlar bagaja kondu. Misafirlerimizi ve Recep Abiye aldık. Vurduk

Şuayip’ in yollarına. Kalebodur'un üzerinden yemyeşil meşe denizinin ortasından, serin bahar rüzgarına karışan o güzelim çiçek kokularını ciğerlerimizde hissederek vardık çiftliğe. Kapıda bizi Sultan, Pargalı ve Malkoçoğlu karşıladı. Onlar kim mi? Paşa'yı kaybetmemizin ardından elde kalan köpeklerim. Üçü de kendiliğinden geldi, sığındı çiftliğe. Sahiplenmek ve beslemek bize düştü. İnsanların vefasızlığına, umursamazlığına inat gönüllü bekçileri oldular buranın. Kadim dostlarım olup çıktılar sağ olsunlar. Çiftlik evinin kapıları bir kere daha gönül ehli dostlara açıldığı için içimde tatlı bir huzur. Recep abi salata ve mezeleri hazırlama işine girişti. Misafirler çiftliği gezerken Fırının ağzına ateş yakıldı. Her zaman olduğu gibi ızgara işini Şahin Kardeşime emanet ettim. Hakikaten ud kadar ızgarada da ustadır. O ara Ozan da geldi. Ozan eski öğrencilerimden. Ensesinde hala tokadımın izi durduğundan olsa gerek elimi öpmeden, hal-hatır sormadan geçmez sağ olsun.

Sohbetler başladı. Hatıra fotoğrafları çekildi. Masa hazırlandı. Recep abinin nefis salatası, mezeleri ortalığı süsledi. Şahin ızgaralar servis etmeye başladı. Malum çiftlikte elektrik yok. Mumlar yakıldı ve sohbet koyulaşmaya başladı. Eski, güzel hatıralardan ve elbette musikiden.

Sanatın insan ruhunu nasıl güzelleştirdiğine o akşam bir kere daha şahit oldum. Ve sanatçının binbir çile ve yoksunluk içinde önce kendisi ve sonrası çevresi için ürettiği eserlerin, hayat keşmekeşi içinde unuttuğumuz insanlığın manevi boyutundaki eksiklikleri nasıl tamamladığını da.

Misafirlerimizden Fikret İnciroğlu musikimizin bütün telli ve ritim sazlarına vakıf olmakla birlikte keman ve viyolonsel ustası, aynı zamanda müthiş bir solist. Aslen Sivaslı. Âşık Veysel’in köylüsü. Rahmetli Veyseli elinden tutup hastaneye götürerek daha çocukken hayır duasını aldığını anlattı. Yolu 25 yıl kadar önce Çan’dan geçmiş. Banyolar restorantta solist olarak çalışmış. Şimdi Asmalı Mescit’de sahne alıyor.

Diğer misafirimiz Çan Musiki Derneği’nin solistlerinden Berrin Hanım’ın (Nur Eczanesi) eşi Salih Bey'in kardeşi Murat Eraslan. O klavyeci.  Fikret bey ile birlikte yutmuşlar uzun yıllar sahnelerin tozunu. Pişmişler, demlenmişler, demlenmişler, durulmuşlar. Sanatın olgunluğunu hücrelerine kadar taşımışlar. Asude bahar akşamında nasıl da uyumlu bir güzellik içindeydiler.

Önce Şahin Karademir, ud ile güzel bir taksim ve ardından güzel bir eserle açılışı yaptı. Fikret Bey ritimde, ozan klarnetle eşlik etti. Daha sonra Ozan klarnetiyle alıp bizi derin hayallerin ve hatıraların içine götürdü. Genç yaşına rağmen sazındaki o ustalığa ben dâhil herkes hayran kaldı. Sonra Fikret Bey aldı udu. Müthiş bir resital verdi. Kendi bestelerini de okudu. Kendi bestelerini de okudu. Kendimi bir an İstanbul sahnelerinin önünde hissettim.

Sonra Şahin birçok defa dinlediğim, bestelenme aşamalarında da dinlediğim o güzel eserini “Sen olmalısın” şarkısını paylaştı bizlerle.

Sanatçıları sahnede izler, beğeniriz. Ama bir de dost meclislerinde kendileri için çalıp söylerken dinlemelisiniz. O gece bu bahtiyarlığı yaşadım.

Ali-Hamza çiftliğindeki dostlar meclisinde musiki ziyafetine vesile olan bu arkadaşlarıma minnet ve şükran duygularımı susuyorum. Musikinin güzelliğiyle ve gönüllerimizi şad ettiler. Ne iyi ettiler öle geldiler.

YORUMLAR

  • 0 Yorum