Reklam
Hamza Yıldız

Hamza Yıldız


Su Tadında Yaşamak

03 Nisan 2018 - 13:38

Hayata anlam katmak kişilere göre değişir, veya yapabildikleri insana farklı anlamlar yükler. Gündelik hayatımızın içinde, o anı ve sonrasını güzelleştiren fotoğraf kareleri vardır, görürüz ama farkına, ayrımına varamayız.

Hayat akıp gider, peşinde yetişilememiş telaşlar…
Oysa durup hayata bir bakmak lazım arada bir. Şöyle kenara çekilip, her şeyin avucumuzdan kayıp gideceği kaygılarından sıyrılarak seyredebilmeliyiz çevremizi!...
İş, kariyer, para…,hırs, sahip olma, yönetme….,yıkma, yapma, değiştirme…
Hayat denilen fasit dairenin içine sıkıştırılmış, dayatılan birbirinden kopyalanan yaşam kırıntıları…
Huzuru unutan pişmanlıkları gizlenmiş mutsuzluklar modernizmin sunduğu içi boşaltılmış kimliklerin kimliksizliğine sahip olma hırsı…
Hayatta durup dinlenmek lazım…
Kısa kısa molalar vererek hayatın bütününe bakmak…Hayatın sırları ne kadar basitse,mutluluğun da öyle.
Unutmamak şartıyla..
Şuayip Tepesi’ne tırmanıp Bostandere’ye doğru yol alıyoruz…Bir meşe denizinin ortasındayız.Daha sonbaharın rengi düşmemiş ağaçlar..Yol kenarında çeşme yapan ustaları görüyoruz..Yamaç bir tarla eteğine yapılmış bir bağ evi,çevresi bir iki yıllık meyve fidanları ile doldurulmuş..
Küresel ısınma  nedeniyle suyu çekilmiş birkaç çeşme içimizi burkuyor..Bostandere’ye varmadan sağa toprak bir yola sapıyoruz.Serin bir dere ürpertisini içimize çekerek dar yolda aracımızla  ilerliyoruz.Onarılan çevresi güzelleştirilen irili ufaklı çeşmeleri geçiyoruz. İçimizde doğayla baş başa kalmanın o iç huzurunu duyumsuyoruz.

Aracımızı bir çınarın gölgesine park ediyoruz.. Serin çınar gölgelerinin altında pırıl pırıl bir çeşme.Cephesi yer karosuyla kaplanmış , üzeri mermer döşenmiş , yalağı pırıl pırıl masmavi suyla dolu…. Çınarlara salıncaklar asılmış… beş-Altı masa ve oturma yerleri doğa ile bütünleşmiş .. üzerlerinde birer su şişesi …

Meyve fidanları dikilmiş, etrafları çitlerle çevrilmiş zarar görmesin diye…
Hatta bir fırın ve ızgara yeride düşünülmüş ateş kaçmasın diye… Her yerde insan emeğinin abartılmamış doğal estetiği kendini gösteriyor.

Burası su tadında yaşamanın hazzını öğrenmiş Hasan Hızlı’nın mutluluk ve huzur sığınağı olan çeşmesi…

Tek çeşmesi değil… çünkü o bir çeşme tutkunu haftada en az iki gün yürüyerek bu çeşmeye geliyor. Kazma küreği ile çalışıyor düzenliyor… fidanları kendi elleriyle ekiyor suluyor…

Meyve ağaçları dikmesi kuşlar , yaban hayvanları için birde abdestini alıp o çeşme kenarında namazını kılması yok mu ?. sanıyorun O’nu dünyanın en huzurlu insanlarından biri yapıyor.
O su tadında bir hayatı yaşamanın sessiz temsilcisi… ya bizler?.. 


YORUMLAR

  • 0 Yorum