Maraşı, Kahramanmaraş yapan ruh nedir, bilir misiniz?
Bayrağın kale burçlarından
indirilmesidir.
İstiklal Harbinde Maraş Fransızlar
tarafından işgal edilmiş, kale burcundan Türk Bayrağı indirilmiş, yerine işgal
güçlerinin bayrağı çekilmişti.
Cuma Günü, Cuma Namazı ve hatip
hutbede
Kalesinde düşman bayrağı dalgalanan bir
Camiide ben size Cuma Namazı kıldıramam. Gidin, bayrağınızı yeniden
dalgalandırın, diyor. Sonra gelin birlikte Cuma Namazı kılalım, diye
ekliyor.(1)
Sonra
Sonra Maraş, Kahramanmaraş; Antep,
Gaziantep; Urfa, Şanlıurfa oluyor. Türkün bin yıllık toprağında Türkiye
Cumhuriyeti doğuyor.
Müslüman Türkün geçmişinde bayrak bu
kadar şanlı, bayrak bu kadar yücedir.
Kuran-ı Kerim:
Ey insanlar sizi bir erkekle bir
kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ayırdık
(2)
(49/13), diyor.
Bir erkekle bir kadından yaratılarak
dünya ailesini oluşturan insanlık tanışmak, bilişmek ve barışmak için
milletlere ve toplumlara ayrılmıştır. Savaşmak, öldürmek için değil; yaşamak ve
yaşatmak için millet olmuşlar ve bir bayrak altında buluşmuşlardır.
Bayrak bir
işarettir, bir semboldür, tanıma ve tanınma alametidir. Millet olmanın, bir
bayrak altında buluşmanın da anlamı budur.
Türk Milleti, rengini şehidin kanından
alan, hilal ve yıldızını bin yıllık şanlı geçmişinde bulan, bacısının
gelinliğini temsil eden, şehidin son örtüsü olan, Şanlı bayrağıyla üç kıtaya
hukuk dersi veren büyük bir millettir.
Bu millet; Azerileri, Türkmenleri,
Karabağlıları, Kürtleri, Çeçenleri, Çerkezleri, Gürcüleri, Lazları, Tatarları, Özbekleri,
Kazakları, Kırgızları, Uygurları, Afganları, Ortadoğudaki Müslüman Umurları,
Bosna-Herseklileri, Kosovalıları, Arnavudları, Pomakları, Romenleri,
İspanyadan kaçıp gelen Yahudileri, Anadolunun Rumları ve Ermenilerini bir
bayrak altında, bir toprak üstünde birleştiren; adalet anlayışı ile farklılığı
vahdete dönüştüren soylu bir millettir.(3)
Bu
Millet; İstanbul surlarına bayrak diken, diktiği bayrağın dalgalanması için
göğsünü siper eden, bu uğurda şehit edilen kahramanlar yetiştiren bir
millettir.
Bu Millet; şehidiyle evliyasını
buluşturan, bunlarla bayrağı birleştiren, bayrağıyla ölen, kabirde bile hediye
olarak bayrak kabul eden Bayraklı Babaların milletidir.(4)
Şair ne güzel anlatıyor:
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna Ya Rab ne güneşler
batıyor.(5)
Bu Millet, hilali dalgalandırmak için
nice güneşleri batırmış, nice kahramanları, nice Koçyiğitleri şehit vermiştir.
Sonra da oturmuş şehitlerine ağıtlar yakmış;
Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor.
Ve bir bayrak dalgalanmak için
Rüzgâr bekliyor.
. . .
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli
Kim demiş Meçhul Asker diye
(6)
haykırmıştır.
Bu milletin günlük hayatına bayrak o
kadar girmiştir ki, düğününde, ölümünde, bayramında, ibadetinde, kısaca acı
gününde, şen gününde bayrağı ile bu kadar bütünleşen başka bir millet
gösterilemez.
Türk Milletinin bayrağı bu kadar
önemlidir.
Türk Bayrağının doğuşunu Mustafa Arif
ne güzel canlandırıyor:
Baş kesilir
yaprak olur
Düştüğü yer toprak olur.
Ay akseden bayrak olur.
Kan meydanda
durulunca. (7)
Işık ışık,
dalga dalga bayrağımız ancak böyle destanlaşmıştır.
Ay yıldızlı bayrağımız, milletimizin
varlığının, bağımsızlığımızın sembolüdür. Bayrak olmadan devlet, devlet olmadan
istiklal olmaz. Onun için bayrak yere düşürülmez. Bayrağımızın ufuklarda
dalgalanması bize atalarımızın hatırasını ve kahramanlığını anlatır.
Bayrağımızdaki
Hilalin harfleri ile Allah lafzının harfleri Arapça aynı harflerdir. Yani
Hilal, Tanrıyı temsil eder, Yıldız ise Muhammed isminin beş köşeli Yıldız
şeklinde yazılışından ibarettir. (8) Kısaca Allahı temsil eden Hilal, Hz.
Peygamberi temsil eden beş köşeli Yıldız ve şehidin kanının rengini temsil eden
kırmızı renk soylu bir anlayışın, yüce bir duygunun ve gerçek bir imanın
buluşmasının ve kaynaşmasının sembolüdür.
Bu nedenle
bu millet, bayrağını kanıyla besleyen askerine Muhammed ismini vermiş, Peygambere
saygısından dolayı Muhammedi Mehmete çevirmiş, Mehmedi de Mehmetçik yaparak
bağrına basmıştır.
Bayrağımızla
askerimizin bütünleşmesinin sebebi de budur. Bundan dolayı:
Dünyanın en
güzel bayraklarından biri, bizim bayrağımız, Türk Bayrağıdır. Bu bayrak aynı
zamanda göklerle yerin kucaklaşmasının sembolüdür
Yerden
göklere, sonsuzluğa yükselmek isteyen erler, göklerle konuşmak için kanını dil
yapmış, o dille seslenmiş göklere
Bu yüzden, sonsuzluğu isteyenlerin kanlarını
temsil eden kırmızısıyla, sonsuzluğu ve ölümsüz huzuru temsil eden beyaz
kucaklaşmıştır bizim bayrağımızda
Bu bir anlamda, ölümlü olan yani
yaratılanla, ölümsüz olan yani Yaratanın kucaklaşmasıdır. Bu yüzden, bizim
bayrağımız din ve iman kaynaklı güzelliklerin de onurlu bir temsilcisidir.
Tarihe
sorarsanız o da size aynı şeyi söyleyecektir.
Ölümsüz şiir
ustası Mehmet Akifin ölmez dizesiyle söylersek, o bayrak, kanı tevhidi
kurtaranların onur sembolüdür.
Bu yüzden, o
bayraktan rahatsız ve o bayrağa saygısız olanların din ve imanla samimi bir
barış içinde olabileceğine inanmıyorum.(9)
Dünya
üzerinde İslamın en güzel şekilde yaşandığı tek ülkenin Türkiye olduğunu iddia
ediyoruz. Bu güzelliği çocuklarımıza doğru bir şekilde aktarmak istiyorsak şu
iki değere, Cumhuriyete ve Bayrağa sahip çıkmak zorundayız.(10)
Üç buçuk
soysuzun bayrağa saygısızlığı bu bayrağı sadece yüceltir. Bu nedenle Milli Şair
Mehmet Akifin diliyle haykırıyorum:
Korkma;
Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak
O benimdir,
O benim milletimindir ancak.(11)
YORUMLAR