Reklam
Ahmet Kocabaş

Ahmet Kocabaş


Kurban Bayramı

03 Nisan 2018 - 13:38

İnsanlığın ortak ilahi dini olan İslam’ı bizlere gönderen; bizi, Türk Milleti’nin onurlu bir ferdi olarak yaratan; birlik, beraberlik, kardeşlik duygularıyla bizi destekleyen; rahmet,  bereket ve aydınlık dolu bayramlara bizi ulaştıran; esirgeyen ve bağışlayan yüce Rabbimize şükürler olsun.

Cenab-ı Allah’ın dost edindiği, vefa ve cömertliğin sembol ismi Hz. İbrahim’e; yüce Allah’a kurban olmaktan çekinmeyen Hz. İsmail’e; Kurbanlık bir çocuğu peygamber olacak karakterde yetiştiren, Kâbe’nin gelini, soylu ana Hz. Hacer’e; bu örnek insanların iman, sadakat ve teslimiyetlerini İslami bir bayrama dönüştüren Hz. Muhammed’e ve ehl-i beyt’ine sonsuz salât ve selam olsun. 

Rahmet Peygamberi’nin ifadesiyle tekrar ediyorum:

‘’Allah’ım! İbrahim’i ve ailesini mübarek kıldığın gibi, Muhammed ve ailesini de mübarek kıl. Sen yücesin, şan ve şeref sahibisin Rabbim!’’

Bugün bayram, kurban bayramı…

Bu aydınlık bayram sabahında Türk Milleti’nin, İslam dünyasının ve bütün insanlığın bayramını kutluyor, sağlık, esenlik ve istikrar diliyorum. 

Bugün bayram… Bugün dostla düşman, büyükle küçük, uzakla yakın, dargınla barışık bir. Bugün bayramlaşma, bugün yakınlaşma, bugün tebrikleşme günü. Bugün uzlaşma, bugün kaynaşma, bugün ziyaretleşme günü.

Nitekim yüce Allah şöyle buyuruyor:

‘’Allah’a verdikleri sözü bozanlar, Allah’ın riayet edilmesini emrettiği akrabalık bağlarını terk edenler ve yeryüzünde fesat çıkaranlar; işte onlar ziyana uğrayanlardır…’’ (Ra’d, 13/25)

Şu halde bayram, ana-babayı ziyaret, hısım-akraba ile konuşmak, eş-dost ile görüşmek, bayramlaşmaktır…

‘’Kurban kesmekle uğraşmamak için elbette iyi niyetli hayırseverler hariç Kurbanı hayır kurumlarına bağışlayanlar, akrabalarıyla sadece cep telefonundan bayramlaşanlar, bayramlarını 5 yıldızlı otellerde geçirenler, selam vermek için bile menfaat arayanlar bayram ruhunu yeterince anlayabilirler mi?

Oysa Diyanet İşleri Başkanı’nın söylediği gibi;’’Müslüman, kardeşine sahip çıktıkça, onu hatırladıkça Müslüman’dır.’’

Kısaca bayram; İnsana sahip çıkmak, onu hatırlamak, kardeşine değer vermek, onu selamlamaktır…

Kur’an-ı Kerim’in bildirdiğine göre yüce Allah peygamberi Hz. İbrahim’i selamlıyor: ‘’İbrahim’e selam olsun ‘’ (Saffat,37/109) diyor.

Allah’ın İbrahim’i selamladığı o günü Cenab-ı Peygamber bayram ilan ediyor. Kendisi de gidip Medine kabristanında yatan mevtaları selamlıyor… Hz. Peygamber ölüleri selamlıyor, biz hala birbirimizi gereği gibi selamlayamıyoruz…

Ülkeleri rastgele bir toprak parçası olmaktan kurtaran, üstünde yaşayanları bir halk, bir millet haline getiren ortak değerlerden biri de bayramlardır. Bayramlar bir kimliktir, bayramı olmayan milletin kimliği olamaz. Milletler birbirlerine böyle günlerde fark atarlar. Bu nedenle peygamberimiz gayr-i Müslimlerin bayramlarına saygı göstermiş ve bayramlarda onları ziyaret etmiştir.

‘’Zamanımız kültür savaşları çağıdır, iletişim araçlarının sınırları şeffaflaştırdığı bir dönemde, insanlara daha etkili hitap edebilen milletler ayakta kalabilecektir. Bu da ancak kendi tarihini bilmekle, kendi kültürüne sahip çıkmakla, kendi değerinin farkında olmakla mümkündür.’’

Elin oğlu masalına, efsanesine bile sahip çıkarken; hurafesini bile yaşatmaya uğraşırken, biz, topluma yararlı dini değerlerimizin bile farkında değiliz. Kurban bayramını et bayramı; kurban kesmeyi hayvan katliamı olarak gören bir anlayış neleri yıktığının farkında mı? 

Yabancı kültür adamları ne geniş caddelerimize, ne beton yığını binalarımıza ilgi duymakta; kütüphane raflarına kaldırdığımız veya köhnemiş diye attığımız eserlerden inceliğimizi, ruh derinliğimizi okumakta ve değerlerimize hayran kalmaktadırlar. Fakat biz bunların farkında olamıyoruz.

İşte bayram, bunların farkında olmaktadır…

Toprak vatan olduğu zaman, kumaş bayrak olduğu zaman, Mehmetçik şehit olduğu zaman, hayvan kurban olduğu zaman, kadın ana olduğu zaman yücelir, ilahileşir. Şehadet askerliğin, analık kadınlığın zirve noktasıdır. Şehitler peygamberlerle beraberdir, cennet anaların ayaklarının altına serilmiştir. Şehide uzanan dil, anaya kalkan el Allah’a kalkar…

Sen bayramda ana duasını almazsan, babanı ziyaret etmezsen çocuklarından nasıl saygı beklersin? Unutmayın, evdeki yaşlı ana-babalar, küçük çocuklar evin süsü, sofranın bereketidir. Bayramda ana-babalarımızın gönlünü alalım, çocuklarımızın başını okşayalım. Van’da, Erciş’te yetim kalan çocukların başını okşar gibi… Vefat etmiş ana-babalarımızı kabirlerinde yalnız bırakmayalım.
Bugün bayram… Bugün huzur evlerini, yetimhaneleri, şifa bekleyen hastaları, tacize uğrayan çocukları, töre cinayetine kurban verilen kızları, şiddete uğrayan kadınları, terör mağdurlarını, deprem mazlumlarını da unutmayalım.

Bugün Anadolu’da hala bayram günü, bayram namazından sonra dargınlar, kan davası olanlar cemaat tarafından barıştırılırlar. Bu uygulama özellikle köylerde devam etmektedir.

İşte bayramın anlamı budur…

Bayram bizim manevi gücümüzdür…  Eğer bu manevi güç; bizi birbirimize bağlayan din birliği, bayrak sevgisi, ezan sevgisi, vatan sevgisi, bayram geleneği olmasa inanın, tesbihin taneleri gibi dağılırız… İsterseniz 100 milyon değil, 500 milyon nüfusunuz olsun. Kalabalığın adı millet değildir. Millet; ortak duyguları, ortak bayramları, ortak değerleri olan topluluktur…
Bayramlarımıza, değerlerimize sahip çıkalım.

Burada hoşgörünüze sığınarak sayın kurucumuza hitap etmek istiyorum:

Sayın Kurucumuz! Sayın Büyüğüm!

Bu aydınlık bayram sabahında sizi de saygıyla selamlıyor, cemaatim adına hoş geldiniz diyorum.

İlerleyen yaşınıza, zorlayan sağlığınıza rağmen bayramı bizimle birlikte geçiriyorsunuz, Kurbanlarınızı burada kesip burada dağıtıyorsunuz.

Siz Türk Sanayinin Duayeni; Anadolu Sanayisinin öncü liderisiniz. Yanan ocağımızda, tüten bacamızda, kaynayan tenceremizde sizin emeğiniz var. İbadet ettiğimiz mabetlerde, çocuklarımızın okuduğu okullarda, şifa bulduğumuz sağlık ocaklarında sizin alın teriniz var efendim.

Birçok iş adamı Kurbanı, kurban kesen kurumlara bağışlayarak tatile çıkıyor. Siz ise Sıla-i Rahim yaparak doğdunuz topraklara koşuyor, bayramı çalışanlarınızla birlikte kutluyorsunuz. Hala biraz daha iş, biraz daha aş diyorsunuz. Hala bize mesaj veriyorsunuz.  Kaç tane sanayicimiz, iş adamımız var böyle?

Allah sizden razı olsun. Allah sizlere sağlık, sıhhat ve afiyet versin. Bir çok iş adamı iflas edip sapır sapır dökülürken neden Kale Grubu dimdik ayakta…?

Bunun sırrı, kurucu ve yöneticilerinin ömürlerine sığmayan ideallerinde yatıyor. Oluşturduğu geleneklerde ve bu geleneklere bağlılıkta yatıyor.

Birde: Bu kuruluşların temelinde Kur’an var, kurban var, dua var, fedakârlık var, sadakat var, hizmet var… Bu temellerde ana duası var, Çanakkale Şehitlerinin ruhu var, Anadolu insanının yüreği var. Şehit Başbakanları harcı, mazlum bakanların çimentosu var… Var, var, var…

Rabbim Adnan Menderes’e, Nuri Said Paşa’ya, Fatin Rüştü Zorlu’ya, Hasan Polatkan’a ve diğer emeği geçenlere rahmet etsin…

Allah size uzun ömürler, sağlık, sıhhat ve afiyet versin. Aile efradınızla nice bayramlar geçirmeyi nasip etsin. Cemaatim adına bayramınızı kutluyor, hürmetle ellerinizden öpüyorum efendim.

Bu duygularla; geçmişlerimizi rahmetle anıyorum. Şehit Mehmetçiklerimizin ruhları şad olsun. Yaralılara, hastalara acil şifalar diliyorum. Hacılarımızın ibadetleri makbul olsun, Kurbanlarımız bereketli olsun diyorum.

Kurban bayramınızı gönülden kutluyorum. Rabbim nice bayramlarda buluşmayı bizlere nasip etsin…

YORUMLAR

  • 0 Yorum