Reklam
Ahmet Kocabaş

Ahmet Kocabaş


KARA AFRİKA’ NIN KARA YAZGISI!...

03 Nisan 2018 - 13:38

Sözlerime bir ayetle başlıyorum ;
‘’ Başınıza gelen her  felaket, kendi ellerinizle yaptıklarınızın sonucudur, üstelik Allah bir çoğunu da affetmektedir. ‘’ (Şura 42/30)
Bir ayet meali daha :
‘’ Ellerinizle yaptıklarınız yüzünden karada ve denizde fesat çıktı. Belki ibret alırsınız diye Allah bu fesatdan size de tattırıyor.  ‘’ ( Rum 30/41 )
Afrika’ daki felaketin kaynağı da yine insan… Hem sömüren hem sömürülen insan…
‘’ Jomo Kenyatta adındaki bir yaşlı Afrikalı’ nın İngiliz misyonerlerine söylediği şu özdeyiş çok manalıdır:
‘’ Siz buraya ilk geldiğiniz zaman bizim toprağımız, sizin de İnciliniz vardı. Hıristiyanlar bize gözlerimizi  kapayarak  dua ve ibadet etmemizi emrettiler. Gözlerimizi  açtığımızda onlar bizim topraklarımızı, biz de onların İncillerini almıştık.’’
Sonra İncil karın doyurmadı. Afrika toprakları gitti… Batı’ nın sanayi tesislerinin hammaddesi artık Afrika topraklarından  gidiyordu. Bu sömürü asırlarca sürdü…
“ İngiliz, Fransız, Hollanda İmparatorluklarının çekildikleri sömürgelerine, bir de kendilerine bakarsak, oraları nasıl talan ettiklerini idrak ederiz…  Bugün Afrika’da açlık varsa, bunda yıllarca oraları sömürge olarak kullananların payını kim inkar edebilir?
Afrikalı toprağına sahip olamadı, toprağın kıymetini bilemedi…
 ‘’ İki yüz yıl önce… Yük gemileri Afrika kıyılarna yanaştığında Limanda oynayan çocukları gemilere davet edermiş tayfalar… Bir siyahi yaşlı köle Time dergisine şöyle anlatmıştı ;
                                        
        Cape Town Limanında oyun oynarken tayfalar bizi gemiye çağırdılar, ambarda börek ikram ettiler. Hoşumuza gittiğini görünce bu böreklerin Amerika’ da ağaçlarda yetiştiğini söylediler. İçerde bir süre eğlenip güverteye çıktığımızda gemi çoktan limanı terk etmişti… Bizi Amerika’ da köle pazarında sattılar…’’
Ve  Afrika insanına sahip çıkamadı…
Kimi İngiliz ve Amerikan şehirlerinin çoğunluğu zenci. Bu zenciler Afrika’dan zorla kaçırılıp getirilen kölelerin torunları. Ama İstanbul’da hiç zenci mahallesi yok.
       Neden?
       Osmanlı Devleti isteseydi bütün Afrika’yı köleleştrirdi… Ama benim ecdadım insanlığı sömürmemiş, onlara hizmet etmiş. Biz böyle bir gelenekten geliyoruz.

         Bir olay daha anlatmak istiyorum:
         “ABD, Zambia’ya 2002 yılında , Dünya Besin Programı aracılığıyla 23.500 ton mısır bağışlamıştı. Zambiya, bu yardımı söz konusu ürünlerin genleriyle oynanmış olduğu için reddetti. Bunun üzerine,ABD, Zambiya’ şirketlere 51 milyon dolarlık bir kredi önerdi. Ancak, bu krediyi kullanmanın tek bir şartı vardı : Bu para ile Zambiya’lı şirketler, Amerikan şirketlerinden yalnızca genleriyle oynanmış mısır alımı yapabileceklerdi. Bu öneride reddedildi. Bunun üzerine ABD , ülkesinde genleriyle oynanmış ürünlerle, oynanmamış ürünlerin arasında bir ayrım yapma imkanı bulunmadığını iddia etti. Ne var ki bu iddiaların da doğru olmadığı biliniyordu. Bu  girişimde sonuç vermeyince, ABD Senatosu, son derece ilginç bir yasa kabul etti. Bu yasaya göre,genleriyle oynanmış besinleri reddeden Afrika ülkelerine AIDS ilacı yardımı yapılmaycaktı. Ve Zambia, Afrika kıtasında AIDS ‘ dan en fazla etkilenen ülkelerden biri oldu.”
    Toprakları talan edilen ve madenleri sömürülen Kara Afrika’nın bağtı yanık evlatlarının geleceği genleri değiştirilmiş gıdalarla bozularak sömürüye devam edilecekti.
       Somali’ye yardım edelim. Afrika’ya yardım edelim. Çocuklar ölüyor. Bunu engellemeye çalışalım… orada bir dram var…
         İki küçük çocuğu olan Somali’li bir anne, çocuklarına bakmak için BM kampına sığınmış. Çocuklar için çok sınırlı yiyecek veriliyormuş. Açlığa dayanamayan çocuklardan biri ölmüş. Anne ölen çocuğuyla yaşamaya devam etmiş. Çünkü ölen çocuğu için kamptan aldığı sınırlı yiyecekle öteki çocuğunu ancak yaşatabilmiş…
           Bu sadece binlerce dramdan birisi…
           Allah hiç kimseyi açlıkla terbiye etmesin. Açlık zor bir olaydır…
                 Açlık ve sefaletin aşırı boyutlara ulaştığı Somali’de özellikle de kadınlar, yer yer hayati bir seçim yapma zorunluluğuyla da karşı karşıya kalabiliyorlar.
        Wardo Mahmut Yusuf adlı kadın, kuraklıktan kaçmak için iki hafta boyunca sırtında bir yaşındaki kızı ve yanında 4 yaşındaki oğluyla yürümek zorunda kaldı. Oğlunun su içemeyecek kadar bitkin düşmesinden sonra çevresindekilerin yardımını istedi; ancak karşılık bulamayan Yusuf, çaresiz, oğlunu yolda bıraktı.
      Yusuf yaşadıklarını ‘Oğlumu Allah’a emanet ettim. O anda hayatta olduğundan eminim. Bu içimi burkuyor. Şimdi ne zaman onun yaşında bir çocuk görsem fena oluyorum’ diye anlattı.(hürriyet,13 ağustos 2011)
       Açlığın pençesindeki Somali’de anneler, dünyada bir annenin yapabileceği en zor seçimle, hangi çocuklarını ölüme terk etmeleri gerektiğine karar veriyorlar.
       Somali’ye, Afrika’ya yardım ederken, ülkemize, toprağımıza, insanımıza, gençlerimize de sahip çıkalım…
          Açları doyuralım, fakirlere çare olalım…
“…Her ne kadar son 60 yılın en kurak dönemini yaşıyorsa da, aslında zengin petrol ve maden kaynakları, verimli toprakları ve tarım arazileri ile dikkati çeken bir ülke Somali… Ancak 1980’lerde IMF ve Dünya Bankası’nın tavsiyeleri, ülkenin mali yapısını çökertti. Ardından gelen iç savaş da yıkımın tuzu biberi oldu ve ülkedeki kaynakların kullanılması engellendi. Uzmanlara göre, Somali, sömürge devletlerin vazgeçilmez sonunu yaşıyor.
19. Yüzyıldan beri İngiltere, Almanya ve Portekiz’in sömürge ve hâkimiyet sahası haline gelen Somali, 1885’te İtalyan hâkimiyetine geçti…”
          Ey bu toprağın çocuğu! Hiçbir güç sizin için hayırlı rüya görmez; ölünüze ağlamaz. Menfaatinin bittiği yerde sizi bırakır gider…
         Kenya, Somali, Uganda, Etiyopya ve Çibuti, son 60 yılın en büyük kuraklığı ile boğuşuyor. Bölgede yaklaşık 12 milyon kişinin acil yardıma muhtaç olduğu açıklandı. BM Somali’de kıtlık ilan etti…
             Verimliliği arttıracağız diye genetiği değiştirilmiş tohumlarla, ithal ilaçlarla toprağımızı zehirliyorlar… Hormonlu gıdalarla neslimizi zehirliyorlar.
          Afrika’ya Somali’ye yardım edelim ama toprağımıza, suyumuza neslimize sahip çıkalım.


YORUMLAR

  • 0 Yorum