Reklam
Ahmet Kocabaş

Ahmet Kocabaş


İSLAM’DA NAZAR VAR MI?

03 Nisan 2018 - 13:38

                                      İSLAM’DA NAZAR VAR MI?

A)  GİRİŞ:

‘’Bazı yörelerde kimsesiz ihtiyar kadınları düğünlere sokmazlar. Çünkü İçlerindeki haset, bakışlarıyla yeni yuva kuracak fidan gibi günahsız bir geline nazar getirebilecek güçtedir. Ve meşhur bir duamız vardır: ‘ Bizleri kadınların şerrinden koru Allah’ım…’’’(1)

         Kadınları erkeklerin şerrinden kim koruyacak?!!

‘’Mavi göz boncuklarında teselli bulmak, kurşun dökmek, kapı üstlerine at nalı asmak, bebeğin üstüne sarı bez örtmek, gizli ceplerde muska taşımak, istenmedik bir şey karşısında kulak memesini çekiştirip tahtaya vurmak, eşiğe basmadan kapıdan içeri atlamak, uğurlu gün, uğurlu sayılarla işe başlamak…

         Hayatımızda o kadar çok kısıtlamamız, etrafımıza çektiğimiz dikenli tellerimiz var ki. Bu kadar olmazsa olmazlarımız arasında ruhumuzu ferahlatmak şöyle dursun adeta boğuluyoruz.’’(2)

         Kendi kendimize hayatı zehir ediyoruz. Kem gözden, kötü nazardan anlam çıkarıyor, yeni evimiz, yeni bebeğimizden dolayı tebriğe gelen komşumuzu nazar değdirmekle itham ediyoruz…

         Neden böyleyiz?

         Okuyan, düşünen, araştıran, sorgulayan bir anlayış yok. Hemen suçluyor ve kör taassubun acımasız kurbanları arasında yerimizi alıyoruz!..

         Nazar inancı bütün acımasızlığı ile devam ediyor…

1- Nazardan böyle mi korunacağız?
‘’Nazara uğrayan kişi, kuşkulandığı insanın saçından, ayakkabısından veya 

Elbisesinden habersiz bir parça kesip yakarak dumanı ile tütsülenirse nazarı geçer.’’(3)   
---------------------------------------------------------------------------------------
1) Akın Aksu; Bir Üniversitelinin Not Defteri, 268.
2) Fatma Nevsun Duman (Uzm. Psikolog),Hurafelerin Cazibesi, Diy.Ay.Der,Şubat 2007, 48
3) Kemalettin Erbil, Yaşayan Hurafeler,87

 

Bu nazardan korunma şeklinde kuşku var, itham var, kişinin elbisesine, ayakkabısına zarar vermek var ama inanın burada İslam yok, insanlık yok… Siz bir insanın eşyasına nasıl zarar verirsiniz?

         Nazardan korunmak için;

         ‘’Bazı yerlerde de yaygın olarak nazarlık otu yakılır. Dumanı ile hasta tütsülenir. Bu esnada çabuk çabuk,

‘Üzerlik havasın
Her dertlere devasın
Ak göz, kara göz,
Mavi göz, ela göz
Hangisi nazar etmişse
Onların nazarını boz.’

denilmektedir. Şu tekerleme de söylenilmektedir:

‘Elemtere fiş
Kem gözlere şiş
Üzerlik çatlasın
Nazar eden patlasın.’’(4)

         Nazardan böyle mi korunulur? ‘Nazar eden patlasın’ diye karşımızdaki insanı ne kolay suçluyoruz?... Efsane bunlar. Nazarlık otu yakıp dumanı ile tütsülenmek Mecusi geleneğidir. Şifayı sadece Allah verir.

B)  NAZAR / GÖZDEĞMESİ / İSABETܒL AYN:

1)  Kavram:

‘’Halkımız arasında’ göz değmesi, göze gelme’ diye adlandırılan bir ‘NAZAR’ inancı vardır. Nazar isabet eden kimsenin kendisine, malına veya eşyasına bir zarar geleceğine inanılır…’’(5)

 

4) Kemalettin Erbil;age,59

5) Kemalettin Erbil, age, 58

     Kelime anlamı, ‘bakmak, görmek’ anlamına gelen nazar, kavram olarak, ‘Bir şeye özenme, imrenme veya kıskançlıkla bakan kimsenin bakışlarıyla zarar verecek şekilde onu etkilemesi’ şeklinde tanımlanır.(6)

2)  Tarih / başlangıç:

‘’ Eski Sümer, Babil, Mısır, Grek ve Roma kültürlerinin yanı sıra Sami, Pers, Hint ve çeşitli Avrupa kavimlerini kapsayan geniş bir coğrafya üzerinde hem geçmişte hem günümüzde yer alan bu inanışın başlangıcı tam olarak bilinmemekle beraber M.Ö. 4000 yılına kadar gittiği kabul edilir.

     Ortadoğu, Akdeniz ve Hint- Avrupa bölgelerindeki yaygınlığına rağmen nazar inanıcını Uzakdoğu, Güney Afrika, Avustralya ve Amerika’nın yerli toplumlarınca bilinmediği ve buralara gidişinin geç tarihlerde Avrupa kanalıyla gerçekleştiği ileri sürülmüştür…’’(7)

     Buradan hareketle nazarı yeryüzünün her tarafında geçerli genel bir anlayış olarak değil, bölgesel bir inanış olarak görmek daha isabetlidir.

3)  Nazar ve Yahudilik:

‘’ Yahudiler arasında en eski hurafelerden biri nazardır. Bu inanca göre önemli kişiler, güzel kadınlar ve yeni doğan bebekler, kötü insanların nazarına maruz kalmaya elverişli bir konumdadır.’’(8)

Bu anlayışa göre nazara en çok maruz kalanlar, önemli kişiler, güzel kadınlar ve yeni doğan bebeklerdir… Buradan hareketle mesela nazar değmesinden ölen güzel bir manken duydunuz mu hiç?

Safsata bunlar!..

 

 

 

6) Kemalettin Erbil; age, 59

7) Kemalettin Erbil; age, 58

8) DİA,32/443, Nazar md.

C)  İSLAM VE NAZAR

1)  Kur’an ve Nazar:

Kur’an-ı Kerim de nazar konusuna değinen bir ayet yoktur. Ancak Yusuf suresi 67’nci,kalem suresi 51’inci ayetlerinin nazarı ima ettiği ifade edilmiştir.(9)Şimdi kısaca bu ayetleri inceleyelim

a)   Yusuf Suresi 67’ince ayet:

‘’(Yakup) şöyle dedi: ‘ Oğulların! (şehre)hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan (Gelecek) hiç bir şeyi sizden savamam. Hüküm Allah’tan başkasının değildir. (Onun için) ben yalnız Allah’a dayandım. Tevekkül edenler yalnız ona dayanırlar.’’ (12 Yusuf / 67)

 

Bu ayet çocuklarını Mısır’a gönderirken Hz. Yakup’un onlara yaptığı tavsiyeden ve almaları gereken tedbirlerden bahsediyor. Nazardan hiç bahsetmiyor. Her baba çocuklarını bir yere gönderirken böyle tavsiyelerde bulunabilir

         Hayat Kitabı Kur’an’ın müellifi: ‘’Bu ayet tedbir ve tevekkülün altın dengesini verir.’’(10)diyor.

b)  Kalem Suresi 51’inci Ayet:

 

Bu ayeti 52’nci ayetle birlikte bir bütün olarak düşünmek gerekir. Buna göre ayetlerin anlamı şöyledir:

          ‘’O inkâr edenler Kur’an-ı işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi. Hala da (kin ve hasetlerinden) ‘Hiç şüphe yok o bir delidir’ derler. Oysa Kur’an, âlemler için ancak bir öğüttür.’’ (68 Kalem/ 51,52)

Ayette geçen,  ‘’Neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi’’ ifadesi kimi müfessirlerce, ‘’Nazar değmesinin gerçek ve Allah’ın izniyle olduğuna’’ delil sayılıyor.(11)

9)İGYA,3/451;DİA,32

10)Mustafa İslamoğlu, Hayat Kitabı Kur’an,444

11)Prof. Dr. Süleyman Ateş, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, 10/25.

Fakat bu ayetle kastedilen, Hz. Peygamber’e göz değeceği değil, müşriklerin ona çok kızgınlıkla, onu yiyecekmiş gibi bakmalarıdır. (12)

         ‘’Müşrikler Hz. Peygamberi gördüklerinde, ona karşı duydukları kıskançlık ve düşmanlık sebebiyle gözleriyle onu oklayıp öldüreceklermiş gibi bakarlardı. 51. ayet onların bu psikolojik durumunu tasvir etmektedir. Bu ayetin nazar (göz değmesi) ile ilgili olduğu yolunda yaygın bir kanaat bulunmakla birlikte bu kanaat kesin bir bilgiye dayanmamaktadır. Nitekim Şevkani’nin aktardığına göre çok yönlü bir âlim olan İbn Kuteybe de ayette müşriklerin Rasulullah’a nazar değdirmelerinden söz edilmediğini, Rasulullah Kur’an okuduğunda inkârcıların ona kin ve düşmanlık duygularıyla baktıklarının anlatıldığını ifade etmiştir. Buna göre ayetin nazarla ilgisi yoktur.’’(13)

         Şu halde, ‘’Neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi’’ ifadesi, ne anlama gelir?

         Bana yan baktı, bana öfkeyle baktı, bana gülümseyerek baktı, gözlerini dikerek baktı, gözüyle adeta beni yedi bitirdi… gibi deyimler ne anlama geliyorsa, bu ifade de o anlama geliyor. (14)

         Sonuç olarak bu ayetlerin göz değmesi, nazarla filan bir alakası yoktur. Ayetleri kem gözlerimize alet etmeyelim…

2)  Hz. Peygamber ve Nazar:

        Peygamberimizin kimi hadislerinde nazar konusu açıkça yer almaktadır. Bunlardan bazı örnekleri sunalım:

         ‘’ Nazar haktır (gerçektir).’’

‘Nazar insanı mezara, deveyi kazana koyar.’’’ (Fethül- Kebir,c.1,s.253)’’(15)

 

 

12)Prof. Dr. Süleyman Ateş, age,10/26

13)Kur’an Yolu 5/362

14)Krş., İbn Kuteybe; Hadis Müdafası, 501

15)Bkz. Kemalettin Erbil; age, 60

‘’Göz değmesi (nazar) gerçektir. Yüksek bir dağı bile baş aşağı eder.’’ (Tirmizi)(16)

         ‘’Kaderi geçecek bir şey bulunsaydı bu göz değmesi olurdu.’’(Buhari, Müslim, İbn Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Müsned)(17)

         Ayrıca Hz. Ayşe : ‘’ Nazardan Allah’a sığının, çünkü nazar (göz değmesi) haktır.’’ demiştir.  (ibn Mace)(18)

         Hz. Ayşe validemiz Hz. Peygamber’in göz değmesine karşı okumayı emrettiğini haber vermiştir. (Buhari,tıp,35)(19)

         Peygamberimizin torunları Hz. Hasan ve Hüseyin için bu maksatla dua ve istiazede (Allah’a sığınma) bulunurken: ‘’ Atanız (İbrahim aleyhisselam)da İsmail ve İshak’ı bu sözlerle Allah’ın korumasına havale ederdi’’ buyurmuştur. (Buhari, Enbiya, 10; Ebu Davut, Sünnet, 20; Tirmizi, tıp,18)(20)

3)  Bu Hadisler Nazar, Göz Değmesine Delil Olur Mu?

Burada sözü hadis otoritesi İbn Kuteybe’ye bırakalım, diyor ki:

‘’Onlardan kem göz sahibi birisi, istediğini öldürür ve dilediğini bakışı ile hasta eder. Onlardan biri develerin yoluna durur… Adam develerden dilediğine nazar eder ve onu öldürür’ derler. İşte bu doğru değildir.’’(21)

         ‘’Eğer Bedevilerin bu hususta iddia ettikleri şeyler doğru olsaydı, onların öldürmek istedikleri adamı öldürmelerinin, hasta etmek istedikleri adamı hasta etmelerinin mümkün olması gerekirdi. Hâlbuki Allah(c.c.) kimseye bunu yapabilme kudreti vermemiştir.’’(22)

16)Bkz; Aysel Zeynep, Yaşayan Cahiliyye, 114

17)Bkz, DİA, 32/445

18)Bkz, Kemalettin Erbil, age, 60

19)İsmail Lütfü Çakan;Hurafeler ve Batıl İnançlar,94

20)İlyas Çelebi, İGYA; 3/452

21)İbn Kuteybe, age, 500

22)İbn Kuteybe,age,501

Prof. Dr. Süleyman Ateş de, büyü ve nazarın etkisini desteklemek ve insanları bunlarla korkutmak amacıyla uydurma rivayetlerin ortaya atıldığını bununla verilmek istenen mesajın, büyü ve nazar Peygamber’e bile tesir etmiştir, dolayısıyla bunlardan sakınmak gerekir, şeklinde olduğunu söylüyor.(23)

         Şayet Peygamberimiz :  ‘’ Nazar insanı mezara, deveyi kazana koyar’’ demişse buna ait bazı örneklerin olması ve nazar değmesinden bazı insanların ölmüş olması gerekir. Hâlbuki tıp otoriteleri bugüne kadar nazardan ölmüş bir insan tespiti yapamamışlardır.

         Bir adama kötü gözle bakacaksınız, adam ölecek, mezara gidecek. Ya da bir deveye nazar edeceksiniz deve ölecek kazana gidecek ve eti kavurma olacak!.. Eğer bu sözler doğruysa şu ayetleri nasıl yorumlayacağız?

         ‘’De ki: ‘ Allah’ın dilemesi dışında ben kendime bir fayda ve zarar verecek durumda değilim…’’ (7 Araf/ 188)

         ‘’De ki: ‘Doğrusu ben size ne zarar verme ne de fayda sağlama gücüne sahibim’’’(72 Cin/21)

         Şimdi Hz. Peygamber kendine fayda ve zarar veremiyor. Hz. Muhammed (sav) başkalarına fayda ve zarar verecek güce sahip değil… Ama normal bir insan nazarla başkalarını öldürecek ya da hasta olmasını sağlayacak? Peygamber böyle boş bir söz söyler mi? Allah böyle bir saçmalığa izin verir mi?

Kur’an vermez diyor…

         D)NAZARLIK NAZARDAN KORUR MU?

         ‘’Bu gün halk arasında kullanılan pek çok çeşit nazarlık bulunmaktadır. Mavi boncuk, kartal pençesi, sarı kehribar, kurt aşığı, yılan kemiği, delikli taş, at nalı, boynuz, süpürge, kafatası bunlardan bazılarıdır. Nazarlıkların, insanların kıskanç bakışlarını dağıtan bir etkisi bulunduğu kanaati halk arasında yaygındır. Fakat nazarlığı bir süs eşyası olmasının ötesinde nazarı defeden, fayda getiren bir aracı sayarak takınmak, İslam bilginlerince batıl inançlardan sayılmış, bu tür davranışlardan uzak durulması tavsiye edilmiştir.’’(24)

23)Prof. Dr. Ali Osman Ateş, Kur’an ve Hadislere Göre Cinler ve Büyü; 260

24)İlyas Çelebi, İGYA, 3/452

Eğer nal ve boynuzun faydası olsaydı, başında iki tane boynuz taşıyan geyik aslana yem olmadı. Ayağında dörtnal taşıyan at sahibinden kamçı yemezdi.

         İbn Mace’nin rivayet ettiği bir hadis-i Şerif de:

         ‘’Peygamberimiz bir adamın kolunda bir halka (nazarlık) görünce ona kızarak:

         ‘’Bu ne? ‘’ buyurdular. Adam da ‘ Zayıflıktan’ dedi. Rasulullah:

         ‘’Bu senin zayıflığını daha da arttırmaktan başka bir şey yapmaz’’ dediler.(25)

         Ahmed b.Hanbel’in rivayet ettiği hadiste de şöyle deniliyor:

‘’Ukbe b. Âmir, Peygamberimize on kişiyle geldiğini ve Peygamberimizin dokuzuyla sözleşip biriyle biat etmediğini, söyler. Bunun üzerine orada bulunanlar dediler ki:

         ‘ Onda ne var, Ya Rasulullah?’ Peygamberimiz: ‘Onun kolunda nazarlık vardır’ buyurdular. Adam kolundan nazarlığı çıkarıp attıktan sonra Peygamberimiz onunla da sözleştiler.

         Sonra Peygamberimiz şöyle buyurdu: ‘’Kim onu takarsa şirk koşmuş gibi olur.’’ (26)

         Şu halde, şayet nazar varsa nazarı öncelikle nazarlık değil Allah önler. Şifayı Allah verir.

1)  Kullanılmış Su İle Yıkanmak Nazarı Önler mi ?

‘’Bazı rivayetlerde nazarın tedavisi için, nazardan etkilenen kimsenin, nazarı dokunanın abdest aldığı su ile yıkanması, tavsiye edilmekte, hatta bizzat Resulullah’ın böyle bir tavsiyede bulunduğu kaydedilmektedir.’’(Müsned, İbn Mace).(27)

 

 

25)Aysel Zeynep, age, 115

26) Aysel Zeynep, age, 114

27)DİA, 33/ 445 , Nazar Md.

Güzel vücutlu, beyaz tenli Sehl yıkanırken Amir onu görmüş:‘Böyle güzel bir vücut görmedim’ demiş. Bu söz Sehl’i yere vurmuş. Durumu Peygamber’e arz etmişler ve Amir’in gözünün değmiş olmasından kuşkulandıklarını söylemişler. Peygamber(sav) : ‘Neden biriniz kardeşini öldürüyor? Kardeşinde beğendiği bir şey görünce ona bereketle dua etsin’, demiş, sonra su getirilmesini emretmiş. Ve Amir’e, Abdest alıp yüzünü, dirseklerine kadar ellerini, dizkapaklarını, ayakuçlarını ve gömleğinin içini yıkamasını; birinin de o suyu Sehl’in sırtına ve başına döküp kabı da arkasından ters çevirmesini emretmiş.(28)

         Şimdi soru şu:

         Temizliğin sembol ismi bir Peygamber kullanılmış, kirli su ile tedavi olmayı tavsiye eder mi?

         Abdest, gusül gibi temizlikte kullanılmış olan sular (Ma-i Müsta’mel), maddi bakımdan temiz olsalar bile ikinci defa temizlikte kullanılamaz…(29) Yani böyle bir su temiz sayılmaz. Temiz olmayan bir su ile tedavi olmayı Peygamber nasıl tavsiye eder?..

         Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nin ‘Nazar’ maddesini yazanlardan İlyas Çelebi de bu konuda şunları yazıyor:

         ‘’Bu rivayet sahih olsa bile hadisenin, Resul-i Ekrem’in tavsiyesinden ziyade insanların alışageldikleri şeyleri devam ettirme şeklinde gerçekleştiği söylenebilir. Çünkü nazarla tedavisi için yapılan işlem arasında bir ilişki bulunmamaktadır…’’(30)  Su kabını arkasından ters çevirmenin de hiçbir anlamı yokltur.

         Şu halde bu tür rivayetler problemli rivayetlerdir ve bunlar delil olacak mahiyette değildir.

 

 

 

28) Prof. Dr. S. Ateş, Y. Kur’an’ın Çağ Tefiri, 10/26

29) İlmihal, İslam, 1/188
30) Dia, 32/445

 

D)  NAZAR NASIL GERÇEKLEŞİYOR?

Büyük müfessir Fahrettin Razi nazar olayının meydana gelişini şöyle anlatır:

‘’İnsan bir şeyi beğendiği zaman ya o şey hoşuna gittiği için kalmasını ister; ya da ondan rahatsız olur, sahibinin elinden çıkmasını ister. Her iki istek de ruhda ısınma meydana getirir. Ama ruhun ısınma derecesi aynı değildir. İsteğin olumlu veya olumsuzluğuna göre değişir. İşte bu algıların etkisiyle meydana gelen ısınma, gözden, beğenilen cisme doğru bazı ışınların akmasına neden olur. Gözden yansıyan bu ışınlar, beğenilen şeyi zehir veya ateş gibi etkiler.’’(31)

         ‘’Hz. Osman güzel bir çocuk gördüğünde kem gözden korumak amacıyla çene çukurunun siyaha boyanmasını tavsiye etmiştir. Tarlalara ve ekim yapılan arazilere kafatası asmak da bu tür bir tedbirdir. Çünkü kötü bakış önce bu şeye yönelir ve görüntü kırılarak etkinin ortadan kaldırılması sağlanır.’’(32)

         Şu halde nazarın, gözden çıkan ışınların görülecek cisme doğru akmasıyla meydana geldiğine inanılmakta ve görülecek cismin en uygun yerine mesela nazar boncuğu asılarak dikkatin bu boncuğa odaklanması sağlanmakta ve böylece nazar olayı gerçekleşmektedir.

         Hâlbuki görme olayı böyle gerçekleşmez. Bunlar eski ve yanlış bilgilerdir. Aydın Sayı da diyor ki:

         ‘’Örneğin, nazar inancının başlangıcı; görme olayının, gözden görülen cisme gönderilen ışığa benzer bir maddenin etkisiyle meydana geldiği inancıdır. Görme olayının görülen cisimden gelen ışınlar yardımıyla meydana geldiği ortaçağ sonlarından bir gerçek olarak kabul edilmiştir. Fakat bu düşüncenin kalıntısı olan gözden çıkan ışınların nazar değmesine yol açtığı düşüncesi, günümüzde bile sürmektedir. Bu neden, nereye bakarsanız nazar boncukları, ‘Nazar değmesin’ yazıları görmektesiniz. Nazar değmesi şeklindeki batıl inanç, devamını insanların bilgisizliğine borçludur. Aynı şekilde fal, sihir, şeytana tapma gibi uygulamaların yaygınlaşması da bilimsel düşünceye sahip olunmamasındandır.’’(33)

 

31)Prof. Dr. Süleyman Ateş, age, 4 /410
32) Dr. Hatice K. Arpaguş, Osmanlı Halkının Geleneksel İslam Anlayışı,426
33)Aydın Sayı, Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir,

Şu halde görme olayı, gözden görülecek cisme gönderilen ışınlarla değil, görülecek cisimden göze gelen ışınlarla olmaktadır. Böylece nazar olayının temel dayanağı çürümüş olmaktadır.

E)  SONUÇ:

‘’Evlerimizin, çocuklarımızın güzel olduklarını düşünüyorsak nazar boncukları, at nalları asarız onlara nazar değmesin diye. Bu ‘benim nazar değebilecek güzel bir şeyim var ‘ anlamına gelir. Daha da kötüsü, nazar boncukları astığımız aman, çevremizdeki diğer insanları, üstü kapalı da olsa kem gözlü olmakla suçlarız. Adeta ‘Sizin şerrinizden korunabilmek için, değerli varlığıma nazar boncuğu astım’ mesajını veririz.

         Değer verdiğimiz şeylere nazar boncuğu asmak, galiba onlarla övünmek demektir…’’(34)

         Allah’ın verdiği nimetlere şükretmeyi emreden İslam, mütevazılığın sembol ismi Hz. Peygamber böyle yanlış inançların aracı yapılamaz.

         Size nazar eden annenizin, babanızın bakışından etkilenirsiniz;  bir büyüğünüzün bakışından etkilenebiliriniz, o gözler, bakışlar size bir şeyler söyleyebilirler. O bakışlardan sevinirsiniz, üzülürsünüz… Bu tamam. O bakışlardan rahatsız olursanız, Allah’a sığınırsınız, şifa niyetine Kur’an okur, dua edebilirsiniz. Eyvallah…

         Nitekim İbn Mace’de Peygamberimizin ‘’Muavvizeteyn Sureleri (Felak-Nas) nazil olunca nazar için sadece onları okumaya başladığını’’ nakledilmektedir. (35)

         ‘’Nazar adamı mezara, deveyi kazana yatırır’’ ifadesine gelince böyle bir şeyin olması hem dini naslara hem tıbbi gerçeklere aykırıdır… Siz, bir adamın karşısına geçeceksiniz sonra ona nazar edeceksiniz, adam hasta olacak ya da ölecek!.. Oyun mu oynuyoruz Kardeşim!.. Böyle bir gücü eline geçiren adam ne yapmaz ki !.. Bu tam bir felakettir. İnsana hayat veren de öldüren de Allah’tır.

 

 

34)Üstün Dökmen, Küçük Şeyler 2,58,59

35)DİA, 32/445

Bir insan rahatsız olabilir, hasta olabilir, tedavisi doktora gitmesi, hastaneye başvurmasıdır. Çaresizlik içinde çırpınan veya maddi imkânı olmadığı için hastaneye gidemeyen böyle insanların bu sıkıntılarını fırsat bilerek, sizde nazar var diyip onlara nazarlık, muska takan, tekerlemeler söyleyerek tütsü yapan ve böylece onların umutlarından çıkar sağlayanlar, adeta bir insanlık suçu gibi ağır ve yüz kızartıcı bir suç işlemektedir. Bunun içerisinde biraz dini Cehalet vardır.(36)

         Nitekim Hz. Peygamber şöyle buyuruyor:

‘’Tedavi olunuz. Şüphesiz Allah derdi de yaratmıştır, dermanı da! Rasulullah bir hastayı ziyaret etmişti. Hasta için bir doktor isteyince birisi: ‘Sen de mi bunu söylüyorsun ey Allah’ın Resulü!’ dedi. Peygamberimiz de şöyle buyurdu: ‘Evet, şüphesiz ki Allah ilacını yaratmadığı hiçbir hastalık vermemiştir.’’(37)

         Yeter ki biz hurafelerden uzaklaşalım ve sağlığımıza dikkat edelim…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

36) Krş.; İlmihal, İslam, 2/ 167

37) Prof. Dr. Ahmet Şerbasi, Sorulu Cevaplı İslam Fıkhı, 5/40

 

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum