Reklam
Ahmet Kocabaş

Ahmet Kocabaş


GAZİLER GÜNÜ

03 Nisan 2018 - 13:38

Türk Milleti´nin ölüm kalım mücadelesi olan Sakarya Meydan Savaşı´nın ardından

kazanılan muhteşem zaferle Anadolu´nun Türk Yurdu olduğu dünyaya bir kez daha ilan

edilmiştir. Bu zafer Mustafa Kemal Paşa´nın üstün komutasıyla dünyanın en güçlü

Müstevlilerine karşı kazanılmıştı. Türk Ulusu, tutsak olmayacağını bir kez daha ispatlamıştı,

hem de kanıyla canıyla. Bu zaferden hemen sonra Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ile

Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, Büyük Millet Meclisi´ne çektikleri telgrafla Mustafa

Kemal Paşa´ya ‘Mareşallik´ rütbesi ve ‘Gazilik´, unvanı verilmesini teklif ettiler... Büyük Millet Meclisi de 19 Eylül 1921 de kabul edilen bir kanunla Mustafa Kemal Paşa´ya Türk Milleti´nin şükran

duygularının bir ifadesi olarak ‘Mareşallik´ rütbesiyle “Gazilik” unvanını verdi. (1)

 

Mustafa Kemal Paşa´ya “Mareşallik” rütbesi ve ‘Gazilik´ unvanının verildiği 19

Eylül´ün TBMM tarafından 2002 yılında kabul edilen yasayla Gaziler Günü olarak

kutlanması kararlaştırıldı. (2)
Bugün büyük bir minnet duygusuyla kutladığımız 19 Eylül Gaziler Günü´nün tüm Gazilerimize ve Türk Milleti´ne kutlu olmasını diliyorum.

 

Nedir Gazilik,  neden Gaziler Günü?

 

Gazi: Düşmanla savaşanlara ya da savaşmış kimselere verilen bir unvandır. Büyük

kahramanlık gösteren kişilere veya şehirlere verilen bir onur adıdır. (3)

 

Önceleri, savaşlarda kahramanlık gösterenler ve savaşta yaralananlar `Gazi` adıyla

anılırken, daha sonraları “Gazilik Unvanı “ kadın olsun, erkek olsun, savaşta yaralansın,

yaralanmasın, savaşa katılan herkese verilen bir unvan olarak kullanılmaya başladı. Gazilik,

özellikle Türkler`de savaşa katılanlar için “Mücahit” karşılığında kullanılan bir sıfat ve unvan

olarakta anlam kazandı. (4)

 

Peygamberimiz Gaziliği övmüş, Gazileri onurlandırmıştır. Diyor ki Kutlu Elçi:

 

“Düşmanla karşılaşmayı, savaşmayı istemeyin, Allah (cc)´ tan barış isteyin. Fakat

düşmanla karşılaşmak zorunda kaldığınızda da sabredin, sebat gösterin. Unutmayın ki cennet

kılıçların gölgesindedir. (5)  

                                                            
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
        1-Ethem Ruhi Fığlalı, Orta0kullar İçin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 3, 102-103.
        2- Bkz. 27 Haziran 2002 Tarih ve4768 Sayılı Resmi Gazete.
        3- temel Ateş, Temel Okul Sözlüğü, 214.
        4- Bkz. Ana Britannica, Gazi Md. Hürriyet, 13/166; Abdülkadir Özcan, Gazi Md. DİA, 13/443.
        5- Müslim, Cihad, 19-20; Buhari, Cihad, 32; Bkz. M. Cemal Sofuoğlu, İslam Dini, 556.

 

 

 

Rahmet elçisinin bu ölümsüz mesajı Büyük Milletimizin gönlünde yerini almış ve bu

Millet ülkesini istila edenlere karşı kahramanca topraklarını savunarak şehitlik ve gazilik

mertebesine ulaşmıştır.

 

Üzerinde yaşadığımız, anılarını paylaştığımız, suyunu içip, havasını kokladığımız bu

Vatanı sevmek ve korumak gerektiğinde bu topraklar için şehit düşmek veya gazi olmak en

büyük övünç kaynağı, en kutlu görevdir. Bu nedenle şair;

“Arıburnu, hani topların nerede?

Gazilik arzusu var hangi serde?

Şehitlik göktedir, gazilik yerde.

Bu gün bizden vatan razı olacak,

Nefer şehit, ordu gazi olacak.” (6)

diye kükremiştir. İstiklal Marşı şairi de:

“Yılmam ölümden, yaradan, askerim.

Orduma “Gazi” dedi Peygamber´im,

Bir dileğim var, ölürüm isterim:

Yurduma tek düşman ayak basmasın.  

Âmin! Desin hep birden yiğitler.

 ‘Allahu ekber!´ gökten şehitler.

 Âmin! Âmin! Allahu ekber! “ (7)

diye haykırmıştır.

Bu Millet; gazilerinin anılarıyla heyecanlanmış, şehitleriyle ayakta durmuş.

kahramanlarının kanlarıyla kutsallaşan bu toprakları vatan edinmiştir.

 

  “Yurtta barış, dünyada barış"  ilkesini `ebedi kılmak, geleceğimizi emanet

edeceğimiz gençlerimize güvenli ve kalkınmış bir Türkiye bırakmak istiyorsak gazilerimizi ve

onların gaza ruhlarını doğru anlamak zorundayız.

 

Bu Büyük Millet, şehitleri ve gazileri için ağıtlar yakmıştır. Asırlardır söylenen zafer

marşlarının yanında, ‘Nazlı Budin´ ezgileri ‘Ağlayan Tuna´ mersiyeleri ve “Yemen Türküleri”

ile gazilerini, şehitlerini özünde yaşatmıştır.

 

Uzun kış gecelerini gazilerimizin anıları süslemiştir. Dedeler torunlarına, analar

çocuklarına gazilerimizin, şehitlerimizin kahramanlıklarını anlatmışlardır.

 

Biz, muhteşem medeniyetimizi; “Aşiyan-ı Rum, Baciyan-ı Rum, Gaziyan-ı Rum,

Abdalan-ı Rum´a... Yani Anadolu Kardeşleri, Anadolu Bacıları, Anadolu Gazileri, Anadolu

Erenlerine borçluyduk.    
                                       

 

                                                
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------
        6- Ergün Göze, Kuğunun Son Ötüşü Çanakkale Destanı, 160
        7- Mehmet Akif Ersoy, Ordunun Duası, Safahat, (Rıdvanoğlu), 623.
               
       
       

“Ben gelmedim kavga için,

Benim işim sevgi için.

Dost evi gönüllerdir,

Gönüller yapmaya geldim.”(8)

diye coşan gazilerimiz, gönüller yapmaya gelmişlerdi. Gazanın ve Gazi olmanın anlamı

buydu.

 

Hastaneden komutanına mektup yazan Kadir oğlu Gazi Mehmet Çavuş:

“Sağ kolumu kaybettim, zararı yok, sol kolumla da savaşa bilirim, Beni üzen şey;

yaramın kapanmaması nedeniyle kıtama katılamamamdır. Hastaneden kurtularak harbe iştirak

edemediğim için beni affediniz komutanım”(9)) diyerek gazilerimizin ruh dünyasını

yansıtmıştır.

 

Güneydoğu da teröristlerce döşenen bir mayın patlaması sonucu gözlerini ve kollarını

kaybeden bir gazimizin, kendisini ziyaret eden komutanına, “ Gözlerimi istiyorum

komutanım! Bana gözlerimi geri verin!” sözleri, milletimizin vicdanında büyük bir yankı

bulmuş ve bir duygu seli oluşturmuştu.( 10)

 

Bir başka Güneydoğu Gazisi, kendisini ziyarete gelen Amerikalı bir görevliye; “ Türk

geleneğine göre konuklar ayakta karşılanır. Ayağa kalkamadığım için kusuruma bakmayın.

Zamanında teröristlere destek olmasaydınız, terörü önleme konusunda bizimle işbirliği

yapsaydınız, şimdi sizi ayakta karşılıyor olacaktım” dediğini, Amerikalı yetkilinin de yüzü

kızararak sadece, “Çok üzgünüm “ diyebildiğini ekranlardan ibretle seyretmiştik.

 

Gazilik bu kadar önemli, bu kadar onurluydu.

 

Gazilerimiz gözlerini, kollarını, bacaklarını vermişler, ama vatanlarını, özgürlüklerini

vermemişlerdi. Onlar ihanetin, bölücülüğün,  önünde en büyük engeldir.

 

Ey şanlı gazim,

Ey kahraman gazi;

Sen, şanlı tarihimin soy kütüğüsün.

Sen, Hakk´ın gürleyen sesisin

Sen, zalimin üstesinden gelen Tanrı´nın kudret elisin.

Sen, mazlumun sığınak kapısısın.

Sen, halkın temsilcisisin.

Sen, Hakkın temsilcisisin.   
                                                                       
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

        8- Yunus Emre, Yunus Emre Divanı,
        9- Bkz. Çanakkale Şehitleri Tanıtım ve Araştırma Broşürü.
        10- İhsan Özkes,  İnanç Sömürüsü İslam´a ve Uygarlığa büyük Engeldir, 182.
       

 

 

Yeniden gürle ve ayağa kalk. Senin anlayışına ihtiyacımız var. Bu gün senin hakkını

kuru bir selam ödeyemez biliyorum. Ama yinede selam sana, teşekkürler sana, duam sana ey

Gazi´m. Çünkü Peygamberimiz: “Gazi`ye hürmet ve saygı göstermeyen bizden

değildir.”(11)buyuruyor.

 

Bu nedenle Gazilerimize maddi yönden destek vermek ve yakınlarına sahip çıkmak

bir vefa borcu olarak görülmelidir.

 

Gazilerimiz ve destanları vardı.

 

Battal Gazi Destanı, Köroğlu Destanı, Gazi Osman Paşa´nın Plevne Destanı, Sakarya

Meydan Muharebesi Destanı; Kara Fatmaların. Nene Hatunların, Gazi Kadınların, Sütçü

İmamların, Şahin Beylerin anıları gönül iklimimizin sağanak yağmurlarıydı, teselli

kaynağımızdı. Çünkü zulme, sömürüye, haksızlığa, hukuksuzluğa, işgale, esarete baş kaldın,

isyan örnekleriydi bunlar.

 

Gazaya gitmenin, Gazi olmanın özü buydu.

 

Bunun için doğan çocuklarımıza Gazi adını vermiştik. Gaza ruhunu ve Gaziyi

çocuklarımız unutmasın diye okullara, üniversitelere, caddeler, çeşmelere “Gazi” adını uygun

görmüştük. Gaza ruhunu yaşattığı için Antep”e Gaziantep unvanını ödül olarak vermiştik.

Daha sonra yavru vatan Kıbrıs´ta Magosa´ya Gazi Magosa diyecektik. Maraş´ı

Kahramanmaraş, Urfa´yı Şanlıurfa yapan gazilerimizin gaza ruhuydu.

Melikgazi, Osmangazi, Orhangazi, Gaziemir, Gazipaşa milli kimliğimizin sembol

İlçeleriydi.

Ülkemizi ve onurumuzu kahramanca temsil ettikler için gurur duyuyoruz Kore ve

Kıbrıs Gazileriyle... Kolsuz, bacaksız kalan ama vatansız kalmayan, ülkeyi teröristlere

teslim etmeyen, bölücülere aman vermeysen Güneydoğu Gazilerini saygıyla selamlıyoruz...

Emniyet mensubu ve Eğitimci Gazilerimizi şükran duygularıyla alkışlıyoruz... Görev

Gazilerimize minnet borcumuz var...

Bu duygularla Gaziler Günü´nü tekrar kutluyorum. Hayatta olan Gazilerimize uzun

ömürler diliyorum.

Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere vefat eden Gazilerimize ve Şehitlerimize

rahmet diliyorum.

Ruhları şad olsun!     
                                                
                                                         
                                                                             
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

        11- Muttaki, Kenz´ul Ummal, IV, 313; Bkz. İhsan Özkes, age,182.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum