Reklam
Ahmet Kocabaş

Ahmet Kocabaş


FELAKETLER KADER Mİ?

03 Nisan 2018 - 13:38

Önce Luka İncili’nden birkaç cümle sunalım. Tanrı diyor ki:
‘’ Niçin beni Tanrım, Tanrım diye çağırıyorsunuz da, söylediğim şeyleri yapmıyorsunuz? Bana inanan, sözlerimi duyunca onları yerine getiren bir kişinin kime benzediğini size haber vereyim: O, inşaat yapan bir adama benzer. O adam derin temel açar ve binayı sağlam bir kaya üzerine inşa eder. Sel geldiği zaman su eve zarar vermez. Çünkü sağlam yapılmıştır. Tanrı’yı işiten ve dediklerini yapmayan bir kimsenin durumu ise, temelsiz bina inşa eden adama benzer. Sel gelmiş bina yıkılmış ve büyük zara vermiştir.’’ (1)

Yani İncil, Tanrı’yı dinleyen işini sağlam yapar’ diyor.
Aynı örnek Kurna-ı Kerim’de de şöyle anlatılır:
‘’Binasını Allah korkusu ve sağlam bir temel üzerine inşa eden kimse mi daha hayırlıdır, yoksa yapısını yıkılacak bir uçurumun kenarına kurup, onunla beraber kendisini de cehennem ateşine yuvarlayan kimse mi? Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.’’ (Tovbe 9/109)

Allah, ‘işinizi sağlam yapın’ diyor.
Allah’ın güzel isimlerine Esmaü’l Hüsna denir. Allahın en güzel isimlerinden biride ‘el-Mutkin’dir. Yani ‘işi sağlam yapmak’… Bakın kainata, en güzel ve en sağlam eserler Allah’ın…
Kutsal kitaplar bunları söylerken Müslümanlar ne yaptı?
‘’Her yıl tarla açmak için Endonezya, Bangladeş, köylüleri ormanları yakarlar. Bölgenin üzerinde kapkara bir sis bulutu oluşur. Sonra muson yağmurları gelir. İnsanlar bölgeyi terk eder, hayvanlar kaçışır, doğal denge tahrip olur. Her taraf su ve çamur içinde kalır. Hayat çekilmez bir hale döner. Arkasından göç başlar. Binlerce insan ölür.’’ Sonra bu büyük yanlışlığı ‘Allah’ın takdiri’ ile izah etmeye kalkışırlar. Faturayı Kader’e keserler.
‘’Selahattin Babüroğlu’nun anılarında vardır.1939 Erzincan depreminden sonra, bilimsel araştırma sonucu fay hattı saptanır. Bu hattın güneyinde ya da kuzeyinde 2 katlı binalardan başka inşaata izin verilmeyecektir. Bir gün belediye meclis kararı Ankara’ya gelir, fay hattı meclis kararıyla şu kadar kilometre geri çekilmiştir.
Niye?
Apartmanlar dikilsin diye…
Bizde politika bir kalemde, bilimin çizdiği fay hattını bile yerinden oynatır.
Sonra da  ‘’Allahın dediği olur.’’
Kuldan utanmıyorsan bari Allah’tan kork!’(3)

‘’ Marmara depremi sonrası, Afet İşleri Genel Müdürlüğü Gölcük’te inşa edilecek binaların iki katı geçmemesi konusunda bir rapor hazırlamış. Buna rağmen 8 katlı apartmanlar yapılıyor.’’
Peki Gölcük dağ başı mı, orada devlet yok mu, belediye yok mu ?
Hiç olmaz mı?

Belediye başkanlarının savunmasına bakın:
‘ Oraların ruhsatları deprem öncesi verilmişti, inşaatlar yasaya uygun.’
Yasalara uygunmuş, peki akla mantığa, bilime, bilgiye uygun mu? (4)

Öncelikle idarecilerin, yöneticilerin kafasındaki fay kırığını tamir edeceğiz.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; Tsunami felaketi nedeniyle gittiği Endonezya’da Aceh bölgesinde tümüyle yıkılan sahilde ayakta kalan tek binanın cami olduğunu gördü. Yanındakiler ‘’Allah’ın lütfu ‘’ dediler. Başbakan kızdı ve bırakın böyle konuşmaları. Demirinden çimentosundan çalmassan, Allah da lütfeder..’ dedi.(5)

Ev yapar demirinden, çimentosundan çakılından, çalar, doğru dürüst temel bile kazmaz, bir depremde bina yerle bir, ama evin çatısında ‘’ Allah büyüktür’’ levhası asılı.
Evet, inanan bir Müslüman için Allah elbette büyüktür. Ama, o büyük Allah akıl vermiştir, evini buna göre yap demiştir. Sen bunları yapmayacaksın, sonra ‘’ Allah büyüktür.! diye levha asacaksın…

Mehmet Akif böyleleri için şöyle der:
‘Kadermiş!’ öyle mi? Haşa bu söz değil doğru:
Belanı istedin, Allah verdi. Doğrusu bu.’’ (6)
Mimar Sinan’ın Selimiye Camii olağan üstü bir mimarlık başyapıtıdır. Yaptın en önemli kısımlarından biride ünlü kubbesidir. Bu kubbenin şiddetli bit depreme dayanamama ihtimali vardır. Teknik kurul oluşturulur. Kurul uzun toplantılar yapar. Çözümleri üretir. ‘’ kubbenin alt sıvasının uygun bir yerinden açılıp çelik kuşak yerleştirilmesi kararlaştırılır.’’
Karar uygulanmaya başlanır. Ve herkes dona kalır. Çünkü bu tedbiri Koca Sinan, daha 400 yıl öncesinden düşünmüş ve uygulamıştır. Mimar Sinan’ın 400 yıl önce yapığı binada çatlak bile yok. 30-40 yıl önce inşa edilen Sakarya, Kocaeli, Yalova, Van Erciş yerle bir.

Neden?

Düşünebiliyor musunuz? İki tane apartman yan yana. Deprem sonrası biri yerle bir, diğerinde hasar yok.

Neden?

Çalıyoruz, çırpıyoruz da ondan…

Kamuda çalma hırsızlık ve yolsuzluklar depremlerin ölümlerin nedenidir… yer altındaki fay kırılmasından önce kırılan ar damarıdır. Türkiye’ de yıkılması gerekenlerin başında malzemeden çalma zihniyeti bulunmaktadır. Malzemeden çalmanın arkasında ahlak hırsızlığı, hukuk kaçakçılığı, siyaset yankesiciliği, kamu yönetimi kalpazanlığı yatmaktadır.. Bunlar da Başbakan’ın sözleri.(8)
Önce bunlar düzelecek..
Bu işin toplum olarak bize düşen tarafları da var:
Ucuza mal edip ucuza satanları ödüllendirmeyeceğiz. İşini ehliyet ve likayatle yapanların teşvikçisi olacağız. Ucuz etin yahnisinin hastalık sebebi olacağını bileceğiz. Köyü, bağı, bahçeyi terk edip kentlere, varoşlara doluşmayacağız. Dedemizin, babamızın yurduna, köyüne, kasabasına sahip çıkacağız. Ucuzculuğu, beleşçiliği değil: kaliteyi, sağlamlığı alkışlayacağız.
Nitekim Yüce Allah diyor ki:
‘’ Başınıza gelen her felaket, kendi ellerinizle yaptıklarınız sonucudur, üstelik Allah çoğunu da affetmektedir…’’ (Şuara 42/30)

Hani şair diyor ya:

‘’ kader diyemezsin sen kendin ettin ‘’
Kendimiz yapıyoruz sonra da faturayı kadere, Allah’a kesiyoruz…
Deprem ilahi bir ceza mı?

Alnı secdede iken enkaz altında kalmış yaşlı kadınlar, kundakta bebekler… Günahsız çocuklar... Camiler, ezan okunan minareler. Deprem buraları da vurdu.  Yahu bunların günahı ne? Allah günahsız insanları, çocukları, bebekleri, cezalandırır mı?
Allah’a büyük iftira bu…
Kuran-ı Kerim’de şöyle buyruluyor:
‘’ Senin Rabbin uyarmadıkça bir toplumu zulüm (ceza) olsun diye helak etmez.’’ ( Enam6/131)
‘’ Eğer Allah insanları yaptıkları zulümlerden dolayısıyla hemen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı…’’ (Nahl 16/61)

Kim doğru söylüyor? Deprem ilahi cezadır diyenler mi, Kuran-ı Kerim mi?
Sonuç olarak diyorum ki “Japonlar gibi depremle birlikte yaşamasını öğrenmek zorundayız”.

Van ve Erciş depreminde hayatlarını kaybeden şehitlere rahmet, yaralılara acil şifalar, ulusumuza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.

                                                Allah bizi felaketten korusun, Cumanız mübarek olsun


YORUMLAR

  • 0 Yorum