Reklam
Ali Osman Kıraş

Ali Osman Kıraş


TANIDIK İÇİMİZDEN BİRİ: AYAN OLMAK

03 Nisan 2018 - 13:38

         Siz tanırsınız onu.  Tanırsınız, tanırsınız hem de   çok iyi  tanırsınız. Çok eskilerden desem. Vallahi hala “tanımıyorum”  diyorsunuz ama, bak  sonunda “aaaa! Hakkaten bu bizim Ruh” muş  diyeceksiniz. “Allah Allah,  ayıp oldu ya ;  bildiğimiz  insanmış,  hem de  en iyi bildiğimiz insanmış”  diyeceksiniz.
       Efendiiimmm, gelelim bu değerli, çok kıymetli , çok bilmiş, bulunmaz hint kumaşı gibi gökten zembille  indirilmiş, yeryüzünden cımbızla  çekilmiş, kırmızı dipli  mumla günlerce  arandıktan sonra bulunmuş  zatı muhtereme: Boyu bosu  bizim gibi, biraz ince yapılı, orta boyun  üstünde,saçına  sakalına pek ihtimam göstermese de-günlük traş ona  zul geldiğinden bazen kaçamak yapar, pis sakalla  dolaşıverir.- yerine göre jilet  gibi  giyinir, moda defilelerinden fırlamış takım elbisesi  ile ortalarda arzı  endam  eder,--gerçi  kış günü beyaz takım elbise, yaz günü siyah takım elbise giyerek ters  işleri  çoktur ama—sağa  sola böyyüüüük böyük  selam ve  temennalar  çakarak çarşı  ortasında avazı  çıktığı   kadar bağırmak en hoşuna  giden özelliğidir. Herkese-kendisinden küçük veya büyük, amir veya memur olsun  fark etmez- “AAABİ,” diye hitap eder. İlk söylediği cümle ise genellikle; “Selamünaleyküm Aaabi, senin işi dün akşam telefonla görüştüm, bugünde beni O  aradı, merak etme, TAMAM ABİ , artık  bi şeyler yaparız “  şeklinde  olurdu. Saçlar biraz uzunca, kırlaşmış, arkadan sanki  yeleli gibi, genellikle birkaç günde bir yıkandığından yağlıca bir vaziyette  olur. Kahvehane gibi yerlere, ya da makam odasına gelirken çok uzaklardan gür  sesi kendisinden önce  gelir, büyük ihtimalle de küfürlü  yada  argo bir kelime mutlaka  kaçırıverir. Hele masaya oturduktan birkaç  dakika  sonra  etrafındakilerle kahkahalı, şen şakrak konuşmalarından argo ve  küfürler  ortaya saçılır, birkaç  tane de kadına kıza gönderme  yapılır, şamata   olsun diye  sırf  “Aabi sen bi  gör , anladın sen”  tarzı cümleleri sohbetinin  baş makalesidir.  Bunları kahkahalarla anlatır, söyler.  Duyulacakmış, utanılacakmış, ayıplanacakmış  hiç umurunda  olmaz, etrafındakiler de bol bol gülerler, zevkten dört köşe  olurlar. Bizim Ruh”a  “TABİİ USTA, ÖYLE  OLMASI LAZIM, SEN TEK BAŞINA  GELMİŞSİN, SENİN DEDİĞİN  OLACAK”  diye destek ve  köstek!  olurlardı. Dışardan tanımayanda birkaç defa kaş altından çaktırmadan bizim Ruh u izler, dikkatini o tarafa celbederdi. “Kim bu Salak?” dercesine birazda  çekinerek etrafındakilerle söyleşmek zorunda  kalırdı.
       Ruh ; doğma büyüme bir köylü çocuğuydu tıpkı  çoğumuz gibi. Hacı Abdülsamet Aga’nın 9 çocuğundan birisi  olup çocukluğunda ve ilk geçlik yıllarında camiye gitmediği halde  babasının ahiret  sorularını  başarıyla  atlatabilmiş  ama  ara sıra “Bugün İmam hangi sureyi okudu?” gibi net sorulara doğru cevaplar  veremediği zamanlar da eşek sudan gelinceye kadar dayak  yediği olmuştur. Doğru cevap veremez çünkü çoğu  kere kaçak  yapardı. Abdülsamet aga bu ; Tekke Mahmut’in oğlundan kurtuluş olur mu ? Namaz için, adamı keser valla. İsterse  oğlu  olsun.  --Adam olceeek çocuk yedi yaşından öte  namazı, orucu tam yapacak, şakası olmaz bunun-,  derdi.
       Okulun en geç geldiği köylerden birisi de bu köydü.  Köylüler medrese kaçkını bir hocanın etkisi altında  yıllarca fakirlik ve dinsel baskı ile kendilerini tecrit  edilmiş  hissetmişlerdi. Bizim Ruh ta  bu Mollanın torunu olmakla büyük mutluluk duymakta ve son yıllarda artan bu popülariteyi sonuna kadar etrafa  yaymaktadır. Ne de olsa Molla torunu. Keşke  Mollalık devam etseymiş!!!  Vatan  sağ olsun!. .
        İşte bizim Ruh bu ortamda  yetişmiş. Türkiye’nin tek partili demokrasi rejiminde ilçenin yetkili kurullarında üstün  yetenekleri  derhal fark edilerek oy birliği ile  üstelikte köylü olması  hasebiyle İlçe Ayanlığına-pardon muhtar mı deseydim--   seçilmiştir. Bu da  nereden çıktı demeyin,   Demokrasilerde en yetkili  makam Ayanlık—Muhtarlık ne derseniz deyin canım- olduğuna  göre, seçimle olması  kadar doğal bir şey değil mi?... Bu Dünyanın en büyük süper gücünde de böyle  değil mi?..  Artık  eğitim Bizim Ruh tan ,Asayiş, sağlık, karayolları, havayolları,  denizyolları, ormanlar, hatta çıkarılan, çıkarılamayan madenler, dağdaki, bağdaki hatta evdeki  hayvanlar bile bizim Ruh tan sorulacak. Ondan icazet  alınacaktır. Bundan böyle Ruh  yeni  Ayanımızdır. Minareden  duyuru yapılacak, herkesin öğrenmesi sağlanacaktır. Yaşasın Ruh —Yaşasın Yeni AYANN  dedik  ama ömrü uzun sürmedi be gardaş. Allah rahmet  eylesin.  Çabuk  göçtü  gitti.


Aşınız  katıklı,  yaşamınız özgür olsun.
08/06/2012
Ali Osman KIRAŞ


YORUMLAR

  • 0 Yorum