Bu hafta sonu ülkemiz genelinde TBMM’ni oluşturacak milletvekili seçimleri var. Umarım milletimiz, devletimiz için hayırlı olur. Umarım bizleri daha güzel günler beklemektedir.
Şöyle bir düşündüm de çok partili hayatın başladığı 1946 yılından bu yana genel seçimler hiçbir kere normal gününde yapılmamış. Genel seçimler bazen 5 yılda bir olarak planlanmış, bazen 4 yılda bir olarak planlanmış ama yine de hiç normal gününde yapılmamış. Neden acaba?
Son üç seçimi hatırlatayım. 2003 de yapılması gereken seçim acil bir kararla 2002 Kasım ‘ına alınmıştı. Süresi 5 yıl diye planlanan seçim 2007 Temmuz’unda erkene alınarak yapılıverdi. Şimdi de önce 4 yıla indirildi, sonrada yine temmuzdan önce 12 Haziran’ a çekiliverdi. Neden, neden?
Kısacası bu ülke 1946 dan bu yana hiçbir kere normal gününde seçim yapamamış. Hep baskın seçim, yani anormal şartlarda anormal seçim şeklinde uygulamalar olmuş. Yoksa biz anormal insanlar, anormal bir ülke miyiz? Demek ki şu anlaşılıyor; bu ülkede hep anormal şartlar hüküm sürmekte. Hatırlıyorum da seçimden sonraki ilk haftalarda da liderlerimiz şöyle derlerdi. Tekel ürünlerine, akaryakıt ürünlerine , harçlara yapılan zamları savunarak :--“Seçimden önce zam yapacak kadar enayi miyim.? Bilmem enayi misin, yoksa milleti enayi yerine mi koyuyorsun. Onu anlayabilmiş değilim.
550 kişi milletvekili seçilecek. 2-3 bin kişide milletvekili adayı sıfatını elde etmenin onurunu, gururunu çocuklarına, torunlarına övünçle anlatacaklar. Seçilemedik ama şu kadar oy aldık, partimiz tarafından şöyle seviliyorduk.. falan filan.
Pekiii. Bu 550 kişi gerçekten halkımızın, milletimizin sesi, soluğu, gözü, kulağı mı olacaklar. Doğru işler yapacaklar, doğru kararlar mı alacaklar. Ülkemizi ekonomisiyle, sporuyla, sanatıyla, bilimiyle, üniversiteleriyle Dünya üst ligine mi taşıyacaklar. Milletimize rahat, huzurlu bir ortam mı sunacaklar. Kavga dövüşün olmadığı, aş ve ekmeğin bol olduğu bir yönetim düşlüyoruz. Biz onlardan bunu bekliyoruz. Dur bakalım zaman ne gösterecek?
Şu anda Mecliste olup da yeniden aday olabilen, ya da olamayan en az 150 milletvekilinin –yani Meclisin 1/3 ünün – çeşitli suçlardan zanlı olarak savcılıklarda evrakının bulunduğu söylenmekte. İhaleye fesat karıştırmak, hakaret, dövme, yaralama,, görevi kötüye kullanma .. vb çeşitli suçlarla itham edilen bir meclis. Bana çok kötü örnek olarak karşımda duruyor. Umarım bu yeni meclis böyle olmaz. Umarım bu meclis ülkemizin en başarılı, en çalışkan meclisi olur. Umarım ülkemin borçları artmaz, arttırılmaz, tam tersine azaltılır.Umarım ülkemin doğal kaynakları, insan kaynakları tamamen ülkemin menfaatleri doğrultusunda kullanılır, çalıştırılır. Umarım evimize, tarlamıza varıncaya kadar mallarımız, fabrikalarımız, yollarımız, sularımız, barajlarımız, telefonlarımız… tekrar tekrar satılmaz. Satışına izin verilmez.
Şöyle bir haber beni ürküttü, ürkütüyor.—Dünya Bankasından 9 yıl ödemesiz, 26,5 yıl vadeli kredi almışız. Bu 9 yıl , bu 26 yıl gelmeyecek mi? Kimse bana borç yiğidin kamçısıdır demesin. Kamçıyı yiyen at hızlı gider ama arabayı da bir hendeğe doldurur, devirir. Güzel bir fıkrayla bitirelim. Mirasyedinin birisi ilk defa gittiği bir meyhanede kendisine çekine çekine bir içki söylemiş. Etrafına bakınırken duvardaki yazıya gözü ilişmiş.—“Sen ye, iç. Torunun ödesin. Kafana takma” Bizim mirasyedi gözlerini ovuşturmuş bir daha okumuş yazıyı. “Çok güzel” demiş. “Tam bana göre”. Rahatlamış. Bir içki, bir içki daha. Gelsin mezeler,gitsin şişeler. Vakit dolmuş. Ceketini omzuna atmış, yerinden kalkıp kapıya doğru yönelmiş. Tabii hesap ödemek yok. Kapıda iri yarı iki adam önünü kesmiş. Hemşerim hesap?—Ne hesabı kardeşim, ben yedim içtim, hesabı torunum ödeyecek. Duvarda öyle yazıyor. Garsonlar olmaaaz demiş. Biz de zaten senin hesabını istemiyoruz. Bak bu senin dedenin hesabı yıllar önce rahmetli çok yiyip içmişti. Sen de dedenin hesabını öde lütfen. Sevgili dostlar bu kredi meselesini okuyunca aklıma bu geldi de kötü kötü düşündüm kaldım. Benden söylemesi. Dedenize söyleyin bir daha size hesap bırakıp da gitmesin.
Aşınız katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun.
Sevgiyle dolun, sevgiyle kalın.
..09/06/2011
Ali Osman KIRAŞ
YORUMLAR