KAR

Geldi gelecek, kapıdan girdi, girecek derken beklenen hem de hacı bekler gibi beklenen,  özlenen, aranan misafir dün öğleden sonra göründü.   Önce yağmur başladı, yavaş yavaş kar halini aldı. Çocuklar el çırptı, büyükler camdan baktı “tamam” dediler kar yağıyor. Hâlbuki sonbahar başlangıcında bizim TV’ lerimiz, ajanslar --Bu kış yüzyılın en büyük kışı olacak, kış çok şiddetli geçecek-- diye bayağı ortalığı ayağa kaldırmışlardı.  Hiçte öyle olmadı.  Şu an Ocak ayının son haftasındayız bu beklenen kış ve kar gelmediği gibi havalar son iki ayda bahar, yaz günleri gibiydi... Acaba o haberler kömür, doğalgaz ve oduncuların asparagas haberleri miydi? Yaşlılarımız ihtiyatı yine de ellerinden bırakmıyorlar –Bizim karımız mart ayına doğrudur,  mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır-- diyorlar
Kar doğanın gelinliği,  beyaz örtüsü,  bitkilerin yorganı, saflığın sembolü. Çocukların neşe kaynağı, üşüyüp üşüyüp oynamak, yatmak, yuvarlanmak istedikleri bir şey. Ama bu sabah kalktığımızda öyle yerlerde yatılacak, yuvarlanılacak hatta kartopu oynanacak bir kar görünmüyor. En azından ilçemizde görünmüyor. Belki köylerde özellikle rakımı yüksek köylerde yeteri kadar var olabilir. Okul bahçelerinde ya da mahalle aralarında kartopu savaşları yapmak, kartopunun içine taş, çamur koyup ta atmak bu savaşın başlıca hilelerindendir. Böyle olunca kartopu savaşı bazen de gerçek kavgaya dönüşüverirdi.
Bu yıl kar ülkemiz siyasetinde de yerini aldı. Hiç kimse kar yağarsa kaç köy yolunun kapanacağını kaç kişinin soğuktan donarak öleceğini irdelemedi ama Erzurum’a kar yağmazsa kış olimpiyatlarının yapılamayacağını, tehlikeye gireceğini anlattılar durdular. Ben ise başka başka şeyler merak ettim.  Bu olimpiyatlar bir şekilde yapılır. Erzurum’da da halk, esnaf vb bu işten üç beş kuruş ekonomik getiri de kazanır.  Kazanır ama acaba ülkemizde yapılan bu olimpiyatlara ülkemiz adına katılan kaç kule atlamacısı, kaç kayakçı, kaç kayak slalomcu vb sporcu vardır, ya da var mıdır? Merak bu ya?  Üstelik bu ülkenin yüzde altmışı karasal iklim altında kar yağdığı zaman üç beş ay kalkmadığı zamanlar olan bir coğrafya. Yani un var, helva var, şeker var ama karla ilgili bu alanda kaç uluslar arası sporcumuz var?   Üç yanımız denizlerle çevrili ama uluslar arası kaç yüzücümüz var?  Bunlar hiç madalya almışlar mı? İşte düşünülmesi gereken bu… Yoksa spor bize ters mi abi? Olursa futbol olsun. O da erkek futbolu. Eh siz bilirsiniz.


Aşınız katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun.
Sevgiyle dolun, sevgiyle kalın.