İSTİYOR MUYUZ?

Bize de yapılacak çoğuna uygulanan
Dayımız yok ki  yukarılardan  Ankara’dan…..

     Yoldan geçerken radyodan yükselen şarkının sözleriydi bunlar. Düşündüm de ne demek istiyordu bu  şarkıcı  kızımız?
     Şarkılar,  türküler,  atasözleri, halkoyunları bir toplumun aynasıdır.  Toplum bireyleri   onlarla  büyümüş,  yoğrulmuş  kişilerin belleği,  kültürü,  dünya  algısı,  olaylara  bakış  tarzı , verdiği, vermediği  tepkiler   çoğunlukla bunlara göre  şekillenmiştir.
……
Dayımız  yok ki  yukarılardan,  Ankara’dan…

Bu söz bir acizliği,  bir  haksızlığı,  çaresizliği mi dile  getiriyor?   Yoksa eşitliği,  adaleti, benzer  olaylar,  benzer  kişiler  karşısında  benzer  tepkiyi mi  dile  getiriyor?  Bence  birincisi.
      Peki biz  bunu nasıl  karşılıyor, nasıl algılıyoruz?  Çok  doğal. Sıradan,  hatta  hiç tepkisiz . Üstelik hep  içimizden --“keşke bizde başarabilsek, bir  dayı  bulabilsek”  diye olayı  kabulleniveriyoruz. Öyle değil mi? Samimi olalım
     İstiyor muyuz? Yani çoğunluğa uygulanan bize de uygulansın mı?  Toplumda herkes eşit mi?  Yoksa bazıları daha da mı eşit?  Hangisi?  Samimi ol.  Kaşla göz arasında size ayrıcalık tanınsın mı? Uzun bir  kuyrukta  beklemen  gerekirken  tanıdık memur  sizi  öne  alıversin mi?
    Altı  ay sonraya   röntgen filmi  sırası  almışken tanıdığınız  kapıcı  ya da   hizmetli röntgen  filmi  sırasını  ertesi  güne ayarlayıversin mi?
    İşyerinize,  fabrikanıza iş müracaatı yapan 10-15  kişi  arasından    tahsili, yetenekleri, branşı  hiç  uymadığı  halde en  tanıdık olanı, milletvekili yada başkanın  gönderdiğini mi alıyorsun,  samimi  ol.

Toplumumuzda buna dayanan   atasözleri, özdeyişler, hikayeler, örnekler  öyle çok ki.
Herkes kanun  önünde  eşittir ama bazıları daha da  eşittir.
Adamın sırtına vurmuşlar  --ah  arkam   diye bağırmış,  göğsüne göğsüne vurmuşlar  yine -- ah  arkam, ah  arkam  diye sızlanmış. Niye diye sorduklarında arkam olsaydı siz bana vuramazdınız bile demiş.
--Hamili kart  yakinimdir.
--Altta kalanın  canı  çıksın. Böyle gelmiş,  böyle  gider.
---Gemisini yürüten kaptandır.  Hap yap para  kap.
--Adam batıyorsa bir  tekme de  sen vur hiç  kurtulamasın.
--“Ye kürküm ye”  Nasreddin  Hocamızın haksızlığa isyan  ettiği için  söylediği  söz değil mi?

     Sen, ben, o,  biz,  siz,  onlar  bu  eşitsizliği  kabullene kabullene büyümüşüz. Kanıksamışız. Bile  bile  göz  yumuyoruz. Arada bir haksızlığa ses çıkaracak gibi olursak etrafımızdakiler hemen el frenini çekiyorlar.  Hooop  hop köyün  delisi sen  olma.  Ne zaman iş gelip  kendimize  dayandı  o zaman feryat  figan  ediyoruz  ama  etrafımızda  bizi  destekleyen  hiç kimse  nedense  yine  olmuyor. Felsefemiz şu :Bana dokunmayan yılan  bin  yaşasın. Eh  o zaman bana dokunmayan  yılan  bin  yaşasın.
   Aldığımız  kültür  işte  sadece  bunu  besliyor. Etkisizliği,  tepkisizliği  yüceltirken  o yılanın bir gün  bizi de zehirleyeceğini  unutturuveriyor.Böyle  gelmiş  böyle  gidecek…. Ne dersiniz?


Aşınız  katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun.
Sevgiyle dolun, sevgiyle  kalın.

14/06/2012
Ali Osman KIRAŞ