Reklam
Ali Osman Kıraş

Ali Osman Kıraş


GÜNCELLEME

03 Nisan 2018 - 13:38

Ülkemizde  her yıl sonuna doğru memurların gelecek  yılda   alacağı maaş  ve  ücretler  enflasyon  ve  devlet  olanakları  göz  önüne  alınarak  tekrar  belirlenir.  Katsayılar  güncellenir. Bununla  birlikte  devletin alacağı  vergiler , tapu  harçları, resmi  işlemlerde  kullanılan damga vergileri, trafik  cezaları,  her  türlü  üniversite  harçları, kira  muafiyetleri… vb. o güne  uyarlanır,  güncellenir.  Zaman zaman da yıl  sonu   falan  beklenmeden  telefon,  elektirik ,  doğalgaz,  benzin ,mazot  fiyatları güncellenir.  Çünkü  bizde devletin  harcamaları  daima  çoktur. Geliri  ise  azdır. Bu  fark    ya  dış  ülkelerden borç  bularak,  ya da bir  şekilde dolaylı  vergilerle (Eskiden bunlara  zam  denirdi) güncelleme  yapılarak   devletin açıkları  kapatılır. Bu  durum  üretimi  az  tüketimi  çok  toplumlar  için gayet  normaldir.  Eğer  devlet  yine de  işin  içinden  çıkamazsa  elinde  avucunda  ne  varsa satmaya-yani  özelleştirmeye-  başlar. Bu  iş tıpkı bir  aile yönetimi  gibidir.Borca  batan  bir  aile  ne yapar?  Arabasını,  tarlasını  satar,  olmadı  evini,  nesi  var  nesi  yok geçtiği  fiyata satıp  düzlüğe  çıkmak  ister.  Ülkeler  için de  böyledir. Bakın  bu gün Yunanistan  ve  İtalya da durum  tıpkı  böyledir. Yüz  sene  önceki  Osmanlı’da da  böyleydi.  Osmanlı’nın  her  türlü  gelirlerine  yabancılar  el  koymuştu. En  sonunda da  ülkeye  el koydular.  Ekonomide  böyle.
     Güncelleme  dedik  nereye  geldik? Son  günlerde   tartışılan  konu  4+4+4  dür.  Nedir bu  4+4+4?  Tabiî ki  Galatasaray  Futbol  takımının   taktiği  değil. Eğitim  sistemimize  getirilen ,  getirilmek  istenen yeni  sistemin  adıdır bu. Şöyle  hafızamı  yokluyorum da 10 yıldan  bu yana  kesintisiz  bir  iktidar  var.  Yani  istikrar  var.  Çok güzel. Fakat yanılmıyorsam  5.  Milli  Eğitim  Bakanı  görevde. Yani  Milli  Eğitimde  istikrar  olduğu  pek  söylenemez.  Eğitimimiz  hemen  hemen  2 yılda bir  güncelleniyor.  Her  bakanımız eline  kocaman bir  silgi ve  kalem  alıyor. Önce  siliyor  sonra yazıyor.  Siliyor,  yazıyor, siliyor, yazıyor.  Çoğu  kere  kendi  yazdıklarını  bile  siliyorlar.  Peki  çocuklarımız    ne  oluyor? Bu  güncelleme  ekonomideki  güncellemeye  benzer  mi?   Düşünmek  gerek.
     YÖK  kalkacaktı.  İlk  hükümet  proğramında  vardı.  Hala yerinde  dağlar  gibi  maşallah.
     İlköğretimden  sonra  yapılan LGS  kalkacaktı.   Altı, yedi  ve  sekizinci  sınıflarda  yapılır  hale  geldi. 4-5  yıl  uygulandı mı  bilmem tekrar  iptal  edildi,  sadece  sekizinci  sınıfta  yapmaya  başladılar.
     Şimdi de  tekrar  tüm  sınavların  kaldırılacağından  bahsediliyor. Liseye  geçişte   not  sistemine  ve  öğretmen  tavsiyesine geçilebilir mi?  Halbuki  bu sistem  1993-1997  yıllarında Süper  Liselere  girişte  uygulandı.  Çok da  başarısız  oldu.  Bir  sürü  gariplikler,  ucubeler  ortaya  çıktı.  İptal  edildi.  Bunu  bilmeyen mi  var? Açıp  geriye  bir  baksınlar.
    Üniversiteye  girişte  katsayı   gariplikleri  vardı. Onlar  şimdilerde  kaldırıldı.  Peki  iyi mi  oldu? Herkes  istediği  yere gidebilsin,  istediği  okulu yazabilsin.  Çok  iyi  oldu  diyebilirsiniz.  Size  katılmıyorum.  Neden ? Şöyle ki;    liseye  gitmiş  hiç  tornavida, pense,  makas  tutmamış  birisi  nasıl  makine  mühendisi  olur?  Olursa  bu kadar olur. İş yerindeki  EML  mezunu bir  usta  onunla  çok  güzel  dalga  geçer. Doğrusu  şudur. Öğrencimiz 14-15  yaşına  geldiğinde  kendi yeteneklerini  tanıyarak, okulun ve  ailenin de katkısıyla ileride  seçeceği  mesleği  belirler. Buna  uygun  meslek  lisesi  daha  sonra da  o lisenin üst  eğitimini  alacağı  üniversiteye  geçer.  Böylece tıpkı  bir  çırak  gibi  alt  yapısı  tam  olur. Yani  mühendislerin  hepsi  EML  yada TML  gibi  okullardan,   doktorların, sağlıkçıların,  hemşirelerin  hepsi  Sağlık  Meslek Liselerinden,  Öğretmenlerin  hepsi  Öğretmen  Liselerinden,  İmamların,  Müftülerin,  vaizlerin  hepsi  de  İHL lerden   geçerse alt  yapıları  tam,  donanımları  süper  olur.  Peki  bunun  istisnası  olmaz mı?   Öğretmen  olacağım  diye Öğretmen  lisesine  giden  kişi  doktor  olmak  isterse  ne  olacak?  O zaman bu  yatay  geçiş  zor  olacak. Aradaki puan  farkını  çok  çalışarak  kapatması  gerekecek.   Yani  bu  yanlış  tercihinin  bedelini  çok  çalışarak  telafi  edecek.  Dikey  geçişler  kolay  olacak,  yatay  geçişler  biraz  daha  meşakkatli  olacak.  Çünkü  eğitim  çok  pahalı  bir  sektör. Devletin  çoook    büyük  yatırımlarına  mal  olmaktadır.
    Tekrar  geriye  dönersem  Ana  okulu  bu  ülkede  neden  zorunlu  olmuyor,  olmalı. İlköğretime  başlama  yaşı düşürülmemeli.  1980  li  yıllarda  bu da  denendi.  6 yaşında  ilköğretime  başlayan  öğrencilerin  %90 ı  heba  oldu. Yazık  oldu. Birkaç  kuşak  kaybedildi.Ondan sonra  vazgeçildi. Bunu  hatırlayan  yok mu?  Çoğu  aklı  başında  aileler  günümüzde çocuklarını  8  yaşında  okula  gönderiyor. Gözlemlerimizle  bu  sabit. Neden?  Sınıf  içinde  ezilmesin,  sivrilsin  diye.  
     Bana göre 4.sınıftan  sonra  yönlendirme olmaz.  Çünkü  çocuk  henüz  kendisini ve  yeteneklerini  tanımıyor,  tanıyamaz, herhangi bir  tercihi  söz konusu  olamaz.   9-10 yaşındaki  bir  çocuğun  tercihi  olamaz. O neyin  ne  olduğunu  henüz  fark edememiştir.  Eğer  böyle  bir  tercih  oluyorsa  bu  tamamen   üçüncü kişilerin—ailenin,öğretmenin,çevrenin --  baskısıyla  oluşmuştur.  Bu  nedenle tercihler   ya  8  sınıf  sonunda  ya da  lisenin  ilk  sınıfında  yapılmalıdır. Çocuk  kendisini  iyice  tanıdıktan  sonra  olursa o zaman 12  yıllık  eğitimin  anlamı  daha büyük  olur. Çocuklar sevdikleri meslekleri yaparlar.  Meslek  liselerinden üniversiteye kendi  alanları ile  ilgili  dikey  geçiş   kolaylaşırsa işte  o  zaman  işine  vakıf,  donanımlı,  yaratıcı,  işin  erbabı   mühendisler,  doktorlar,  öğretmenler,  din  adamları,  uzmanlarımız  olur. Eğer  lisedeki  bir  öğrenci  yerine  EML  makine  bölümünden  bir  öğrenci  makine mühendisliğine  dikey  geçiş  yapabilseydi O zaman EML  mezunu bir  usta,  yeni  işe  başlamış  bir   mühendisle  dalga  geçemez.  Taşlar  yerine  otururdu.
     Eğitim  pahalı  bir  iştir.  Eğitim  bir  ulusun  geleceğidir.  Eğitimde Sık  sık  yapılan  güncellemelerin ,  yapbozların   ceremesini  yıllar  sonra  çok  acı  şekilde  çekeriz.  Değişim  iyidir,  değişim  olmalıdır  ama   eğitim konusundaki  değişimler  çok  iyi  hesaplanıp planlanmalıdır.
     Eğitim  bizi  ya özgür ve  bağımsız  kılacak  ya da başka  ülkelerin  sömürgesi,  yutulacak  lokması  haline  getirecektir. 




  Aşınız  katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun.
Sevgiyle dolun, sevgiyle  kalın.


YORUMLAR

  • 0 Yorum