Reklam
Ali Osman Kıraş

Ali Osman Kıraş


DEPREMİN YILDÖNÜMÜ

03 Nisan 2018 - 13:38

17  Ağustos  neyi  hatırlatıyor  deseler  çoğumuz  hatırlamayız  bile.  Peki  bu soruyu bir de  yaşayanlara  sorsak   çoğunun hala  bazı  tıravmalar geçirdiğini  anlarız. Ağustos  ayı bizim milletimiz  için çok  önemli olaylara tanıklık  etmiştir. Tıpkı  öteki  aylar  gibi mi  desem yoksa. Ama  bu  sorduğumuz 17  Ağustos  çok acı, elim , bir  o kadarda şapkamızı  önümüze  koyup  düşünmemiz  gereken bir tarih. Evet bundan yaklaşık 12  sene  önce  sabaha karşı  saat 03.03  sıraları. Tüm  Marmara’yı  az  çok  etkileyen,  Ege, Karadeniz ve  İç Anadolu’nun da bir çok  ilinde  hissedilen o büyük  felaket; Deprem in yıldönümü. Kaç  şiddetinde  olursa olsun   Yalova,Gölcük,İzmit-İstanbul-Avcılar,çok büyük  çapta  etkilenmiş,  resmi  rakamlara  göre 17000 den fazla ,  gayrı resmi  rakamlara  göre de  40000’den  fazla  insanımız ölmüş,  bunun  çok daha  fazlası da yaralanmıştı.
      Deprem  bölgesine ilk 1-2  gün şimdi  rahmetli  olan  Sayın  Başbakanımız  Bülent Ecevit  bile  ulaşamamış. Dünya  aleme rezil   olmuştuk.  Önce  depremin merkezinin Avcılar  olduğu  söylenmiş,  sonra da Gölcük-Yalova-İzmit  hattı  olduğu  anlaşılmıştı.  Çünkü  alt  yapı  çökmüş. Sistem  tıkanmış. Yollar  bile kullanılamaz  hale  gelmişti. Allah  o acıları kimselere  yaşatmasın.  Tabii  yaşatmasın  demekle  olmuyor. Gerekli  tedbirleri  almak  gerekli,  alt  yapıyı  önceden  hazırlamak önemli. O günlerde basınımız,  anlı  şanlı  medyamız  suçlu  aramak telaşına düşmüş ve  bula  bula ünlü  müteahhit  Veli GÖÇER’i  tüm  yıkılan  binaların  suçlusu  olarak  içeri attırmışlardı. Tesadüfe  bakın ki  geçen  akşam adı  geçen bu  müteahhitin  cezasını  tamamlayarak  17  Ağustosun  yıldönümünde cezaevinden  çıktığını  yine  aynı  medyamızdan öğrendik.  Bu  arada devleti yönetenlerin  aklı başına  geldi. Anladılar ki deprem  insanları  öldürmüyor  çürük yapılan  binalar öldürüyormuş. Çünkü aynı  günlerde  Japonya’da  olan bir  depremde- hemde bizde  olandan  daha  şiddetli  idi- çok az  insan  ölmüş ve  yaralanmıştı. Derhal  bir  çalışma  yaparak  depreme  dayanıklı  binalar üretilmesi  için    yönetmelik  çıkardılar. Fakat  bu  yönetmelik  dayanıklı  binalar  üretmeyi  amaçlarken tabiî ki  maliyetleri de yukarılara  çekti.  Ülkede bir  anda inşaatlar  durdu.  İnşaatlar  durunca   piyasa durdu. Bir  çok  kalem  mala geçici  olarak deprem  vergisi  eklendi. Gerçi  bu vergi  daha  sonra  kalıcı  hale  getirildi. Ama sonuç  değişmedi. Başka  bir  çok  neden olsa dahi   akabinde meşhur  2001  krizi  patladı.
           Deprem  nedeniyle  meşhur  bir  deprem dedemiz oldu!  Her  taraf  deprem uzmanı  ile  doldu! Koca  koca  deprem  profosörlerimiz çıktı  ortalara!  Depremle  yatar depremle  kalkar  olduk.  Akıllandık mı ? Orası  biraz  tartışılır.  Çok  geçmeden yine  biz  bildiğimizi   yapmaya  başladık  galiba.  Nerden  biliyorsun  deme  bana.  Çevremizde  o kadar çok  örnekleri  var ki.  İşte en  sonuncusu. 17 Ağustos 1999  depreminde  en  az  5000  kişinin  öldüğü  Yalova’da İl  Genel   Meclisi öyle  bir  karar  almış ki  --BURASI  TÜRKiYE ABİCİM-BİZE  BİRŞEY  OLMAZ  cinsinden  tam. İki  kattan  fazla binaya  izin  verilmeyen   İlin meşhur Hacı Mehmet Ovası’na “yoğunluk artışı “  kararı alarak 4(dört)  kata  izin  vermişler. Bari başlamışken 7-8  kata izin  verseydiler. Maşşallah  maşşallah. Peki yarın  bir  depremde  bu  ölenlerin  günahı  kimin  olacak acaba?   Sadece  Veli Göçerler’in mi? Mi mi….Onlar  için  insanların  ölmesi önemli  değil,  demek ki rant daha  önemli  şu kısacık  dünyada.  Yalnız  değilsiniz  arkadaşlar  yalnız  değilsiniz.. Başka bir  ilde de gene böyle  bir  meclis  aldığı  kararla  FAY  HATTInı 200-300 metre  aşağıya  çekivermişti.  Bereket ki  aşağı  çekmişler.  Dua  edelim de fay  hattını  tamamen  ortadan kaldırmamışlar ya.  Burası  Türkiye  abicim,  bize bir şey  olmaz.  Bence yanlışlar  karşısında   bilipte  susmak,  görüpte söylememek te   suça  ortak  olmaktır.

Aşınız  katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun.
Sevgiyle dolun, sevgiyle  kalın.


YORUMLAR

  • 0 Yorum