Reklam
Ali Osman Kıraş

Ali Osman Kıraş


BAK GENÇ ARKADAŞ

03 Nisan 2018 - 13:38

Yaşın çok küçük. Atatürk´ü görmedin, tanımazsın. Baban da  görmemiştir. Belki deden hatırlıyordur. Çocukluğunda Atatürk´ü  yaşamış olabilir. O bile hatırlasa hatırlasa ona “PAŞA” dediklerini hayal meyal hatırlıyordur. Çünkü  o zaman 24 saat  yayın  yapan TV ler,  radyolar  yoktu.

        Ama O  kim diye sorarlarsa; O, Türkiye Cumhuriyeti´nin kurucu lideri Mustafa Kemal ATATÜRK´tür demen yeterlidir. Bir ülke kurmuş ve bizlere miras bırakmış. Yetmez mi? Bir mirasyedi gibi bu ülkeyi bitirmek mi istersin, yoksa bu topraklarda bir yıldız gibi parlasın mı istersin?

       Bak arkadaş; seni çok doldurmuşlar. Padişah´a karşı gelmiş, vatan hainliği yapmış diyorsun. Kulaktan  dolma  bilgilere  inanıyorsun da  O´nun  hakkında bir  kitap bile okumamışsın, yayınlanmış  bir  belge  bile  araştırmamışsın. Evet Mustafa Kemal´i ordu müfettişi olarak Samsun´a yollayan padişah Vahdettin´dir. Peki neden  yollanmıştır? 1-O´nu İstanbul´dan  uzak tutmak amacı vardır. 2- Karadeniz ve Doğu Anadolu´daki  halkın işgale-Mondros´a karşı direniş başlangıçlarını kırmak, engellemek  amaçlıdır.

      Bak  arkadaş  sana  anlatayım,  sen de  aç da  birkaç  tarih  kitabı  oku. Olmaz mı?

Yıl 1919´un mayıs ayıdır. Sekiz ay  önce  1. Dünya  Savaşı  kaybedilmiş. Padişah Vahdettin İngilizlere  teslim  olmuş. İngiliz Vapurları ve  gemileri İstanbul  Limanına  demirlemiş, İstanbul´u  işgal etmişlerdir.

 Ege´deki Limni Adasının Mondros Limanında 30 Ekim 1918 günü İngilizlerle Mondros anlaşması imzalanmıştır. Osmanlı İmparatorluğunun ölüm fermanı olan bu anlaşma  25 madde olup en önemlileri şunlardır:

Madde 5: İç asayiş temini dışında bütün ordu derhal terhis edilecektir.

Madde 7: İtilaf devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durum olursa herhangi bir yeri işgal etme hakkına sahip olacaktır. ( Demek ki istedikleri an işgal olabilir ki olmuştur.)

Madde 11: İran ve Kafkasya´da Osmanlı kalmayacak.

Madde 16: Hicaz, Asir, Yemen, Suriye ve Irakta Osmanlı kalmayacak.

Madde 17-18: Trablus-Bingazi´deki subaylar ve limanlar İtalyanlara teslim olacaktır.

Bunun gibi 25 madde ile Osmanlı Devleti esir alınmış. Padişah Vahdettin´in bahriye nazırı Rauf Bey bu anlaşmayı Mondros Limanında imzalamıştır.

            30 Ekim 1918 den  Mayıs 1919  a  kadar olan  6 aylık sürede  Ülkedeki  durum  şudur; 

----Ordunun silahlı tüm  bölümü terhis  edilmiş., İran, Kafkasya, Hicaz, Yemen, Arabistan, Suriye, Irak, Trablus-Bingazi tamamen  terkedilmiş.(Sorarım sana buraları Atatürk  vermiş  diyebilir misin şimdi? Bu yalana nasıl inanırsın?). Son  kalan  Anadolu  toprakların da da   6 ay içinde Mart 1919 gibi işgaller başlamış. Önce İtalyanlar  Antalya´yı işgal etmiş. Ardından  Fransızlar  Antep ve  Maraş ı, İngilizler  Mardin vb yerleri , Ermeniler Kars ve  civarını vb  peş peşe  işgal etmeye  başlamışlar.  Anadolu da  ufak  tefek  direniş sinyalleri gelmeye başlamış. Fakat  bunun  üstüne bir de  15 Mayıs 1919´da Yunan kuvvetleri İzmir´e çıkmıştır. Padişah ise sarayında oturmakta direniş hareketlerini kırmaya çalışmaktadır. Mondros´a uyulmasını istemektedir.(İsteyen  padişahın yazılarına bakabilir. Ezbere bir şey  söylemiyoruz)  İşte bu  yüzden Mustafa Kemal´i Karadeniz´e yollamıştır. Bu gönderiliş Anadolu direnişini kırmak, M.Kemal´ i İstanbul´dan, saraydan uzak tutmak içindir.

      Fakat O,  Amasya´ya varır varmaz direnişçilere destek vermiş, Padişah´a karşı gelmiştir. O günden sonra Padişah Vahdettin, Mustafa Kemal´in peşine düşmüş. Elazığ  valisini Sivas´ta,  hatta Kazım Karabekir Paşayı bile Mustafa Kemal´i tutuklaması için görevlendirmiş olup önce  İstanbul´a  geri  çağırmış,  gelmeyince de  ordu müfettişliği görevinden de azletmiştir.  O ise asker  elbisesini çıkarıp  atmak  zorunda  kalmıştır. Kurtuluş Mücadelesinin  bundan  sonraki  bölümüne  komutan  olarak  değil sivil  olarak  devam etmek zorunda  kalmıştır.

    Bak arkadaş  bunun  neresi  hainlik? Padişaha uyup yatsa mıydı? Direnişe  katılmasa mıydı?  İngiliz mandasını,  müttefiklerin işgalini  kabul mü  etseydi. Kendi  topraklarında esir  bir  millet  olarak mı  yaşasaydık?  Türk´ün  son  kalesi de mi  düşseydi? İyi ki  böyle  bir   komutan, yürekli  insan çıkmış, sen  nurlar içinde  yat Mustafa  Kemal Paşa. Yoksa Türkiye Cumhuriyeti nasıl kurulurdu?   Ey  genç  arkadaş; hadi bir  daha düşün  bakalım.  Vicdanın vardır  umarım. Sen ki arkadaş  hem bilgin sıfır, hem  çamur üstüne  çamur  atıyorsun. Okumamış,  öğrenmemiş,  araştırmamışsın. Daha ne diyeyim? Yazıklar  olsun.

    O ki  başkomutan iken sivil cumhurbaşkanlığını tercih  edendir.  O ki padişahlıktan tek adamlıktan vazgeçip   Meclis  idaresini  tercih  edendir. Kurtuluş  Savaşı´nın en  civcivli  günlerinde  Polatlı´da  Yunan  topçularının   sesleri  gelirken  Meclis´in  kararlarını hayata  geçirendir.  Ya  istiklal  ya  ölüm diyen liderdir. Çanakkale´de  “süngü tak,  yere yat”  diye  emir  verip savaşın  kaderini  değiştiren   komutandır..

Aşınız katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun.

Sevgiyle dolun, sevgiyle  kalın.

YORUMLAR

  • 0 Yorum