Kız çocuğunuz varsa sorun yok. 18 yaşını doldursa da, üniversiteyi okusa da, 25 yaşını geçse de sorun yok. Devlet, okumasa da onu her türlü koruma altına almış. Dul kalsa da yine sorun yok. Ailesinin koruması altında yaşamını devam ettirebilir, hatta baba veya annesinden biri ölmüşse onların aylığını bile alabilir, tabii ki varsa. Yani çalışmasına bile gerek yok.
Lakin erkek çocuğunuz varsa işte o zaman
yandınız. Erkek çocuk daha da yandı bilesiniz. Şimdi bu çocuk 18 yaşına geldi
mi? Geldi ise liseyi de bitirmiş olmalı. Bitirdiyse üniversiteyi derhal
kazanmalı ya da iki ay içinde kendisine bir iş bulmalı. Bulmadı mı? Hemen
ailesinin yanından ayrılmalı. Sokakta mı yatar, sığınma evine mi gider, yoksa
1+1 daire mi tutar? Orasını ben anlamam. Derhal SGK ya ve Kaymakamlığa başvurup
GELİR TESTİNE girmeli. Gelir testi ne diye sormayın gebelik testi gibi bir şey.
18 yaşındaki çocuğunuz üniversiteyi kazanamadı diye üzülürken bir de başınıza
bu bela gelir. Eğer savsaklarsanız hemen çocuğunuza her ay 325 TL SGK prim
borcu tahakkuk edecektir. Çünkü devlet sizi ve çocuğunuzu en yüksek gelire sahip olarak görür, öyle ücretlendirir. Çocuğunuz dershaneye gidip bir
yıl daha üniversiteye hazırlanayım derken SGK ya yıllık 4000 TL gibi bir borcunuz, çocuğunuzun
borcu birikiverecektir. Bunu artık çocuğunuz mu öder, aile olarak siz mi
ödersiniz aranızda karar verirsiniz. Ama bu arada uyanık davranıp GELİR TESTİNE
girerseniz, çocuğunuz tek başına ayrı bir eve taşınırsa, işi olmadığı, geliri
bulunmadığını ispat edebilirse, devlet sizin çocuğunuz için 48 TL sağlık
yardımını kendisi ödeyecektir. Anladık da işi olmayan, geliri olmayan çocuk
nasıl olacak da tek başına ayrı evde oturacak, nasıl olacak da evini idare
edecek, çarşı, pazar, market alışverişi yapacak, nasıl olacak da dershane
ücretini ödeyecek? Bilen, anlayan varsa beri gelsin. Biri bana bunu izah etsin.
Çalışmayan insanın SGK sı, Bağkuru mu olurmuş? Bu nasıl iş demeyesiniz sakın.
Yukarıda anlattığım sahne çocuğunuz
liseyi bitirip hemen üniversiteyi kazanırsa 6 yıl ertelenecek. Yani 25 yaşına
gelince yine aynı sahne ile karşı karşıyasınız. Erkek çocuğunuzun üniversitesi
bitmiş olmalı, bittiği gün- ay işe başlamış olmalı yoksa SGK her ay 325-350 TL
arası prim borcunu çocuğunuzun hanesine, TC numarasına girerek senet gibi işlemektedir. O borç orada kara bir leke gibi durmakta ama kartopu gibi büyüyerek
beklemektedir. Kısacası erkek çocuğunuzu zor günler bekliyor zor. Bilesiniz.
Oğlunuz mezun olsa da, olmasa da SGK borçları, bu arada kredi, burs, yurt
borçları sıra sıra kapısını, kapınızı çalacaktır. Ey ana babalar lütfen bu
yazıyı bir daha okuyun. Durumu iyi değerlendirin. Aman dikkat edin bu arada
kafayı yemeyin. Allah yardımcınız olsun. Devlet dediğin deli dumrul misalidir.
Köprüden geçenden bir akçe, geçmeyenden iki akçe alır. İsterseniz şöyle bir
çevrenizdekilere konuyu soruşturuverin. Doğru olup olmadığını görürsünüz. Sonra
bu borçları ödemek için köydeki dedenizden kalan tarlaları satmak falan aklınıza gelse de satarak da ödeyemezsiniz. Çünkü
artık tarla satmak da pek mümkün değil. Ben şu 8 dönüm tarlamı satayım da araba
alayım, borçlarımı ödeyeyim diyemiyorsunuz. Çünkü onun da bir sürü şartları var. Benden duymuş olun. Biliyorum siz bana inanmazsınız ama. Olsun biz vatandaşlık görevimizi yapalım. Hadi hayırlısı.
Aşınız katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür
olsun.
Sevgiyle dolun, sevgiyle kalın.
20/11/2014
Ali Osman KIRAŞ
YORUMLAR