Reklam
Ali Osman Kıraş

Ali Osman Kıraş


ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK

03 Nisan 2018 - 13:38

 

      Bir olay karşısında korkutulmuş, cezalandırılmış, işkence görmüş bir grup canlı bu yaşanmışlığı beyinlerine öyle yerleştiriyorlar ki aynı ortama, aynı şartlara maruz bırakılan hem cinsleri ile karşılaştıklarında yeni gelen hem cinsleri orada ödül gibi duran bir davranışı veya yiyeceği, giyeceği yapmak, almak, giymek isterlerse orada bulunan eski arkadaşları tarafından şiddetli şekilde alıkonuluyor, vazgeçiriliyor, hatta yenileri cezalandırma moduna giriyorlar. Buna öğrenilmiş çaresizlik deniyor. Daha açık bir ifadeyle yapılan bu deneyi anlatalım.

      Geniş bir kafese kapatılan 3 maymun var. Bunlara çok sevdikleri muzlardan bir demet kafesin en yüksek noktasına bağlanıyor. Maymunlar sandalyelere, iplere tutunarak bu muzlara ulaşabilir ve alıp yiyebilirler. Bunu denemek isteyen olursa tam ulaşacağı zaman otomatik olarak maymuna bir sopa vurulmakta ve elektrik şoku verilmektedir. Tabiî ki maymun acıyla yere düşmektedir. Bu işlem diğer iki maymun tarafından denendiğinde de devam etmektedir. Üç gün- beş gün bu uzunca süre aynen uygulandıktan sonra kafesteki maymunlar şunu öğrenmiştir:

    -- Bu muzları almak, yemek çok tehlikeli. Her defasında sopa ve elektrik şoku yedik. Öyleyse bunlara kimse el sürmemelidir. Bu pekişince kafese bir yeni maymun daha konur. Yeni maymun karnı acıkınca muzlara ulaşmak ister. Fakat diğer üç maymun her defasında onu engeller, hatta tokatlarlar. Halbuki kafeste sopa ve elektrik şoku durdurulmuştur. Dördüncü maymunda arkadaşlarından dayak  yiye yiye bu muzları almanın çok tehlikeli olduğunu anlamıştır. O da onlara ulaşmaktan vazgeçer. Beşinci maymun kafese atıldığında benzer şeyler onunda başına gelir. Ona da en çok karşı çıkan bu sefer dördüncü maymundur. Oda diğerlerinden tokat yiye yiye muzlara erişmenin tehlikeli olduğunu sezinler. Bu amacından vazgeçer. İşte birbirlerinden öğrendikleri bu duruma öğrenilmiş çaresizlik diyoruz. Aslında  bu olaydaki sonradan kafese atılan iki maymun muzlara ulaşabilirdi. Çünkü kafesteki sopa ve elektrik şoku düzeneği durdurulmuştu. Onların ulaşmasını engelleyen ise kafeste bulunan ilk üç maymundur. Onlar öğrendikleri şeyi arkadaşlarına aktarmışlardır.

      Toplumlarda bu şekilde öğrenilmiş çaresizliklere düşürülürse yönetmek çok kolay hale gelecektir,  gelmektedir.

      KPSS’ ye gireceksin “Hiç girme nasıl olsa kazandırmayacaklar” denecektir.

      Belediyeye mi girip çalışmak istiyorsun? “Hiç müracaat bile etme senin torpilin yok” denecektir.

      Polis mi olmak istiyorsun? “Hiç uğraşma oğlum senin kriterlerin zaten tutmaz” denecektir.    

      Protestoya, eyleme mi katılacaksın? “Hiç öyle şeylere kalkışma, gazı, copu yediğinle kalırsın” denerek caydırılacaksındır.

      İşte en tehlikeli olan bu öğrenilmiş çaresizlik durumu toplumları kuzu gibi sessiz, koyun gibi uysal hale getirir. Sorma, sorgulama, talep etme, isteme ortadan kalkar. Yanlışlar yanlış yapanın yanına kar kalır.  Yanına  kar kalanlarda daha büyük,  daha  büyük yanlışlar  yapmaya devam  ederler, kendilerinde  cesaret  bulurlar. Doğru işler yapan parmakla gösterilecek kadar azalır. Her kurumda,  kuruluşta  çürümüşlük, kokuşmuşluk  etrafa  yayılır. Bir tarafta  bezginlik,  umarsızlık çoğalırken,  diğer tarafta sormama, sorgulamama, duymama, duyurmama,  görmeme,  göstermeme alır  başını gider.  Toplumların ilerlemesi ise bıçak gibi kesilir, durur. Bir hırka, bir lokma devri alır başını gider. Allah sonunu hayreyleye.

                                          Aşınız  katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun.

                                                           Sevgiyle dolun, sevgiyle  kalın.


   

YORUMLAR

  • 0 Yorum