Reklam
Kadir Kenar

Kadir Kenar


Üç maymunu oynayan Çanakkalem!

03 Nisan 2018 - 13:38

Bilmeyenler için üç maymunun ne olduğunu açıklayalım. Japonya'da bir tapınakta bulunan bir heykelin (biri gözünü, diğeri kulağını öbürü ağzını kapatan 3 maymun) yarattığı felsefedir. Aslında kötüyü dinleme, harama/kötüye bakma, pişman olacağın/kötü sözler söyleme gibi bir anlam yüklenebileceği gibi, genellikle duyduğunu/gördüğünü ve söylediğini inkar etmek anlamında kullanılır.
Nasıl oynanır onu da söyleyelim:
- evet arkadaşlar. bu hafta üç maymunu sahneleyeceğiz.
+ o nedir ki? ben hiç görmedim öle bir oyun.
* bende hiç duymadım.
/ ben bilmiyorum bile.
- ulen iyi oyunculuk dedikleri bu olsa gerek.
Peki neye yarar?
Tüm zamanlarda, tüm ilişkilerde gerekendir. Uygulaması zor olandır. En güzeli, en doğrusu, en mantıklısı, görmemek, duymamak, bilmemektir. Az konuşursan az hata yaparsın meselesiyle eş değerdedir.

Peki Çanakkale'de bu oyun ne kadar ve ne sıklıkta oynanır dersek. Hemen hemen her sektörde, her kurumda muhtelif günlerde sahnelenir. Bu işi en iyi farkeden de biz gazetecilerizdir. Zaten biz bu işin içinde olmazsak oyun bozulur. Dikkat ederseniz, bizim memlekette hiçbir gazete birbibriyle uğraşmaz. Kimse kimseye en ufak eleştiri bile getirmez. Çünkü herkesin içinde angaje olduğu bir oyun vardır. Bir yerlere bağlıdır. O yerlerde oynanan oyunları, Çanakkale'ye yutturmakla meşgüldür.

Bu yüzden sahneye alakasız insanları da sürerler. Mesala inşaat sektörüyle hiç işi olmayan Mert Mildon çıkar, Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu adına, AKÇANSA çimentoyla ilğili açıklama yapar. Derki, 'Biz keriz miyiz' arkadaş. Memleketin toprağı ile ürettiğiniz çimentoyu, Çanakkale'ye neden pahalı satıyor sunuz? Ama, o yönetim kurulunda inşaat işi yapanlardan ses çıkmaz!..

Yine Yapı denetim firmalarının pislikleri ayyuka çıkar. Çıkar ilişkisiyle hareket eden müteahitleri herkes bilir. Ama bu işi seslendirmek de cami imamına kalır. Derki, ey müminler işlerinizi doğru dürüst yapın!.. Biz haber yaparız, İnşaat Mühendisleri Odası faksından firmalara teklifler sunuluyor. Biz işinizi şu kadar kırıma yaparız diye. Bu rezalete kim ne diyecek deriz. Bir allahın kulu çıkıp bişey söylemez. Ha yolda görünce 'iyi yaptın lan ...' der geçer.

Belediye bürokrasisine herkes söver sayar. Ülgür Gökhan'ı görünce kimseden çıt çıkmaz. Valinin yardımcısı her yaptığımız habere dava açar. Bizi çalışamaz hale getirmek için dilekçe döşenir, kendi işini bırakıp avukatlığa soyunur. Yine kimseden bi ses çıkmaz. Biz televizyon döneminde yalan söyleyenleri deşifre ederiz. Bu işten karlı çıkanlar bir kez bile senin o davan ne oldu diye sorma gereğini bile duymaz..

İki tane sapkın öğretmen bi bok yer. Rektöre takan gazete çıkar 'ÇOMÜ'de rezalet' diye bağırmaya başlar. 25 bin öğrenci, öğretmen rezalet içinde yaşıyormuş sanırsınız.

Kılıçdaroğlu gelir. Herkesin yüreği güp güp atar. Eski kurtlar havayı puslandırmak için uğraşır.

Bakın işin özüne gelelim. Bu gidişat iyi gidişat değil. Bu hem bireysel hem de kurumsal olarak da bu memlekete zarar verir. Şimdi bir avuç insanız. Ama yarın bir gün, kendi oynadığımız tiyatronun içinde boğulup kalırız. Buğün memleketi üç maymunla idare ettiğini sananlar, yarın bir köşede kendilerine oynanan üç maymunları izler. Eli kolu bağlı bir zaziyette hem de.
Sevgi ve saygılarımla...


YORUMLAR

  • 0 Yorum