Reklam
Kadir Kenar

Kadir Kenar


Nereye Gidiyoruz?

03 Nisan 2018 - 13:38

Farkındasınız değil mi, biz birbirimizi sevmeyiz.
Nerelisin? Çanlı. Yok ya. Sen nerelisin? Bigalı. Yok ya..

Bayramiçli mi! Haa Allahın Kazdağlı ayısı! Ayvacık mı? Vay gıdışıım!

Ticaret Odası mı? Ya Bigalıların eline geçti bee.
Çanakkale merkezliyim abi ben!

Yapma ya; mahalleden mi!

İşte bu muhabbet uzar gider. Birbirimizi beğenmez, birbirimizi küçük görür, hep birimizin paçasından aşağı çekeriz. Aman bizden birisi bi bok olmasın, ben de aşağıda kalmayayım kompleksi içinde sürünürüz.

Çanakkale’yi yıllarca idare eden insanlarımızı da hep beğenmemişizdir. Biliyorsunuz. Niyazi Önen, İsmail Özay ve Mustafa Cumhur Ersümer’i hep üçlü çete diye eleştirir, hatta Giritliler Çetesi yakıştırmasıyla kendimizden uzaklaştırmayı da marifet gibi gösterirdik.

Geçenlerde bir ağabeyimle konuşurken, Çanakkale Ticaret Odası seçimlerinde Niyazi Önen’in karşısına geçerek cephe oluşturanlarla ilgili bir sözü çok hoşuma gitti. ‘Niyazi Beyi beğenmezler ama, hepsi de ayrı bir Niyazi Önen gibi davranırlar” dediğinde hiç şaşırmadım. Gerçekten de öyle. Şimdi bir zamanlar Ersümer için atıp tutanlar, aynı şeyi Mehmet Daniş için de söylemeye başladılar. Nedense bu iş hep böyle oluyor! İnsanlar beğenmedikleri ve eleştirdikleri insanlara benzemeye başlıyor. Onlar gibi hareket etmeye, eleştirdikleri tavırları sergilemeye başlıyor. Ama bir şeyi de görmüyorlar, o eleştirdikleri Niyazi Önen çoktan değişti. Her aklı selimin yapacağı ve yaptığı gibi dersini aldı ve de gereğini yaptı. Bundan sonra da yapacağı çok iş olduğu ortada.
 
Bakın beni de beğenmezler. Kadir Kenar!

Hııı…. Çok içer.. Serhoş…

Peki başka ne yapar?

Yokk.

Tek başına doğruları söyler. Tek başına gazete çıkarmaya çalışır. Tek başına ayakta durmaya, bu memleketin insanına sahip çıkmaya çalışır.

Gazetesi kötü müdür?

Televizyonda program yapar. Yanlış bir şey mi konuşur? Yalakalık mı yapar?

Uzatmayayım. Evet biz birbirimizi beğenmez ve sevmeyiz. Bize göre, hiçbirimizden cacık olmaz.

Ama artık bir şeyler değişmeye başladı. Birbirini sevmeyen ve bundan bi cacık olmazlar olarak, Çanakkale’nin bir sabun gibi elimizden kayıp gittiğini görmeye başladık. Bu hafta kurulan Çanakkale Müteahhitler Derneği yönetim kuruluna baktığımda, ilk defa çok samimi bir şekilde insanlarımızın bir araya geldiğini gördüm.
Gerçekten Müteahhitler Derneği adı altında bir araya gelen dokuz kişilik bu ekip, Çanakkale’de her alanda söz sahibi olan insanlar. Ama onlarda da bir endişe ve gelecek kaygısı hakim durumda.
Bu toprakların insanları olarak geleceklerinden ve gelecek günlerden endişe ederken, durum tespitini yapabiliyorlar. Ancak, bundan sonra ne yapılmalı ve Çanakkaleliler olarak ne yapmalıyız noktasında net bir fikirleri yok.

Önümüzde, oda ve borsa seçimleri var. Önümüzde yerel yönetimler seçimleri var. Artık herkesin aklını başına almasının ve hızlı bir dönüşüm yaşayan ilimizde söz ve karar mercilerinin en iyi şekilde doldurulmasının zamanı geldi diyorum. Bu süreç Çanakkale’de tam bir dönüşüm süreci olacak. Bana necilikten, bana dokunmayan yılan bin yaşasın uyuşukluğundan sıyrılarak bir araya gelmenin ve birbirimizi beğenmesek dahi, asgari müştereklerde birleşerek bu memlekete sahip çıkmanın zamanı diyorum. Bir zamanlar evindeki tuvalet yerine köşe başlarına işemeyi bu memleketin sahibi olmak zannedenler gibi bir tutumla bir yere varamayacağımız çok açık.

Günlük hesaplarla, yarını görmeden ve anlamadan hesap kitap yapanlar bu memlekete en büyük kötülüğü yapacaklardır bunu da hiç kimse unutmasın.

Bitirirken şunu da söyleyeyim. Devlet İstatistik Kurumu raporlarına göre en yaşlı iliz. Doğurganlık oranımız Türkiye ortalamasının çok altında. Şirketlerimizin kurumsallaşma oranı neredeyse sıfıra yakın. Yani açık denizde fırtınayı bekleyen bir gemi gibi salına salına gidiyoruz. 


YORUMLAR

  • 0 Yorum