En Kalbi Duygularımla

Geçen hafta Truva resteaurantta Cumhur Ersümer ile karşılaştık. Boğaza nazır kıyı bir masada eşiyle oturan Ersümer’i görünce bundan 7-8 yıl önceki günleri hatırladım. Ersümer’in etrafından ayrılmayan onlarca insan vardı. Kendisiyle baş başa görüşmek için çoğu kez dağ yollarına gittiğimiz günleri geldi aklıma. Truva’da ayak üstü konuşurken hiç kimsenin rahatsız etmediği, bir şey istemediği Ersümer vardı karşımda. Bana, ‘nasıl gidiyor hayat?’ diye sordu. Ben de; yazıp çiziyoruz abi dedim. Evet bu dönem başka yapılacak bir şey yok dedi.

İnsanların hayatlarında bazen yapacakları bir şey olmaz. Bunu anlamak ve algılamak önemlidir. Çünkü ne yapabileceğini bilmek, ne yapamayacağının farkında olmak ve de bunları en iyi şekilde yorumlamak hem akıl, hem de zeka ister.

Evet, akıl ile zeka arasındaki farkı burada uzun uzun anlatmayacağım; ama siyasete ve siyasetçilere bakarken kullanacağımız yöntemlerde ikisi arasındaki farkın ayrımına varmak zorundayız.

Geçen hafta Çanakkale siyasetinde gözle görünür bir hareketlilik vardı. Ülgür Gökhan yenilikçi grubun baskısına dayanamayarak adaylığını açıkladı. Yine merkez sağda bir araya gelen aklı selimler ‘ne yapabiliriz’ i konuşma gereğini duydular. Şimdilik bu iki konuya da girmeyeceğim. Erken bulduğum için değil; siyasetin briç oyunundan farkı olmadığını iyi bildiğim için. Tabii birde şimdilik birilerini ya da belli kesimleri eleştirerek gittikleri yolun haritasını vermek istemiyorum. Herkes elindeki kağıdın ne yapabileceğini iyi hesaplamak zorunda. Üç beş ay sonra AKP diye bir partinin kalmayacağı ayan beyan ortaya çıkmışken; tıpkı Ankara’dakiler gibi, yerel siyasetcilerimizin de hazırlıksız olduklarını iyi görüyorum. Ve bunun için de bu konularda yazı yazmaya bile canım istemiyor. Briçte hiç kimse tek başına oyun oynayamaz. Karşısındaki eşi en az kendisi kadar önemlidir. Eliniz çok çok kuvvetli bile olsa yanlış bir deklareyle her şeyi bir anda bitirebilir. Ve yerinizde çakılıp kalırsınız.
Siyasetin dışında ÇTSO seçimlerini de bu acıdan değerlendiriyorum. Bu yeni bir oyun ve kağıtlar yeniden dağıtılmış vaziyette. Geçen oyundaki eliniz artık yok. Deklarenizi buna göre vereceksiniz. Eğer elinize iyi bakmaz, kaç puanınız olduğunu iyi hesaplamazsanız sizi un ufak ediverirler.

Bunu da şimdiden söylemiş olayım. 
En kalbi duygularımla şimdilik bu kadar selamlıyorum.


İnsanın başına ne gelirse meraktan değil; evdeki …
Ana yazımızın ne kadar kuru ve renksiz oldu değil mi. Ben yazmaya sıkıldım. Siz nasıl okudunuz bilmiyorum. Yarım bıraktıysanız da hiç alınmam. Onun için kısa ama renkli bir yazı döktürüverelim de bu günü de kurtarmış olalım.

Bundan üç beş yıl önce mesleğe yeni başlamış bir kaymakamımız vardı. Küçük bir ilçemizde görev yaptı. Bekar olduğu için annesiyle birlikte kaldığı ilçede fazla icraatı olmadı ama.. En önemli özelliği şoförün yanına oturmasıydı. Çünkü onu doğuran, büyüten ve okutan annesi arkaya; kaymakamın oturması gereken yere oturuyordu.

Şimdi Ankara’daki first leydilerin savaşına bakınca bu konuda yerelde de bir şeyler olduğunu azıcık çıtlatmam gerektiğini düşündüm. Mesela geçen haftaki konularımızdan birisi olan Çan Kaymakamı Ahmet Ümit’in aslında çok iyi, uysal bir insan olduğunu en yetkili ağızlardan bile duymuştum. Ama evdeki hesap çarşıya fazla geldiği için en sonunda kendi kızının kurbanı oldu kaymakam bey.

Bu arada Çan’da geri gelir mi korkusunun olduğunu da söyleyenler var. Buradan bir kez daha tekrar edeyim geri gelemez. Bu devletin geleneklerine aykırı bir durum olur. Çan’a bunu yapmak kimsenin göze alabileceği bir risk değildir.

Uzatmayayım, evdeki eşlerimizin tabii ki her şeyde hakkı vardır. Ama oturduğumuz koltukları yönetmek onların işleri olamaz. Perdenin gerisini iyi bilen bir insan olarak, bu hatırlatmayı yapmayı bir görev biliyorum.

En kalbi duygularımla bu konuda da bu kadar selamlıyorum.


<b>Karne</b>

<b>İsmail EMEK</b>
<b>Damızlık Sığır Üreticileri Birliği Başkanı</b>

Yıllardır KÖY-KOOP Biga Birliğini başarıyla yönettiği ve süt üreticilerinin haklarını en iyi şekilde savunduğu gibi; geçen yıl başına geçtiği Damızlık Sığır Üreticileri Birlik Başkanlığını da aynı şekilde yöneterek burada da başarılı işler yaparken sosyal etkinliklere de gerekli önemi verdiği için <b>10</b>

<b>Levent OLGAÇLI
Çan Emniyet Müdürü</b>

Çan’da iki üç yıldan bu yana yaşanan gergin ortamları en iyi şekilde idare etmeyi başardığı gibi, son olarak yaşanan ‘tokat’ olayında da sağduyulu tavırlarıyla Çan halkının güvenini bir kez daha kazanmayı başardığı için <b>10</b>

<b>Hasan YÜRÜKÇÜ
GESTAŞ Genel Müdürü</b>

Bir Çanakkale evladı olarak, maddi manevi beklentilerini bir kenara bırakarak oturduğu GESTAŞ Genel Müdürlüğü koltuğunu en iyi şekilde sürdürdüğü gibi, çok kısa bir sürede ‘Altın Çıpa’ gibi Türkiye’nin en prestijli jürisinin önüne çıkacak bir başarıya imza attığı için <b>10</b>

<b>Handan ÖZYAYLA
Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı</b>

Çanakkale tarihinin en büyük altyapı yatırımlarına imza atan Ülgür Gökhan’ın sağ kolu olarak görev yaparken trilyonları bulan bu yatırımları aksaksız bir şekilde sürdürmeyi ve kıt kaynaklarla büyük işlerin altına imza atmayı başardığı için <b>10</b>


<b>Karnenin sözü</b>

Kaplumbağaya dikkat et! Ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerleyebilir.
j.b. Çonant

<b>Şiir</b>

Göğe kendi gücümle ulaşmış-ermiş gibi
uydum da yıldızların göz kırpan dillerine;
baktım ki el eleler Musa-Mesih-Muhammed,
halka olduk, yapıştım boş kalan ellerine..

Behçet Kelam Çağlar –
Benden İçeri syf 196