Reklam
Kadir Kenar

Kadir Kenar


Bir gecelik mutluluktan sonra!..

03 Nisan 2018 - 13:38

Bir gecelik ilişki, bir gecelik aşk, bir gecelik sevgili gibidir yılbaşıları!
İşte 364 gün başladı.
Bir gecelik mutluluktan sonra kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Küçük şirin il merkezimiz ve gariban ilçelerimiz;
2011’de sizi neler bekliyor acaba?
Şöyle bir düşünelim mi?
12 Haziran’a kadar güllük gülistanlık bir yaşam bekliyor değil mi!
Hükümet açacak kesenin ağzını diyorsunuz!..
Yaşayacağız altı ay; ohhhhhh değme keyfimize!
Bir gecelik aşk gibi bir şey!
12 Haziran’da verinceye kadar oyumuzu bizden büyüğü yok!
En büyük bizizzzzzzz!
Sonra mı?
Bana sormayın; yılın ilk yazısında moralinizi bozmak istemiyorum..

&                       &

Bir hastane odasında iki kişi yatmaktadır.
Birisi camın kenarında, birisi de onun yanında.
Öbür taraftaki sormaktadır.
-    Dışarıda ne görüyorsun?
-    Valla yemyeşil bir bahçe var. İnsanlar oturmuş sohbet ediyorlar.
-    Kalabalık mı çok?
-    Evet kalabalık. İnsanlar neşe içinde. Bizde buradan çıkınca otururuz artık. Dışarısı çok güzel valla..
Bu ve buna benzer dialoklarla geçer iki hastanın günleri.
Bir gece camın kenarında bulunan hasta fenalaşır. Yan tarafında yatan da uyanır.
Ama hemşireye seslenmek gelmez içinden.
Ya bu gidiyor der ve camın yanındaki hasta ölür.
Ertesi gün cenazeyi götürürlerken, adam hemşireye seslenir.
-    Hemşire hanım, yan yatak boşaldı. Burada benim canım çok sıkılıyor. Acaba o yatağa geçebilir miyim?
Hemşire tabi der. Adamı cam kenarındaki yatağa alırlar.
Heyecan içinde o yatağa geçen adam bir de bakar ki; karşısında bembeyaz bir duvar vardır.
Başka da hiç bir şey!..

&                         &

Bazen diyorum, gazeteciliği becerebiliyor muyum acaba?
Bize para vererek okuyanları mutlu edebiliyor muyuz?
İnsanlara bir katkımız oluyor mu?
İnanın bunları çok merak ediyorum.
Derdim, Ahmet ağanın kara kaşı, Mehmet ağanın kara gözü değil.
Ancak şu var; okurla aramızda sıcak bir ilişki yok.
Geri dönüşüm sıfır.
Çok okumuş yazmış bir memleketiz de ondan mıdır bilmiyorum!..

Geçen değer verdiğim bir büyüğüm anlatıyor.
Bir gazete kendisine yönelik olur olmaz haberler yapıyormuş.
O da bu durumdan rahatsız ama ses çıkarmıyor.
Bir gün dayanamamış mülki amirinden izin istemeye karar vermiş.
Konuyu açar açmaz da şöyle bir cümle duymuş: Ne o bu gazeteci senden para mı istiyor?
Boşver hiç cevap verme; ben takmıyorum o tür haberleri’ diyerek uğurlamış sevgili müdürü..

Galiba mesleki olarak çok yıprandık biz. Bir de sapla saman birbirine karıştı artık.
Ne yapsak etsek olmuyor.
2011’de sizlerden birazcık destek istiyorum.
Tepkilerinizi; olumlu ya da olumsuz hiç fark etmez, esirgemeyin..
Gelin beraber güzel şeyler düşünelim.
Güzel yarınlar kuralım.


YORUMLAR

  • 0 Yorum