Reklam
Kadir Kenar

Kadir Kenar


Aha da bu!

03 Nisan 2018 - 13:38

Şu işe bak arkadaş! Mehmet Daniş kardeşimin TBMM’de yerinden fırlayarak, ‘Otur yerine, terbiyesiz!’ diye bağıracağını rüyamda görsem inanmazdım.

Şimdi özellikle CHP’li arkadaşların ve normal olarak düşünen herkesin kızacağı ve de ‘Kadir sen iyice manyaklaştın” diyeceği bir konuyu, güzel bir şey miş gibi manşete taşıyıp; üstüne bir de köşe yazısı yazmama bir anlam veremeyebilirsiniz. Ama dört dakikanızı ayırıpta yazıyı sonuna kadar okursanız bana hak vereceksiniz derim.

Önce bilmeyenler için iktidar partisi vekilimiz Mehmet Daniş’i kısaca tanıtalım. 2 Ağustos 1971 doğumlu ( ay ve günü de özellikle yazıyorum. Doğum gününü kutlamak isteyenler falan olursa diye!!) İstanbul üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. Tabii öncesini de merak edenler olabilir. İmam-Hatip mezunu. Evli ve üç çocuk babası. Hanımı da çalışmıyor.

Mehmet Daniş fakir bir aileden gelen, ama 32 yaşında milletvekili rozeti takan şanslı bir insan. Onu bu noktaya taşıyan ise ‘Milli görüş’ çizgisine sadık, alçakgönüllü, saygılı ve sevgili bir insan olması.

Şimdi gelelim püf noktasına. Bu zamana kadar; yani altıncı yılına giren vekilliği dönemine. Bu dönemi iyi değerlendirmek için bence ikiye ayırmamız lazım. Birincisi Ankara’daki Mehmet Daniş, ikincisi de Çanakkale’deki Mehmet Daniş.
Ankara’daki Mehmet Daniş’e bakarsak evet başarılı bir dönem geçirdi diyebiliriz. Genç ve deneyimsiz olmasına rağmen iki dönem divan katipliği az iş değil. Kırmızı bir plaka, makam ve mevki demek. 550 vekil içinden seçilmek demek.

Daha ne olsun.

Ama Çanakkale’deki Mehmet Daniş; yani vekil olarak iline katkısını göz önüne alırsak iyi not verme imkanımız yok. Neden yok; en başta gerçekten çalışan bir ekip kurmakta başarısız. Bu çok önemli. Partililerin işlerini yüzde yüz yaptığını da söylemek mümkün değil. Bu da önemli. Ve en önemlisi de, Çanakkale’ye ayrılan ödeneklerde baskı unsuru olarak devreye girememesi var ki; bu hepsinden önemli.

Sık sık söylüyorum ama, Ankara’yı iyi bilen bir gazeteci olarak şunu açıkça söylemeliyim; eğer çirkeflik derecesine varmayan bir baskı unsuru oluşturamazsanız bakanlıklarda sizi kimse takmaz. Çünkü, bürokratlar şunu bilir; mutlaka dişli birisi gelecek ve elimdeki kaynağı ona verecem; sesi çıkmayanı atlatmasam benim işim biter’

Evet kaynak bellidir; birileri onu alacaktır. Ama bunu ancak güçlü olana verirler. Bağırana ve çağırana verirler.

İşte bunun için, ben Mehmet Daniş’in sesinin gür çıkmasını önemserim. Çanakkale’ye gelecek her kuruş bu sesin gür çıkmasına bağlıdır.
Çevresiyle uyumunda hiçbir sorun yaşamayan Mehmet kardeşimize buradan tavsiyem de şudur. Bu olayı ayrı tutarak söylüyorum ki; bağır, çağır; gerekirse ufaktan sıyır da! Arkandayız, sonuna kadar yanındayız. Bize de ki, siz de bağırın; biz de bağıralım. Çok şükür elimiz kalem tutuyor; kafamızda çalışıyor. Birlik ve beraberlik içinde ne gerekiyorsa yapalım.

<u>Belediye hopörlerini amacına uygun kullanın lütfen!</u>

Şimdi yukarda vekilimize bağır diye çağrı yapınca aklıma geldi. Ben bu belediye hoparlöründen şikayetciyim. Bu sistem küçük il ve ilçelerde uzun zamandır uygulanıyor. Hatta köylerde de cami hopalörleri aynı şekilde kullanılır.

Burası işin özü itibariyle belediyeler için bir duyuru yeridir. Acil olan ve halkı ilgilendiren konularda buradan anons yapılır. Ama, ne yazık ki, sadece bununla da kalmıyor işte. Mesela Biga Belediye Başkanı ilk zamanlar her sabah ‘hayırlı işler’ dilemek için bu hoparlörü kullanıyordu. Şimdi ise sadece Çarşamba günleri kullanıyor. Hadi bunu da mazur görelim; ilçenin belediye başkanı.
Ama açık söyleyeyim, ölüm ilanlarına falan da hiçbirşey diyemem; tam tersine faydalı da oluyor. Yalnız şu dükkanların, esnafın tanıtım ilanları can sıkıyor. Bilmem kimin sezon sonu indirimi ya  da bilmem nesini belediye hoparlöründen bangır bangır bağırttırması hiç hoş olmuyor. Düşünün bütün esnaf bunu yapmaya kalksa halimiz nice olur.

Televizyon dizileri arasındaki reklamlardan yılmış bir vaziyetteyken, işyerinde de belediye hoparlörü ilanı duymak adamı temelli deli ediyor.
Lütfen belediye yetkilileri bu konuda duyarlı olsun. Ölüm ilanı, duyurular falan filan neyse. Ama işyeri reklamları için radyolar var. Gazeteler var. Gitsin oralara para versin. Sonuçta belediyeye de para vermiyor mu.


YORUMLAR

  • 0 Yorum