Reklam

"HER ZAMANKİ GİBİ ALNI AÇIK, BAŞI DİK KARŞINIZDAYIM"

Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, 13 Aralık 2021 Pazartesi günü karar duruşması gerçekleşen ve hakkındaki tüm suçlamalar ile ilgili mahkeme tarafından beraat kararı verilen hukuki süreç ile ilgili basın toplantısı gerçekleştirdi.

14 Aralık 2021 - 17:18
14 Aralık 2021 Salı günü gerçekleştirilen toplantıya Belediye Başkanı Ülgür Gökhan'ın yanı sıra Belediye Başkan Yardımcıları Rebiye Turan Ünüvar ile M. İrfan Mutluay, CHP İl Başkanı Metin Ümit Ural, CHP Merkez İlçe Başkanı Süleyman Erte'nin yanı sıra CHP İl ve Merkez İlçe yöneticileri katıldı. 

“ADALETE İNANCIMDAN DOLAYI 13 YIL BOYUNCA SUSMA HAKKIMI KULLANDIM”
2008 yılından bu yana devam eden dava sürecinden hakkındaki tüm suçlamalardan beraat ederek çıkan Başkan Gökhan, hukuki süreç hakkında yaptığı açıklamada şöyle konuştu;
“2008 yılından bu yana Çanakkale gündemini meşgul eden karar duruşması dün gerçekleşti. Yani yaklaşık 13 yıldır bu dava devam etmekteydi. Bu davanın geçmiş süreçlerinde; iki kere İstanbul'a özel mahkemeye gittik. Hakkımda terör örgütü kurma ve yönetme suçlaması vardı. İkisinde de terör örgütü suçlamasına yer olmadığı ile ilgili karar çıktı. Daha sonra bu dava uyuşmazlık olarak Yargıtay'a gitti. Yargıtay da bu davanın Çanakkale'de görülmesi noktasında karar verdi. Dolayısı ile o 13 yılık süreç içerisinde bunlar da var. Yani dosyanın terör dosyasından ağır ceza dosyasına dönme süreci de var. Tabi bu 13 yıllık dava konusu hukuki bir süreçti. Adaletin tecelli edeceğine, suçsuzluğuma inancımdan dolayı bu zamana kadar susma hakkımı kullandım. Konu ile ilgili 13 yıl boyunca hakkımda yapılan her türlü haksız suçlama ve eleştiriler karşı susma hakkımı kullanarak, cevap vermedim. Sonuçta kendimi; cübbesinin hakkını veren, hiçbir gücün değil yalnızca adaletin önünde eğilen hukukçulara, bu dava süreci boyunca 3 seçim geçirdiğim Çanakkale halkına teslim ettim. Hep bu anlayış ile davrandım”.

“BANA BU İFTİRALARI ATANLAR HAPİSTE YA DA KAÇAK”
“Sonuç olarak da bu davanın sonucunu sabırla bekledim. Çünkü bu davada kendimden, dede-baba mirasımız olan 78 yıllık akaryakıt işletmemizin ticari ahlakından zerre kadar kuşkum yoktu. Yani 78 yıllık ticari geçmişi olan bir firmanın yöneticisiyim. Dolayısı ile akaryakıt işi yapıyoruz. Geçmiş yıllarda da karaborsa dönemlerini geçirdik. O yıllarda da müşterilerimiz ile ilişkileri iyi kurmak bizim en büyük amacımızdı. Dolayısı ile de bu konuda kamuoyu bizi gayet iyi tanır. Sonuç itibari ile bu da benim sabrımı pekiştirmiş oldu. Ama kuşkum olan bir şey vardı. O da; 13 yıl önceki o dönemin siyasi atmosferi ile devletin tüm kurumlarına çöreklenmiş olan FETÖ'ydü. FETÖ kumpasları; bu devletin kurumlarını, yeri doldurulmaz değerlerini, hayatını ülkemizin ilerlemesine ve yükselişine adamış nice aydını öğütmekteydi. Burada yine beni bu suçlamalar ile ilişkilendirmek isteyen de emniyetin ve adalet kurumlarının içerisinde yuvalanmış, FETÖ'nün tedrisatından geçmiş, sözüm ona devlet görevlileriydi. Bu davanın ilk başlangıcında; Ticaret Bakanlığı Müfettişlerinden başlayan, KOM müdürü ile devam eden, o zamanki soruşturma savcısı olan Hakan isimli savcı ile devam eden ve Ağır Ceza Reisi ile devam eden bu süreçte, şu anda adını sayamadıklarımla beraber hepsi ya ceza evinde ya da kaçak durumda. Hepsi FETÖ'den yakalanmış ya da hakkında soruşturma açılmış”.

“KUMPAS KURMAYA ÇALIŞTILAR”
“FETÖ süreçlerinin bitmesinin ardından, dava Ağır Ceza Mahkemesinin önüne geldi. Ardından burada 2002 yılından bu yana sürdürdüğüm Belediye Başkanlığı görevimi kötüye kullandığım iftiraları ile özel hayatımda yaptığım işi de bunun içine katarak, alçakça bir kumpas” kurmaya çalıştılar. Halbuki benim ticaret yapma yasağım sadece belediye ile ilgilidir. Ben Belediye Başkanı olarak sadece belediye ile ticaret yapamam, belediye ile bir ticari ilişki içerisinde olamam. Onun dışında benim ticaret yapma yasağım yoktur. Hatta bu noktada Ticaret Bakanı'nın Bakanlık ile ilgili ticaret yapma konuları gündeme gelmişti. Bakanın da ticaret yapmama gibi bir yasağı yok ama bakanlık ile ticaret yaptığı için eleştirilmişti. Ben de eğer Belediye otobüslerine veya belediyenin diğer kurumlarına mal satsaydım elbette ki, bu suç olurdu”.
“ÇANAKKALE HALKINA TEŞEKKÜR EDİYORUM”
“Bugün yok olan ama dün itibari ile şahsıma yaftalanmış tüm suçlardan, beraat etmiş olarak bugün yine alnı ak, başı dik olarak kamuoyunun karşısındayım. Ama beni suçlayan o insanların kimi hapiste kimi kaçak. Bu süreçte hayatım boyunca korumaya ant içtiğim doğruluk ve dürüstlükten, hukukun üstünlüğünden ve adaletin tecelli edeceğine inancımdan hiç sapmadım. Bu değerlere inancımı daima diri tutan, benim ile bu hukuk mücadelesinde dimdik yanımda duran aileme, hukukçu dostlarıma, siyasi yoldaşlarıma, çalışma arkadaşlarıma, verilecek kararı bekleyerek algı yönetimine soyunmayan vicdanlı ve sorumlu gazetecilere ve benden şüphe etmeyen Çanakkale halkına çok teşekkür ediyorum. Bu benim için çok önemliydi. Çanakkale halkının bana duyduğu güven noktasında da çok mutluyum. Dolayısı ile de dünkü mahkeme kararı da bunu güçlendirdi ve taçlandırdı”.
“ÇANAKKALE'DE HAKİMLER VAR”
“Bu konu ile ilgili şunu söylemek istiyorum; 18. yüzyılda Alman hükümdarı Freidrich'in sarayın mahkemesine katmak istediği bir fırıncıya ait değirmen vardır. Bu çok meşhur bir hikayedir. Kral onu istimlak etmek istemiş ancak değirmenci onu vermemiştir. Buna sinirlenen kral, zorla alırım mesajına karşılık değirmenci; 'Alamazsın. Berlin'de hakimler var' cevabını vermiştir. Bu sözü bana dün Çanakkale'de yaşatan, Çanakkale'de hakimler var dedirten süreçte akıl ve vicdan ile hareket eden tüm yargı mensuplarına da takdir ve teşekkürlerimi de sunmak istiyorum” dedi.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum