Reklam

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlama Mesajları

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlama Mesajları
29 Ekim 2013 - 10:26


Cumhuriyetimizin kurucusu eşsiz devlet adamı Mustafa Kemal ATATÜRK' ün “Benim En Büyük Eserim” dediği Cumhuriyetimizin 90. yılında, başta büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, cumhuriyetin kuruluşu ve yaşatılması, bölünmez bütünlüğü için şehit olan vatan evlatlarını rahmet ve minnetle anarken, kahraman gazilerimize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.

 Milli egemenliğe dayanan, gücünü halktan alan, iktidarın millete ait olduğu bir rejim olan cumhuriyetimiz, Atatürk'ün önderliğinde insanüstü bir gayret ve fedakarlıkla, bağımsızlık mücadelesi ile elde edilen eşsiz bir zaferle kurulmuştur.

 Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023'e doğru giden yolda hep birlikte daha çok çalışarak hedeflerimize emin adımlarla yürümeliyiz. Keza, Cumhuriyet; birlik ve beraberlik için hareket ettiğimizde, imkansızlıkları başardığımızın ispatıdır.

 Bu duygularla saygıdeğer Çanlıların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutlar, geleceğimizin teminatı gençlerimize ve öğrencilerimize özgüvenli olarak, geleceğe güvenle bakabilecekleri yarınlar hazırlama azmi ve gayreti içerisinde olduğumuzu bilmelerini ifade eder, sevgi ve saygılarımı sunarım.

 

                                                               Nurettin KAKİLLİOĞLU

 

                                                                    ÇAN KAYMAKAMI



     Milletimizin yüce bir iman ve inançla büyük komutan ve devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde emsali görülmemiş bir şekilde verdiği bağımsızlık mücadelesi ile kurulan Cumhuriyetimizin 90. yıldönümünü kutlamanın mutluluğu ve gururu içerisindeyiz.

    Geçmişten günümüze Türk milleti birlik ve beraberliği ile birçok zorluğun üstesinden gelmiş, hiçbir zaman esaret altına girmemiş ve birçok kez tarihe yön veren zaferlere imza atmıştır. Kurtuluş Savaşı da binlerce şehidimizin kanıyla yazdığı bu savaşlardan biridir ve sonuçları itibari ile Türkiye ve Dünya tarihine yön vermiştir. Yüce kahramanlarımız, bu zaferi dönemin en güçlü ordularına sahip işgalci devletlere karşı kazanarak, milletimizin gücünü tüm dünyaya bir kez daha duyurarak, vatana sahip çıkma ve özgür yaşama kararlılığımızı güçlü bir şekilde ortaya koymuşlardır. Bu özelliğiyle Kurtuluş Savaşı; cihanı hayrete düşüren bir iman ve kahramanlık ile vatanı, bayrağı, milleti, dini ve devleti için canını Allah yolunda feda eden, şehitlerimizin destanıdır. Ve bu destan sonunda da Cumhuriyetimiz kurulmuş ve bugünlere gelmiştir.

 Tarihin her sayfasında ecdadımız üzerine düşeni layıkıyla yerine getirmiş ve bu vatanı bizlere emanet bırakmıştır, bugün bizim üzerimize düşeni de bizler azim ve kararlılıkla yerine getirmeliyiz. Bu ülkeyi, bu vatanı, bu cumhuriyeti her zaman koruyup, kollamalıyız.

     Bu duygu ve düşüncelerle, başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, Kurtuluş Savaşımızın tüm kahramanlarını, övgülerin en güzeline layık olan tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve dualarla yad ediyor, tüm halkımızın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.







Sevgili Hemşerilerimiz,

 

“Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” prensibiyle ilan edilen Cumhuriyetimizin kuruluşunun 90. yıldönümünü kutlamanın heyecanını, coşkusunu hep birlikte yaşıyoruz.

Bu necip millet birinci dünya savaşının sona ermesinin ardından, canı pahasına vatanını korumak ve ilelebet bu topraklarda var olmak için dünyanın görüp görebileceği en büyük kurtuluş mücadelesini vermiş ve başarısını Cumhuriyet'in ilanıyla taçlandırmıştır.

Cumhuriyet'in ilanı bu toprakların özgürlük mücadelesinin, demokrasiyle birleştirilmesini ve ilelebet kendisini yönetme özgürlüğünü kazanmasını sağlamıştır. Bu demokratik özgürlük mücadelesinin en büyük destekçisi Gazi Meclisimiz olmuş, o zor şartlar altında bile çözümün tek adresi olarak Gazi Meclisimiz ortaya çıkmıştır.

Cumhuriyetimizin ilerleyen yıllarında da demokratikleşme ve hukukun üstünlüğü gibi ülkemizin en önemli kuruluş prensiplerinde ilerlemeler Yüce Meclis çatısı altında gerçekleştirilmiştir. Özellikle son yıllarda bu konuda yapılan devrim niteliğindeki değişimler, Türkiye Cumhuriyeti'ni muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine taşıma hedefine çok daha hızlı, sağlıklı ve istikrarla ilerlemesine vesile olmaktadır.

Bu önemli günlerde bize düşen en önemli görev ise, bu muhteşem zafere ve ilerlemeye imza atan şehitlerimizin, gazilerimizin birlik beraberlik ve kardeşlik ruhunu bugünlere ve gelecek nesillere en doğru şekilde taşımak olacaktır.


            Bu duygu ve düşüncelerle, tüm hemşerilerimizin Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyor, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, vatan, millet, bayrak ve istiklal uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.

 


              İsmail KAŞDEMİR                                        Mehmet DANİŞ

  AK Parti Çanakkale Milletvekili               AK Parti Çanakkale Milletvekili

   TBMM Başkanlık Divanı Üyesi             TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı





 Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün nitelemesiyle bu "en büyük bayramımızda" geçmişimizle gurur duyuyor, yarınlara güvenle bakıyoruz.

Bu anlamlı günde, Ulusumuzun uygar dünyada hak ettiği yeri almasını sağlayan Cumhuriyet'e, Atatürk gibi insanlığın övgüsünü ve sevgisini kazanan büyük bir Önder'e, bağımsız bir yurda, ülkesini gönülden seven kuşaklara sahip olmanın onurunu hep birlikte yaşıyoruz.

Cumhuriyet, korumamız ve ödün vermeden yaşatmamız gereken en değerli varlığımızdır.

Bunun bilinciyle, bizlere parlak bir gelecek, onurlu bir yaşam, tam bağımsız, çağdaş ve ulusal bir devlet armağan edenlere sonsuz minnet duyuyoruz.

Cumhuriyet; ümmetçilik yerine ulusçuluğu, kulluk yerine yurttaşlığı, kişi iktidarı yerine ulus istencini, bağnazlık yerine çağdaşlığı ve ulus devleti seçenlerin kurduğu bir rejimdir.

Türk insanı, Cumhuriyet'le teba olmaktan çıkıp yurttaş konumuna yükselmiş, devletin tek ve gerçek sahibi olmuştur. Ulus istenci, yönetimin kaynağı durumuna getirilmiş, egemenlik kayıtsız koşulsuz Türk Ulusuna verilmiştir.

Cumhuriyet, bilgisizliğe, bağnazlığa, yobazlığa, yoksulluğa, çaresizliğe karşı verilen savaşımın adıdır. Yüce Önder'in deyişiyle, "Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir."

Hedefini çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak ve onu aşmak biçiminde ortaya koyan Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün başlattığı, demokrasiye geçişi de içeren yapısal dönüşüm sürecinin temeline lâiklik ilkesini yerleştirmiştir.

Atatürk, "Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır" sözüyle izlenmesi gereken yolu göstermiştir.

Bu yoldaki ışığın, Cumhuriyet rejiminin temelini de oluşturan, akıl ve bilim olduğu da Yüce Önder'in şu sözünde de açıkça vurgulanmıştır:

"Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır."

Bizler, Ulu Önder Mustafa Kemal'in yaktığı ışıkla tüm zorluklara, engellere, iç ve dış düşmanlara rağmen Türkiye Cumhuriyetini aydınlık geleceğe taşıma yolunda ödünsüz ve korkusuz mücadeleye devam edeceğiz. Bu yolda kararlılığımız, azmimiz ve inancımız sonsuza kadar sürecektir.

Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Bu duygularla Cumhuriyet Bayramı kutluyor, saygılar sunuyorum. 





Bu yıl90'nıcı yıldönümünü kutladığımız 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Birinci Dünya Savaşı sonucunda silahları ellerinden alınmış ordusuz, toprakları paylaşılmış vatansız, Osmanlı'nın küllerinden doğmuş Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluş Bayramıdır.

Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluş sürecini iyi hatırlarsak, Cumhuriyetimizin kıymeti ve önemini de iyi anlayabiliriz.

Bildiğiniz gibi, Padişah, tahtını korumanın telaşı içerisinde emperyalist güçlerin her istediğini emir sayarak altına imza atıyor.Attığı bu imzaların arasında öyle bir imza var ki ülkesinin topraklarının paylaşımı ve işgaline evet dediği Sever Anlaşması.

Sevr antlaşmasına göre;

1.   Osmanlı Devleti'nin başkenti İstanbul olmaya devam edecek, fakat antlaşmanın

maddelerine uymaz ve azınlık haklarını korumazlarsa İstanbul Türklerin elinden alınacaktır.

2.   Boğazlar savaş zamanında bile bütün devletlerin gemilerine açık olacak.

3.   Doğu Anadolu'da bağımsız Ermeni devleti kurulacak.

4.   Ege Bölgesi'nin büyük bir bölümü ile İstanbul dışındaki tüm Trakya Yunanlılara verilecek.

5.   Antalya ve Konya yöresi İtalyanlara,

6.   Adana, Malatya ve Sivas ile Suriye ve Lübnan Fransızlara,

7.   Arabistan ve Irak İngilizlere verilecek.

8.   Ordunun elinden silahlar alınarak terhis edilecek.

9.   Azınlıklara her alanda geniş haklar tanınacak

10. Kapitülasyonlardan bütün devletler yararlanacak

İşte Osmanlı Padişahı Vahdettin, Osmanlı'nı ölüm fermanı olan bu Sevr Antlaşması'na, sırf tahtına dokunulmaması koşulu ile imza atıyor.

İşte böyle bir ortamda Mustafa Kemal ve Bir avuç silah arkadaşı bir güneş gibi 19 Mayıs 1919'da samsından doğarak,20.Yüzyıla damgasını vuracak ve tüm mazlum halkların örnek alacağı Ulusal Bağımsızlık ve Kurtuluş Mücadelesini başlatmak ve Sevr Antlaşmasını işgalci güçlerin suratına bir şamar gibi vurmak üzere, Anadolu ve Rumeli Milli Güçleriyle önce Amasya, ardından Erzurum ve Sivas Kongrelerini topluyor.

Kongrelerde Tam Bağımsız Türkiye için Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı'nın bir an önce uygulanmaya konulması için 23 Nisan 1920'e Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi açılıyor ve Bağımsızlık için önemli bir adım da atılmış oluyor.

Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşları ta 19 Mayıs 1919'da Samsuna ayak bastığında, bu yolculuğun sonunun Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ile sonuçlanacağını biliyorlardı. Bu amaca ulaşmak için deönüne çıkan engelleri birer birer aşıyor, düşüncesini de en yakın silah arkadaşları ile paylaşıyorlardı.

Bir taraftan Bağımsızlık Savaşı devam ediyor diğer taraftan, aslında Cumhuriyeti tarif eden,“Egemenlik Kayıtsız ve Şartsız Milletindir” ifadesinin benimsendiği, Milletin Temsilcileri, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyordu. İşte, tam bu aşamada (1 Kasım 1922) TBMM'de alınan kararla saltanat kaldırılıyor ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanının önündeki en önemli bir engel de kaldırılmış oluyordu.     

28 Ekim 1923 gecesi Atatürk en yakın çalışma arkadaşlarını köşke davet ederek, “Yarın Cumhuriyeti İlan Edeceğiz” diyerek düşüncesini açıklıyor. O gece boyunca İsmet İnönü ile birlikte 1921'de kabul edilen Anayasa üzerinde çalışarak, “Türkiye Devleti'nin Hükümet Şekli Cumhuriyettir” ifadesini karara bağlanıyorlar.29 Ekim 1923 günü TBMM'ne sunulan tasarı üzerinde yapılan görüşmelerden sonra “Yaşasın Cumhuriyet”, “Yaşasın Cumhuriyet”  nidaları arasında, coşkulu alkışlarla Cumhuriyet ilan ediliyordu.

İşte bir tarafta 1'inci Dünya Savaşı sonrası emperyalist güçlerle, Osmanlı'nınölüm fermanı imzalayan son Osmanlı padişahı vahdettin, diğer tarafta bir avuç inançlı ve kararlı insanın19 Mayıs 1919 da yola çıkması ile başlayıp, Tüm Mazlum ulusların Örnek aldığı Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı ile süren mücadele. Sonuçta 29 Ekim 1923'te Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde büyük bir coşku ile kabul edileler Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşu,Cumhuriyeti İlanı ile sonuçlanmıştır.

Cumhuriyetin İlanı, yorgun, yoksul, fakat inançlı ve kararlı bir ulusun, Tam Bağımsızlık Mücadelesinin örnek bir ürünüdür. Bugün 90. Yıldönümünü kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluş ve Kurtuluş Yıldönümü, En Büyük Bayramımız, “29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun” Türk Ulusu var olduğu sürece, coşkuyla, neşeyle, inanç ve kararlıkla kutlanacak nice Cumhuriyet Bayramları Kutlamak dileği ile tüm Vatandaşlarımızın 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMLARINI KUTLUYOR, En içten duygularımla sevgi ve selamlarımı sunuyorum.

            Saygılarımla.

 

           

                                                                                                                   Ali SARIBAŞ

                                                                                                       Çanakkale Milletvekili

                                                                                                        KİT Komisyonu Üyesi






Milletimiz Cumhuriyet rejimi ile kazandığı değerleri, toplum hayatının vazgeçilmez unsuru olarak benimsemiş, karşılaştığı sorunları ise Cumhuriyet'e olan sadakati sayesinde birlik ve beraberliğinden ödün vermeden aşmayı bilmiştir. Cumhuriyet; dili, bayrağı, marşı ve başkenti, temel nitelikleri ile ülkesi ve milletiyle bölünemez bütünlüğü ifade eder. Bu haseple bu değerlerimizin sonsuza kadar korunacağının unutulmaması gerekir. Atatürk'ün kuruduğu çağdaş, demokratik ve laik cumhuriyetimizi son sonsuza kadar yaşatmak her Türk vatandaşının asli görevi olmalıdır.





Türkiye Cumhuriyeti'nin 90. yıldönümünü gururla ve kıvançla kutlamaktayız. Cumhuriyet, her şeyini kaybetmiş olan bir milletin ulusal bağımsızlığını kazanabilmek için giriştiği milli mücadelenin sonucunda elde ettiği büyük bir zaferin sonucudur. Bu nedenle yüce Türk Milleti, kendine emanet edilen Türkiye Cumhuriyeti'ni, huzur ve refah dolu yarınlara ulaştırmak için hiç şüphesiz ki el birliği ile çalışacak, Atatürk ilke ve devrimlerine her zaman ve her konumda sahip çıkacaktır. Cumhuriyetimizin 90 yılını kutladığımız bu günlerde, geleceğe büyük bir ümit, inanç ve gayretle yürümek azmi ve de kararlılığı içindeyiz. Vatanımızın bölünmez bütünlüğüne ve ulusumuzun birliğine her zamankinden de çok ehemmiyet vermekteyiz. Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetimizin banisi Büyük Önder Atatürk'ü ve de silah arkadaşlarını, canından aziz bildiği vatanı için kanlarını bu toprağa dökmüş şehitlerimizi rahmet ve minnetle bir kez daha yad ediyor Cumhuriyet Bayramınızı yürekten en kalbi sevgilerimle kutluyorum. 




Cumhuriyetimizin 90. Yılı

Yıkılan Osmanlı İmparatorluğunun enkazından doğan ve Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün liderliğinde 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyetin ilan edilmesiyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti  90 yıldır varlığını sürdürmektedir.

Büyük Önderin ifadesiyle “ İlelebet payidar olacaktır.”

Cumhuriyet rejimi halkın egemenliğini , özgürlüğünü, kamu yararını, aklın ve bilimin rehberliğini esas alır . Ulusalcı ve katılımcıdır. Laikliği benimsemiş olan Cumhuriyet tüm dinsel etkilerden bağımsızdır. Cumhuriyetçi devlet ve yasalar , ülke yurttaşlarının eşitliğini sağlamak ve insanlarına hizmet etmekle yükümlüdür.

Büyük Önderin ifadesi ile “Cumhuriyet fazilettir.”

Cumhuriyetin ilanı, Türk Devriminin en güçlü ve en yol açıcı ilk büyük adımıdır . Çünkü Türkiye Cumhuriyeti yok edilmek istenen bir ulusun yeniden dirilişini simgeleyen bir rejimin adıdır.

Cumhuriyetçilik, İnsan haklarına önem verir. Kamu yararını ve kamu adaletini ön planda tutar. Cumhuriyet rejimi halkın kayıtsız ve şartsız egemenliğini benimser, olmazsa olmaz temel direği olan laiklikten ödün vermez. Atatürk devrimleri işte bu anlayışlar çerçevesinde uygulanmıştır. Bu nedenledir ki Atatürkçülük aynı zamanda Cumhuriyetçiliktir . Cumhuriyet ülkemizin bölünmez bütünlüğünü ve ulusal bir dili olması zorunluluğu görüşünü savunur ve benimser . Bu yüzden günümüzde Atatürkçülüğe karşı çıkanlar aynı zamanda Cumhuriyet rejimine de karşı çıkmış olmaktadırlar.

Bu duygu ve düşünceler ile Atatürkçü Düşünce Derneği Çan Şubesi olarak halkımızın EN BÜYÜK BAYRAMI OLAN CUMHURİYET BAYRAMINI en içten dileklerimizle kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi sevgi, şükran ve minnetle anıyor, aziz anıları önünde bir kere daha saygıyla eğiliyoruz.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun!

 

                                                        Gökay BULUT

                          Atatürkçü Düşünce Derneği Çan Şube Başkanı















































































YORUMLAR

  • 0 Yorum