Reklam
Sibel Atam

Sibel Atam


Bir Suikast, Bin Savaş

17 Ağustos 2018 - 17:02

Bir Suikast

Tam 104 yıl önceydi, Haziranın 28’iydi. Saraybosna’ya ziyarete giden Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun veliahdına Sırp milliyetçiler tarafından suikast düzenlendi. Elbette kanı yerde kalmayacaktı. Bir ay sonra 28 Temmuz 1914’te Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Sırbistan’a savaş ilan etti. Rusya Sırbistan’ı destekledi, Almanya da Avusturya-Macaristan’ı. Derken bu çatışmalar büyüdü, büyüdü, tam bir Avrupa savaşına dönüştü. Alsas Loren’i geri almak isteyen Fransa, Almanya’ya savaş ilan etti. Almanya karşılık vermez olur mu hiç, o da Belçika’yı işgal ederek Fransa topraklarına girdi. Bunu gören İngiltere tepkisini ortaya koyarak Almanya’ya savaş ilan etti. İngiltere’nin savaşa girmesiyle beraber Alman donanmalarıyla Pasifik Okyanusu ve Hint Okyanusu’nda çatışmalar baş gösterince, bu bir dünya savaşına dönüşmüş oldu. 1. Dünya Savaşı’na…

Sömürge Savaşı Başlar

Alman ve İngiliz donanmalarının birbirleriyle savaşmaları neticesinde Pasifik Okyanusu’ndaki Alman sömürgeleri savunmasız kalmış oldu. O noktadan sonra bu artık bir veliahdın öldürülmesi meselesinden çıkmış; bloklaşmış ülkelerin sömürge savaşına dönüşmüştü. Bu durumu fırsat bilen ülkeler birer birer harekete geçti. Japonya, Alman sömürgelerini işgal etmeye başladı ve bu hamlesiyle İtilaf devletlerinin yanında savaşa katılmış oldu.

Dört yıl süren savaşın başlarında Almanya aslında Rusya ve Fransa’ya karşı üstün durumdaydı ama savaşın daha fazla sürmesini istemediğinden, Osmanlı İmparatorluğu’nu kendi safına çekip bu işi bitirmek istedi. Aslına bakılırsa, Osmanlı İmparatorluğu da bu süre zarfında boş durmamış, İngiltere ve Fransa’yla ittifak kurmak istemişti ancak talebi reddedildi. Bunun sonucunda, Osmanlı yönetimindeki İttihat ve Terakki partisi Almanya’nın safında savaşa girilmesini istedi.

Osmanlı devleti neden bu savaşa girmek istiyordu?

Öncelikle, daha önce kaybedilmiş olan toprakların bir kısmını geri almak niyetindeydi. İttihat ve Terakki partisi üyeleri Almanlara hayrandı, savaşı onların kazanacağını düşünüyorlardı, hatta onlarla gizli bir anlaşma bile yapmışlardı. Bu savaşta galip gelinirse, uluslararası siyasette artık yalnız kalmaktan kurtulabileceklerdi. Yeniden en güçlü devletler arasında yer almak, Orta Asya’daki Türklerle birleşmek istiyorlardı. İngiltere ve Fransa’nın ekonomik baskılarından da artık kurtulabileceklerdi.

Peki, ya Almanya Osmanlı devletini neden yanında istiyordu?

Osmanlı devletinin halifelik gücünden faydalanıp İngiltere, Fransa ve Rusya’daki Müslümanların ayaklanmalarını sağlamak, Osmanlı’nın jeopolitik konumundan yararlanmak, yeni cepheler açılmasını sağlayıp kendi üstündeki yükü hafifletmek, savaşın bitiş sürecine ivme kazandırmak, İngiltere için çok önemli olan Süveyş Kanalı’nı kontrolü altına almak, Osmanlı’nın hammadde ve insan kaynaklarından faydalanmak için.

Sonra ne oldu?

Osmanlı altısı kendi topraklarında, üçü de topraklarının dışında olmak üzere dokuz cephe açarak Almanya’nın yükünü omuzladı. Çanakkale cephesi, itilaf devletlerinin Rusya’ya yardım göndermek, Balkan devletlerini kendi saflarına çekmek, Osmanlı’nın Kafkas ve Kanal cephelerinden çekilmesini sağlamak ve boğazları ele geçirerek Osmanlı’nın ittifak devletleriyle bağını kesmek istemeleri üzerine açılmıştı. Bu cephedeki savaş 1. Dünya Savaşı’nın uzamasına sebebiyet verdi, aynı zamanda Osmanlı’nın başarı kazandığı tek cephe oldu. Bu cephede toplam 500.000 insan öldü. Mustafa Kemal önce albay sonra da general olarak tüm dünyada tanındı. Rusya’da Bolşevikler bir ihtilal gerçekleştirerek Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ni (S.S.C.B.) kurdu. Kafkas cephesi kapandı. Bu zafer, esir altında yaşayan milletlere bir bağımsızlık mücadelesi örneği oldu.

Osmanlı devletini paylaşmak için savaş süresince birçok gizli anlaşma yapıldı ancak bu zafer hepsini geçersiz kıldı.

1. Dünya Savaşı kime ne getirdi?

  • En kârlı devlet İngiltere çıktı ve Avrupa’nın en güçlüsü oldu.
  • Fransa, Almanya’nın etkisinden kurtulup en güçlü devletler arasında ikinci sıradaki yerini aldı.
  • İtalya, Avusturya’dan toprak alarak On İki Adalar’a hâkim oldu.
  • Rus, Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorlukları yıkıldı, yeni bağımsız devletler kuruldu.
  • Litvanya, Letonya, Estonya, Finlandiya, Yugoslavya, Çekoslovakya, Polonya, Macaristan, S.S.C.B. olmak üzere savaş sonrası yeni devletler kuruldu.
  • Yeni devletlerde rejim değişikliğine gidildi.
  • Sömürgeciliğin yerini manda ve himayecilik aldı.
  • Sınırlar çizilirken “milliyetçilik” ilkesi esas alınmadığı için “azınlıklar” meselesi ortaya çıktı.
  • Dünya Savaşı’nı bitiren anlaşmalar aslında II. Dünya Savaşı’nın zeminini hazırladı.
  • 10 Ağustos 1920’de Osmanlı devletiyle Sevr Barış Anlaşması imzalandı ancak Mebusan Meclisi kapalı olduğu için anlaşma onaylanamadı. Bu, ayrıca Osmanlı devletinin imzaladığı son anlaşma oldu.
  • Osmanlı üç milyona yakın askerinin üçte birini kaybetti. Yani, bir milyona yakın Mehmetçiğimiz canını verdi.

İngilizlerin gazına gelen Araplar, kutsal yerleri İngilizlerden korumak isteyen Osmanlılara saldırmıştır. Hani şu pek bir bayıldığımız (!?!) Araplar var ya, hani din kardeşi olarak gördüklerimiz; işte onlar Hicaz-Yemen cephesinde revirde yatan yaralı aslanlarımızı bile “Allahuekber” nidalarıyla acımadan şehit etmişlerdir.

Tam 104 yıl önceydi, Haziranın 28’iydi. Saraybosna’ya ziyarete giden Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun veliahdına Sırp milliyetçiler tarafından suikast düzenlendi… Ya bu olay hiç yaşanmasaydı?

YORUMLAR

  • 0 Yorum