Reklam
Hamza Yıldız

Hamza Yıldız


TOHUM KADAR

03 Nisan 2018 - 13:38

Bu yazı Mesnevi tadını tekrar hatırlatan Kemal Çetin Bey'e ithafımdır


Ne içindeyim zamanın, ne de büsbütün dışında
Yek pare, geniş bir anım, parçalanmaz akışında.
                            A.H. TANPINAR

    Hayat akıp gidiyor. Akıp giden zaman mı yoksa ömür mü? Akıl ve gönül çoğu zaman Leyla ile Mecnun gibi ayrılığın azabını paylaşmak zorunda kalıyor. Akıl soruyor, sorguluyor, algılıyor, zulmediyor, şefkât ve öfke iç içe geçiyor. Gündüzün aleniyeti, gecenin sırları arasında inanç ve şüphe biriktiriyorum. Görüyorum, biliyorum, anlıyorum, ama anlatamıyorum. “İnsan” diyorum, “Kaderi elinde olmayan bir hayat için neden bunca meşakkatin çilesini omuzlanır?”

    “Mecnun ile ben soyutlanmışlık yolunun kervanıyız. Tekilliğimizi bozmasınlar diye bazen o, bazen de ben şu dünyanın aşk nöbetini tutuyoruz.”
                                           FUZULİ


Zamanın içinde, hayatın gel-gitlerinde nimet ve külfet arasındaki bu çırpınışım niye? Bir çift siyah gözün, sıcak bir tenin kuşattığı dünyam neden dar geliyor. Bir kelâmın gizli labirentlerindeki yetim yalnızlığına koşma arzum nereden kaynaklanıyor? Mum alevinin titreyen alevinde içini ısıtacak bir hayâlin, bir mısranın, bir hatıranın, bir umudun bekçiliğine kendini anlamakta neyin nesi? Yalnızlaştıkça çoğalmanın bereketine niyetlenme ama ikametinden çekinerek rezilce bir korkaklığa sığınma beyhudeliği neden?

    “Ey Naili! Geceleyin o sevgilinin adım adım gelişi cihan cihan bekleyiş acısına değmez mi?”
                                NAİLİ

    Beklemek… Zamanın en ince dilimlere doğranması… Maddenin hükmünün eriyip gitmesi… Her doğum ölümle bir yüzleşme değimidir? Her aşk ayrılığın aynasını tutmaz mı yüzümüze? Ayrılık değil mi aşkı kutsayan? Ulaşılmazlığın derin acısı? Ateşin harında eriye eriye kendin olmak. Düşünce çaprazlarındaki iflaslardan varı ortaya çıkarmak. Varın kıymetinin bedelini çileyle anlamlandırmak ve ancak, evet, ancak bir ömürden bir tohum çıkarabilmek. Bu ölümsüzlüğün sırrı olmalı. Bir tohumdan can bulup, ardından genlerini taşıyan bir tohum bırakabilmek. Bir ömrün manası olan aşkı içinde barındıran tohum…Hepsi bu…

    “Sevgi Acıların doruğunda açan kardelen çiçeği gökyüzü maviliği avuçlarımızda…”


YORUMLAR

  • 0 Yorum