Ben ortaokula başladığımda --1969-- o çeşme orada vardı. Hem de kocaman bir yalağı –havuzu--ile beraber. Eskiden çeşmeler şimdiki gibi sadece insanlar için yapılmazdı. Kurt, kuş, kedi, köpek, tüm mahlukat su içsin diye yapılırdı. Çeşme yapmak çok büyük hayır hasenat işi sayılırdı. Çeşme, yapanın adıyla ya da mahallenin adıyla anılırdı.
Çan’ımız büyüdükçe nüfusu arttıkça ve de Aksu geldikten sonra bu çeşmenin yerine rahmetli Kadı Muhittin Amca ve çocukları güzel bir çeşme yaptırdılar. Tüm mahalle istifade ediyordu. Taaa ki geçen sene çeşmenin arkasına Müteahhit S.S inşaata başlayana kadar. Önce çeşme yıkılacakmış diye bir dedikodu duyuldu. Sonra çeşmenin suyu sık sık kesilmeye başladı. Aksa bile çok az akmaya başladı. Son üç beş aydır da hemen hemen hiç akmaz oldu. Meğer taktikmiş tüm bunlar. Yani “ÖNCE ÖLDÜR SONRA DEFNET.”
Nihayet dün; hem de hayırlı Cuma günü çeşmemizi yıkmaya geldiler. Hem de bu işi Belediyemize havale etmişler. Müteahhit kurnaz , kendisi yıkmıyor. “Maşa varken elle köz tutulmaz.” Bunu gayet iyi biliyor.
Neymiş efendim:-- Çeşmenin üstüne çıkan hırsız evlere atlayabilirmiş. Bak benim güzel kardeşim. Artık hırsızlıklar öyle yapılmıyor, çünkü o tür hırsızları polis kardeşlerimiz hemen derdes edip içeri tıkıveriyor. Şimdiki hırsızlıklar bankalar yoluyla veya ihaleler ve fatura kesimi yoluyla oluyor. Onları polis kardeşlerimizde takip etmiyor.
Aksu derneğinden Ş. geliyor. “Bu çeşme evin penceresinden olan görüntüyü bozuyor, bu çeşme yıkılacak” diyor. Ey dernekçi Ş. Kardeşim sen bu çeşmeleri ve Aksu’yu yaşatma taraftarı mısın, yoksa ev sahibinin avukatı mısın? Çeşmeleri koruman mı gerek yıkman mı, yıkılsın diyorsan o dernekte ne işin var o zaman?
Belediyemizin zabıtalarından birisine ne demeli bilmem ki: Söyledikleri söz o kadar gülünç ki: Neymiş efendim; ”Bu çeşmenin yeri zaten eskiden bu arsa sahibine aitti, bahçenizden yer gösterinde çeşme yapalım.” Güzel kardeşim benim, çeşmenin yeri şu an belediyenin mi yoksa hala arsa sahibinin mi?” sen ona baksana. Bu kadar da komik olunmaz ki.
Brova mahallenin kadınlarına. Çeşmelerine sahip çıktılarda şimdilik çeşme kurtuldu. Fakaaat hergün oradan su alıp içen kullanan mahallenin esnafları ise kılını bile kıpırdatmadılar, dükkanlarının içine saklanı saklanıverdiler. Eh o ayıpta onlara yeter. Dinimiz “haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” demiş ama onlar bu sözü duymamış olsa gerekler.
Sonunda o çeşmeden en az 200 hane faydalanıyor. 5-10 kadın sayesinde şimdilik ortak bir çözüm, ortak bir akıl bulunmuş gibi görünüyor. Belediye yetkilisi küçük bir çeşme yapma, biraz yerini değiştirme sözü vererek işi tatlıya bağlıyor. Ne demişler ortak akıl her şeyi çözer. Tebrikler mahallemin kadınlarına , tebrikler çeşmesine sahip çıkan eski belediyeci, komşum Mustafa Kızar’a. Siz olmasaydınız hayırlı Cuma günü hayırsız bir iş olacaktı. Demokrasilerde çare tükenmez. Yeter ki bulunmak istesin. Bekleyelim görelim.
Aşınız katıklı ve sıcak olsun.
YORUMLAR