Reklam
Ahmet Kocabaş

Ahmet Kocabaş


KUTLU DOĞUM DA KUTLU NEBİ´YE MEKTUP

03 Nisan 2018 - 13:38

 Ey Kutlu Nebi!

Kutlu Doğum yıldönümünde sünnetine uyarak önce Allah´a hamd ediyor, sonra salat ve selamımızı sana arz ediyoruz. Ve dua ediyoruz ki:

"Ey mertebesi yüce olan Nebi! Allah´ın rahmeti ve bereketi ile selam ve esenlikleri senin üzerine olsun!..."

Ey Rahmet Peygamberi!

Seni özlüyoruz... Sünnetini, ilkelerini, sevmeni, vermeni, adaletini, merhametini, affını, çalışmanı, cömertliğini, yardım severliğini, ahlakını, mertliğini, dürüstlüğünü, hoşgörünü özlüyoruz.

Seni, Kur´an´ın anlattığı gibi tanımayı, senin kendini tanıttığın gibi anlamayı özlüyoruz.

"Allah seni ´güzel örnek´ olarak gösterdi. Sen, Kur´an´ın konuşanı, yürüyeni, hareket edeniydin... Ayetler sende hayata dönüşüyordu...

Şimdi Kur´an mahzun efendim, Kur´an öksüz. Seninle Kur´an´ın arasını ayırdık, etle tırnağın, toprakla tohumun, anayla evladın arasını ayırır gibi."

Seni Kur´andan, Kuran´ı senden uzaklaştırdık.

 "Sen kendini ´abduhu ve rasuluhu: O´nun kulu ve elçisi´ olarak takdim etmiştin. Sana iman eden bazıları sana hürmet adı altında seni kulluktan kurtarıp melekleştirerek dışladılar..."

Sana tekrar yalvarıyoruz:

"Gel, ey Muhammed, bahardır...

Dudaklar arasında saklı

Aminlerimiz vardır!...

Hac´dan döner gibi gel;

Mir´aç´tan iner gibi gel;

Bekliyoruz yıllardır!"

 Ey Barış Elçisi!

Sen ´Muhammed´ün Rasulullah´ olmadan önce ´Muhammed´ül Emin´ olmuştun. Biz hala güvenilir bir kişi, güvenilir bir toplum olamadık. "Dosdoğru ol" diyen Hud ve Vakıa Sureleri seni ihtiyarlatmıştı. Biz ise doğruluğa ve sadakata hasret kaldık bugün ey Rasul. Diri diri gömülen kız çocuklarını toprağın altından çekip çıkarmış, onları ana, bacı, kız evlad ve eş makamına yükseltmiştin. İnsanları törelere değil Kur´an´a çağırmıştın.

Ya bugün Ey Nebi!

Genç kızlarımızı töre cinayetlerine kurban verdik. Çocuklarımız tankların altında, bombaların ateşinde, depreme dayanıksız çürük binaların enkazında kaldı. Alkol ve uyuşturucu gençlerimizi perişan ediyor. Çocuklarımızı ve gençlerimizi kurtarmak için seni bekliyoruz.

"Ey yetimler yetimi

Ey garipler garibi;

Düşkünlerin kanadıydın,

Yoksulların sahibi…

Nerde kaldın ey Resul

Nerde kaldın ey Nebi "

Gel ki, yine yetimlerimizin başını okşayalım. Öksüzlerin elinden tutalım fakire ümit olalım, çaresize çare bulalım. Gül koksun evlerimiz, sokaklarımız. Hoşgörü geleneğimiz, sevmek özelliğimiz, adalet hedefimiz olsun. Çalışmak ibadete dönüşsün, cehaleti kovalım, iyilik aydınlatsın ülkemizi. Tabiatla bütünleşelim, başarıyla dolsun aylarımız ve yıllarımız. Paylaşmayı, bölüşmeyi yeniden öğrenelim hakça, güzelce.

 Ey Son Peygamber!

"Bütün çirkinlikleri, yanlışlıkları, cahiliyye adetlerini ayağının altına almış, çiğnemiştin. Sen´den sonra emanet ettiğin son din tanınmaz hale geldi. Kurduğun muhteşem sarayın harabelerine kargalar kondu. Rahmet Dini´nin yerini Arap örfü, Acem kini aldı.

´Arap´ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap´a bir üstünlüğü yoktur´ demiştin. Bugün ´Ben daha üstünüm´ saplantısı Orta Doğu´yu perişan etti. Bu saplantı adına Müslüman Müslüman´ı yerin dibine batırdı.

 “ Kan davalarını kaldırmıştın."

Bugün ise;

Gün geçmez ki ümmetin coğrafyasından feryat yükselmesin, oluk oluk kan akmasın, Bir olarak bıraktığın ümmetin kaç parçaya ayrıldığının sayısını onu parçalayanlar bile unuttu."

"Tefeciliği bitirmiş, haksız kazancı yok etmiştin. " Şimdi ise rüşvetsiz iş yapılmıyor İslam Dünyası´nda. Benden sonra eski sapıklıklara dönerek birbirinizi katletmeyin." demiştin. Birbirimize düştük Ey Rasul. Irak, Suriye, Yemen, Libya´da Müslümanlar birbirini ha bire katlediyor.

"Çalışmayı, üretmeyi, hak etmeyi" emretmiştin... Üreten eli öpmüş, "Nasırlaşan bu eli cehennem ateşi yakmayacaktır" demiştin.

Ya biz ne yaptık Ya Rasulallah?!

Çalışmayı, üretmeyi unuttuk. Sen fakirlikten Allah´a sığınmıştın... ´Fakirlik neredeyse küfürdür´ demiştin... Bugün fakirlik bizim kaderimiz oldu Ey Nebi! Özellikle düşünce ve merhamet fukaralığı Müslümanları perişan ediyor.

"Ey insanlar, aşırılıktan sakının. Çünkü öncekileri aşırılıklar mahvetti." demiştin. Biz o kadar aşırı gittik ki, önümüze geleni, kıbleye döneni kafir ilan ettik. Müminlerin kızlarını, bacılarını cariye konumuna düşürerek namuslarını yerle yeksan ettik. Halbuki; merhametini, mertliğini, cömertliğini, hoşgörünü, adaletini, çalışmanı, paylaşmanı, sabrını, yardımlaşmanı, ahlakını, ilkelerini düşünemedik bile.

Sen alemlere rahmetsin, affet bizi.

Bu Kutlu Doğum´unda; seni yeniden tanımaya çalışacağız. Sünnetini doğru anlamaya gayret edeceğiz. İlkelerini öğrenmek için seferber olacağız. Bütün insanlığı senin sevginle bağrımıza basacağız. Seni seveceğiz ve seni anlayacağız. Çünkü seni sevmek ve anlamak:

"inceliktir, güzelliktir, merhamettir, ilimdir, irfandır. Nerede çirkinlik, kabalık, yobazlık, gerilik... varsa sen orada yoksun." Ey Kutlu Nebi.

"Din nasihattır." "Din güzel ahlaktır." buyurdun. "Sen de bu güzel ahlaki tamamlamak için gönderildin." Biz de bu güzel ahlaki yaşayarak, seni örnek alacağız.

Seni çok seviyoruz, seni çok özlüyoruz.

Rahmetli Şekerci Hoca´nın arzıyla bitiriyorum sözlerimi:

"Ya Rasulallah!

Sana burada saygımızı arz ediyoruz. Burada bir aradayız. Fakat her yerde paramparçayız. Senin adını aldık, sıfatlarını kendimize taktık... Ama işlerimizi, davranışlarımızı sana benzetemedik.

Ümmetin olamadık, fakat kendimizi ümmetin sandık. Bizi bu yanlışlıklarımızla kabul eyle. Senin himmetine, aşkına, cesaretine o kadar muhtacız ki...

Tut elimizden Ya Rasulallah! Senin önderliğinde yeniden kendimizi bulalım. Senin bize söylediklerini yaşamımızın tek gerçeği görelim. Aşkının bahçesinden yeniden güllere boğulalım.

Yeniden sen bize imam ol. Senin önderliğinde Roma´nın gladyatörlerini, Bizans´ın entrikalarını, insanlık cambazlarının oyunlarını yok edelim.

Bize sen gereksin, sen bize rehbersin, rahmetsin. Ağuşunu bize doğru aç, sızlayan yüreğimizin tesellisini, kanayan yaralarımızı senin her tarafı rahmet olan iksirinle tedavi edelim.

Bugün Ümmetin hasta Ya Rasulallah! Şifa için himmetini, kurtuluş için desteğini bizden esirgeme.

Bu ayağa kalkışımızı seninle buluşmak ve görüşmek isteğimizin bir nişanesi kabul et ve bizimle buluş Ya Rasulallah!

Sana saygımızı, bağlılığımızı arz ediyoruz kabul eyle. Selat-ü Selam, tahıyyatü ikram, her türlü ihtiram sanadır Ya Rasulallah..."

YORUMLAR

  • 0 Yorum