Reklam
Ahmet Kocabaş

Ahmet Kocabaş


Küresel Krizi Doğru Okumak

03 Nisan 2018 - 13:38

Konuya yüce vahyin ölümsüz mesajı ile başlıyorum:
“İnsanların elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde bozulma meydana geldi. Neticede (Allah), yaptıklarının kötü sonuçlarından bir kısmını kendilerine tattıracaktır. Umulur ki yol yakınken dönerler.” (Rum 30/41)

Başka bir ayet ise şöyle:
“Başınıza gelen her felaket, kendi ellerinizle yaptıklarınızın sonucudur; üstelik Allah bir çoğunu da affetmektedir.” (Şûra 42/30)

Bir ayet meali daha:
“Eğer Allah insanları zulümleri nedeniyle hemen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde bir tek canlı bırakmazdı…” (Nahl 16/61)

Rahmet Peygamberi de:

“Rabbim! Bizi bize bırakma!” diye dua etmiştir. Çünkü Allah, Rahman ve Rahimdir. Onun merhameti her şeyi kaplamıştır. Aslında O, insanlara zulmetmiyor. İnsan insana zulmediyor.

Dünyamız insan eliyle hızla küresel bir krize doğru sürükleniyor. Yapılan onca haksızlık, yolsuzluk, hırsızlık, aymazlık kimin eseri?

Mülk Allah’ındır. Biz Allah’ın mülküne sahip olmaya değil şahid olmaya geldik. Mülk insanoğlunun emanetine verildi. Emanete ihanet ettik… Evreni bizden şikayet edecek duruma getirdik. Yeşili yok ettik, suyu zehirledik, doğadan beslenen binlerce varlığın Allah’a bizden şikayet etmesine sebep olduk.

Nasıl bir günah işlediyse insanlık rahmetten çok felaket yağıyor yeryüzüne…

Bu felaketten en çok etkilenen de İslam Ülkeleri.
 Dünyada 18 milyon mülteci var. 16 milyonu Müslüman. En çok mültecisi olan ülkeler: Sudan, Irak, Afganistan, Filistin… Dördü de İslam ülkesi.

Şu anda dünyamızda rekor bir rakamla 27 milyondan fazla köle insan olduğu tahmin ediliyor. Uluslar arası trafikteki kurbanlarının %80’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Birleşmiş Milletler ve diğer uzmanlar insan ticaretinden elde edilen yasa dışı gelirin 32 milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam uyuşturucudan sonra yasa dışı yollarla elde edilen gelirin en büyüğü…

Dünya köleliğe savaş açmasına rağmen Afrika’da yılda 200 bin çocuk, sahip değiştiriyor…

Opec nedir?
Petrol ihraç eden ülkeler.
Opec’e üye ülkeler Venezüela ve Ekvator hariç hepsi müslümandır…

Silaha en çok yatırım yapan da petrol varlığı olan bu İslam ülkeleridir. Bu ülkeler petrol gelirlerini halkının refahına harcayamıyorlar. Allah’ın verdiği petrol refaha değil silaha gidiyor…

Dünyada 1 milyar 300 milyon insan açlık sınırında bulunuyor, önlem alınmasa eğer 2020 yılında bu sayı 3 milyarı bulacak…

“Bugün ABD dünya nüfusunun %5’i ama dünya kaynaklarının %25’ini kullanıyor. Doyumsuz bir uluslar arası sermaye var. Açlık sınırındaki dünya nüfusu artıyor…”

Şu anda en problemli ülkeler petrol çıkan ülkeler İran, Irak, Azerbaycan, Venezuela bunların başında geliyor…

“Dünyanın her yerinde savaşan şu insanların elindeki silahların markasına bakın, hepsi barış severlerin imzasını taşıyor…”

Şöyle bir hikaye anlatılıyor:

“2400 yıl evvel, eski Yunan tiyatro yazarlarından Aristofanes, ‘Barış’ adlı bir komedi yazmıştı… Bu oyunda ‘Barış’, savaş tanrısı tarafından bir mağaraya hapsedilmişti.

Bağ, bahçe sahibi bilge bir kişi, halkın da yardımıyla ‘Barış’ı mağaradan kurtarıp, hasat tanrısıyla evlendiriyor.

Aristofanes’in eserinde; Barış’ın kurtulup mutlu olmasına en çok kimler kızıp üzülüyordu biliyor musunuz?

Savaş zenginleri ile silah tüccarları…
2400 yıl sonra ne değişti?

Size silah satanlar, rakiplerinize daha güçlü silahlar satarak sömürülerine devam ediyorlar…
Sonra da barış nutukları atıyorlar…

Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, sayıları daha çok olduğu halde, seyirci kalıp hiç bir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdedir…

Bu kadar yanlışlığın, zulmün, adaletsizliğin elbette bir faturası olacaktır.

Amerika bu bedeli ödüyor, Avrupa bu sıkıntıyı yaşıyor. Bunun sorumlusu sadece yine kendileri. İşin aslı bu.

Borsaların çöktüğü, finans piyasalarının tersyüz olduğu bu küresel ekonomik kriz Prof. Osman Altuğ’un tabiriyle; borsa, döviz, tefecilik  ve faizden oluşan üç kağıt ekonomisinden zengin olan sınıfın krizi.

Sermayesini servete dönüştüren tefeci zengin sınıfın çalışanları yoksullaştırarak elde ettiği imtiyazlar kartondan yapılmış kaleler gibi birer birer yıkılıyor.

Olayın özeti şu: Küresel kapitalistlerin israfı sefahati, sefahat sefaleti doğurdu.

Sefalet de sonunda kendini doğuran hırslı finans çevrelerini vurdu…

Yardımlaşmaya büyük önem veren ve bunu bir ibadet olarak değerlendiren bu millet yıllardır israfa alıştırıldı.

“Ayağını yorgana göre uzatan halkımız” önce israfa alıştırılarak tasarruf anlayışı öldürüldü.

Yaygınlaşan israf sefahati, sefahat sefaleti doğurdu.

Türkiye’nin kredi kartında düştüğü durum bu.
30 yıl önce 10 bin kişinin kredi kartı kullandığı Türkiye’de bugün nüfus 70 milyon, kredi kartı sayısı da 40 milyon. Borç ise 18 milyar doları aşmış…

Bankeri tarif eden güzel bir söz vardır, der ki:
“Banker, güzel havalarda size bir şemsiye verip yağmurlu bir günde geri alan adamdır.”

Sevgisi okurlar!
Çalışacağız, üreteceğiz. Allah’ın mülkü’nde yeni nimetlere koşacağız. Sonra özümüzü unutmayacağız. Paylaşacağız, yardımlaşacağız. Komşumuz açken tok yatmayacağız.

Sevdiğimiz mallardan ihtiyaç sahiplerine de vereceğiz.

Cumanız mübarek olsun.


YORUMLAR

  • 0 Yorum