Reklam
Ahmet Kocabaş

Ahmet Kocabaş


İslam’da Çok Eşlilik Var Mı?

03 Nisan 2018 - 13:38

A)    Giriş:

Kadın haklarını savunmak, kadınların avukatlığını yapmak bir erkek olarak özellikle bize düşmez. Biz sadece İslam’a yamanan yanlışlıkların Kur’an’dan kaynaklanmadığını belgelerle ortaya koymaya, ayetlerin nasıl saptırıldığını gözler önüne sermeye çalışıyoruz.

Hikâye bu ya! Bir adamın 7 oğlu varmış. Padişah her savaş ilan ettiğinde oğullarından birini harbe göndermiş ve tabii geri dönen olmamış. Padişah tekrar savaş ilan etmiş, asker toplamak için de ferman çıkarmış. Padişahın görevlileri, ‘Ferman var! Her aile bir asker verecek’ diyerek adama gelmişler. Adamcağız son oğlunu da görevlilere teslim ettikten sonra demiş ki: ‘Bende asker kalmadı. Padişahımıza selam söyleyin, bir daha benim zürriyetime güvenerek sağa-sola savaş ilan etmesin.’

Erkek egemen toplumlarda, savaşın ve güç kullanmanın önemli olduğu dönemlerde, savaşacak ve kılıç kullanacak erkek çocuk öne çıkmıştır. Erkek ne kadar çok olursa site, aşiret, kabile de o kadar güçlü olacaktır. Erkek çocuk bir güç gösterisidir. Baba erkek çocuğa nispet edilmiştir. Nesil erkek çocukla devam eder. Servet ve evlad her şey demektir.

Bir erkeğin birden fazla kadınla aynı anda evlenmesi işte böyle bir anlayışın ürünüdür.

Halbu ki İslam bu bağnazlıkları kaldırmaya gelmiştir.

Kur’an-ı Keim’de şöyle buyruluyor:

“Bu inkârcılar, bolca verdiğimiz servet (mal-mülk) ve evlat sebebiyle kendilerine iyilik yapmak için can attığımızı mı sanıyorlar. Hayır! Onlar gerçeğin farkında değiller!” (Mü’minin 23/55-56)

Demek ki servet ve evlat insanı kurtarmıyor.

Yine de Kur’an’da “Meryem oğlu İsa” şeklinde Hz. İsa annesine nispet edilir. (3/45) Hz. Peygamber’in soyu kızı Hz. Fatma kanalıyla devam etmiştir.

B)   ŞİMDİ GELELİM CAN ALICI SORUYA:

“Kur’an, çok eşliliğe izin veriyor mu?”

Cevabımız çok kesin ve net:

“Hayır, vermiyor!”

Gelelim gerçekleri sıralamaya:

1-Kur’an ilk yaratılılaşa vurgu yapıyor. Bir erkek ve bir kadın diyor:

“Ey insanlar! Sizi tek bir canlı varlıktan (hücre) yaratan ve aynı canlı varlıktan eşini de yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın üreten… Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun.” (Nisa 4/1)

“O’dur sizi bir tek candan yaratan ve kendisine ilgi duysun diye ona kendi cinsinden eşini var eden.” (Araf7/189)

Şu halde ilk yaratılış bir erkek bir kadındır. Bir Âdem bir Havva’dır. Bir Âdem, iki Havva; bir Âdem, üç Havva değildir.

Bu ayetler üzerinde önemle düşünmek gerekir.

2- Kur’an-ı Kerim çok eşlilikte ‘eşler arasında adaleti sağlayamazsınız’ diyor:

“Eşler arasında adil davranamayacağınızdan korkarsanız, o zaman biriyle nikâhlanın.” (Nisa 4/3)

‘’ Ne kadar arzu etseniz de, eşleriniz arasında adaleti tam gerçekleştiremezsiniz…’’( Nisa 4/129)

Bu ayetlerden nasıl oluyor da çok eşlilik anlaşılıyor Allah aşkına? Bu ayetler “öyleyse bir tanesiyle nikâhlanın veya mevcut eşinizle yetinin” demektedir.

“Kur’an ve Sünnet’in temel ölçüsü bir kadınla evliliktir. Hiç kimse Allah’ın buyruğunu hiçe sayarak ‘çok evlilik Allah emridir’ diye bir iddiada bulunamaz.

Kur’anda çok evliliğe cevaz veren ayet iyi anlaşılır ise görülecektir ki bu ayet gerçekte tek evliliği önermektedir.

Kasım Emin bu ayetler hakkında şunları söylemiş:

Bu iki ayeti okuyan kişi birden fazla kadınla evlenmenin haramlığına karar verse, bu karar bu iki ayete uygun düşer.

3- İslam Tevhid dinidir:

İslam tevhid dinidir. Birliği ve mutluluğu emreder. İslam’da Allah Bir’dir. Aile kutsaldır. Ana-baba ve çocuklar önemlidir. Nasıl ki bir ailede bir koca varsa bir de kadın olmalıdır. Bir baba varsa bir de anne olmalıdır. Ailenin huzur ve mutluluğu buna bağlıdır. Fıtrata ve insan tabiatına uygun olan budur.

Batı, özgürlük adına erkekle erkeğin evlenmesine izin vererek fıtrata en büyük darbeyi vurmuştur. Müslümanlar da zorlama yorumlarla ayetleri çok eşliliğe dayanarak yaparak insan tabiatını bozmuşlardır. Dünyanın huzursuzluğunu biraz da burada aramak gerekir.

Yüce Allah diyor ki:

“Her şeyi biz çift olarak yarattık.” (Zariyat 51/49)

“Demek ki bu ilahi/genel bir yasadır. Hayatiyetin, canlılığın devamı için iki faklı ‘tek’ in bir araya gelerek bir çift oluşturması gerekiyor.”

Yine Kur’an-ı Kerim’de:

“Allah bir bedende iki kalp yaratmamıştır.” (Ahzap 33/4) buyurmaktadır. Kalp sevgi merkezidir. Bir bedende iki kalp olmayacağına göre bir kalbe  de iki eş sevgisi giremez. Bunları doğru anlamak lazım.

4- Hz. Peygamber ikinci eş’e izin vermemiştir:

Mekke’nin fethinden sonra Hz. Ali’nin Ebu Cehil’in kızı Cüveyi’ye ile evlenmek istemesi üzerine Peygamberimiz, ‘Fatma’nın kendisinin bir parçası olduğunu, onun üzülmesini istemediğini, bu evliliğe izin vermeyeceğini, ancak Ali’nin Fatma’yı boşadıktan sonra dilediği kadınla evlenebileceğini…” (Buhari) söylemesi son derece anlamlıdır.

Hz. Ali, Hz. Fatma’nın sağlığında ikinci bir kadınla evlenmemiştir.

Hangi baba kızının üzülmesini ister?

Kur’an-ı Kerim; birden fazla evliliğe izin verseydi, Kur’an’ı bize tebliğ eden Allah Resulü’nün tavrı böyle mi olurdu? Kaldı ki çok eşliliğe dayanak yapılan Nisa 4/3 ayeti çok önceleri gelmiştir.

Bir grup İslam bilgini bu hadisten şu neticeyi çıkarmıştır: ‘Kocasının, üzerine evlenmesinden rahatsız olacak itibarlı bir kadının üzerine evlenerek rahatsız edilmesi helal olmaz!’

Yani gariban bir kadının üzerine evlenmek helal olur mu? Anlayışı görüyor musunuz? Unutmayın ki mantık en çok da dinde lazım.

“Buna göre İslam’da asıl olan tek eşliliktir. Müslümanlardan büyük bir çoğunluk da bu prensip üzerinde yürümüştür. İslam ülkelerinde %90 uygulamada budur.”

Dolayısıyla bu konuda da bir icma oluşmuştur.

5- Peygamberimizin eşi Hz. Ayşe çok eşliliğe karşıydı:  

‘Hz. Muhammed Devrinde Kadın’ teziyle doktorasını tamamlayan DEÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rıza Savaş:

“İslam çok evliliği teşvik ediyor diye algılansa da bu meseleyi Müslümanların tama manasıyla hazmedemediklerini; Hz. Ayşe’nin Peygamberimizin vefatından sonra İslam’ı en iyi bilen kimse olduğunu, İslam düşüncesine tenkit geleneğini getirdiğini, Peygamberimizin çok eşli olmasından rahatsız olduğunu ve bu konuda O’nu eleştirdiğini, yaygın görüşlerin aksine Hz. Ayşe’nin evlendiğinde 9 değil 18 yaşında olduğunu” söylemektedir.

6- Çok eşlilik bir Yahudi geleneğidir:

Aslında çok eşlilik bir Yahudi geleneğidir. Hz. Davud’un birkaç karısının olduğu, Hz. Süleyman’ın ise 700 hanımı 300 cariyesi bulunduğu Tevrat’ta bildirilmektedir.

Kitab-ı Mukaddes’te çok kadın almanın hükmü şöyledir: ‘Eğer kendisine başka bir kadın alırsa, evvelkisinin nafakasını, esvabını ve karılık hakkını eksiltmeyecektir.’

Tevrat’ın bu hükmü benzer ifadelerle İslam fıkıhına sokulmuştur. Halbuki Hz.Musa’nın bir eşi vardır. Hz. İsa ise hiç evlenmemiştir.

7- Kimse göğsünü gere gere caiz’dir diyemez:

İslam Hukuku’nun önemli isimlerinde Prof. Dr. Hayrettin Karaman ise:

“Caiz olan bir şeyle karşı tarafa kötülük edilir mi sorusuna ‘Edilir’ diye cevap veriyor ve ‘fiil olarak bir erkeğin ikinci bir kadınla evlenmesinin caiz olduğunu; ama karşı tarafı üzmesine bakıldığında kimsenin göğsünü gere gere bu caizdir’ diyemeyeceğini belirtiyor. Karaman’a göre, ‘İlk eşi ve çocukları üzmenin ve yaşadıkları tahribatın ne boyutta olduğuna, dayanılabilir olup olmadığına bakmak gerekir.’

‘Bir müminin bu sebeple o caiz olan işi yapmaması gerekir. Siz müslümansanız, Allah’tan korkuyorsanız, sorumluluk duygunuz varsa, yarın hesaba çekilmek gibi bir endişeniz varsa yapamazsınız bu işi’ diyor.

8- Osmanlı’da çok eşlilik marjinaldir:

Doç.Dr.Abdurrahman Kurt’un arşivlerde yaptığı araştırmaya göre, Osmanlı döneminde iki karısı olanların oranı Bursa’da yüzde 1, o zaman daha kırsal olan Ankara’da ise yüzde 5 idi. Üç eşli olanlar ise binde bir-iki küsürdü. Demek ki, yaratılışa uygun olan, tek eşliliktir; çok eşlilik tarihte bile marjinaldir.

“İlber Ortaylı’nın ‘Osmanlı Toplumunda Aile’ adlı eserinde gösterdiği gibi, o çağlarda bile çok eşli evlenme oranı ancak yüzde 3 civarındaydı.”

“Kanuni’nin Şeyhülislamı Kınalızade Ali Efendi bile tek eşliliği savunmuştur. Günümüzde çok eşliliği savunmak, her şeyden önce ‘eşitlik ahlakı’ na aykırıdır.”

9- Bilimsel araştırma sonuçları ne diyor:

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü öğretim üyelerince yapılan araştırmaya göre çok eşli evlilikler, eşlerde psikososyal sorunlara neden oluyor.

Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü öğretim üyeleri ‘Psikiyatrik bozukluklar ile çok eşli evlilikler arasındaki ilişkiyi araştırdılar. Araştırma için çok eşli evlilik yapan 42 ilk eş ve 46 ikinci eş ile tek evlilik yapan 50 kişi ile görüştüler.

Araştırmadan çıkan bazı sonuçlar şöyle:

‘Çok eşli evlilikler başta ilk eşler olmak üzere eşlerde çok sayıda psikososyal sorunlara sebep oluyor. Psikolojik bozukluklar özellikle ilk eşlerde daha yaygın görülmüştür.’

Hiç kimse velev ki eşi de olsa bir başkasının psikolojisini bozmaya hakkı yoktur. İslam, böyle bir olumsuzluğa asla izin vermez. Hiç kimse, cinsel dürtüleri uğruna İslam’ı ve Kur’an’ı dejenere etmesin. Bu çok büyük bir günahtır.

“Mesela iki kadınla evli bir adamın eşlerinden birisi ile zevk ve keyfini sürerken, diğer eşin kendi odasında nasıl durabileceğini, nasıl katlanacağını havsalama aldıramıyorum.”

Bir an düşünelim. Bir adamın 4 karısı var. Her akşam biriyle beraber oluyor. Sağlık açısından bu mümkün mü? İnsan gücü bunu kaldırabilir mi?

10-Üzerine kuma getirilen kadının feryadı:

Üzerine kuma getirilen bir kadın şöyle feryad ediyor: “Kadınlara sesleniyorum, ikinci evlilik Allah’ın bir emri değil. Böyle bir emir var diyene inanmasınlar. Sadece, kadınları korumak amaçlı ruhsatı, emir diye kullanmaya kalkanlar var. Kadınlar, hukuki haklarını sonuna kadar savunmalıdırlar. Ama ikinci eş, çok onur kırıcı. Böyle bir şeyi hak etmedim” diyor.

Bu ve benzeri feryatlara kulak tıkamak en büyük vicdansızlıktır. İnsan onurunu korumaya gelen bir din, kadını mağdur ederek erkeği memnun eder mi? Bu din sadece erkeklerin dini mi?

11- Çok eşliliğe tolerans göstermek yanlıştır:

Çağımızda,’Erkeklerin metres tutmasını önlüyor’gibi erkek-egemen ve ‘cinselci’kurgularla… Veya ‘Çok eşliliğe izin var ama tavsiye edilmez’gibi gevşek tavırlarla çok eşliliğe tolerans göstermek yanlıştır.

”Kadın çocuk doğuramaz durumda olup, erkek de çocuk isterse ikinci eşe izin varmış… Ya erkek kısır olursa… Kadın müzmin bir hastalığa yakalanırsa o zaman ikinci eş caiz olurmuş… Ya erkek müzmin bir hastalığa yakalanırsa… Kadın erkeğin cinsel ihtiyaçlarına cevap veremiyorsa ikinci eş mübah olurmuş… Peki, kadının canı, arzusu, duygusu yok mu? Kadın erkeği tatmin etmek için mi yaratıldı ya da görevlendirildi? Dolayısıyla kamu otoritesi kadının hukukunu, onurunu koruyacak yasal tedbirleri almak zorundadır.

 “Darulfünun’da İslam Hukuku Müderrisi Mansurzade Said Bey, çok eşliliğin ve küçük yaşta evlenmenin kanunla yasaklanabileceğini, bunun sadece hukuki açıdan değil, İslami bakımdan da geçerli ve bağlayıcı olacağını göstermiştir…”

Gel de Cumhuriyeti alışlama…

12-Çok eşlilik cehalet ve geri kalmışlığın eseridir:

“Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre, Türkiye’de çok eşli evlilik oranının yüzde 2 olduğu belirtiliyor. Türkiye’de çok eşli evliliğin yasa dışı olmasına karşın özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yapıldığı kaydediliyor. Tek eşli evliliklerde eğitimli kadın oranının daha yüksek olduğuna dikkat çekiliyor.”

Şu halde çok eşli evlilik eğitim düzeyi düşük,geri kalmış toplumlara has bir feodal töre anlayışı,bir aşiret kültürüdür.Bu uygulamaların Asya ve Afrika gibi az gelişmiş bölgelerde yaygın olması da bunun göstergesidir…Bunun İslam’la bir alakası yoktur.

İşte size bir örnek:

“86 eş ayaklandı: Kocamızı bırakın.

Nijerya’nın Nijer eyaletinde ‘yasa dışı evlilik yapma ve dini yasaklara aykırı davranmak’tan gözaltına alınan Muhammed Bella Masaba’nın 86 karısı birden isyan etti. İmam’ın eşleri ile 170 çocuğundan 20’sinin üç otobüsle Adalet Bakanlığı’na giderek Masaba’nın gözaltına alınmasını protesto ettiği ve İmam’ın derhal serbest bırakılmasını istedikleri belirtildi. Kadınların ellerindeki ‘Biz yasal olarak evliyiz’yazılı pankartlar dikkat çekti.

Yetkililer, şeriat kanunları erkeklerin 4’ten fazla evlenmelerine izin vermediğinden, eşlerinin 82’sini boşaması için İmam’a süre tanımıştı. Bella Masaba eşlerinin sayısını azaltmayınca şeriat mahkemesinin isteği ile gözaltına alınmıştı…”

Ne biçim devlet, ne biçim şeriat, ne biçim mahkeme, ne biçim aile… Tam bir komedi, tam bir tiyatro!

Bu devletin ve cumhuriyetin kıymetini iyi bilelim…

C) İLGİLİ AYETİN TERCÜME VE YORUMU:

Bu ön bilgilerden sonra artık ilgili ayetin tercüme ve yorumuna geçebiliriz.

Çok eşliliğe dayanak yapılan ayetler:

‘Kadınlar’ anlamına gelen Nisa Suresi Medine’de, Uhud savaşı’ndan sonra inmeye başlamıştır.

Sure ilk ayetinde “Ya Eyyühennas”…diye söze başlıyor. Bu ifade “Ey insanlar veya Ey insanlık alemi”diye tercüme ediliyor.

Aynı zamanda bu kavram “İnsanların ileri gelenleri, insanlığa yön verenler, kamu otoritesi, devlet idarecileri”şeklinde de yorumlanır. Şu halde bu ayet öncelikle idarecilere sesleniyor:

1. Ayette “ ilk yaratılıştan, bir tek canlıdan ve eşinden bahsediliyor. Bu ikisinden birçok erkek ve kadın üretildiğinden söz ediliyor. Allah’a ve insanlık bağına saygı duymaya çağrılıyor.”

2. Ayette ise yetimlerin ve yetim mallarının korunmasının önemine dikkat çekiliyor. Haksız yere yetim malı yemenin büyük vebal olduğu anlatılıyor.

Gelelim konumuzla ilgili 3. ayete:

3-“Ve eğer yetimlere ( veya dul kadınlara ) , adil davranamamaktan korkuyorsanız, o zaman size helal olan diğer kadınlardan biriyle evlenin,(hatta) ikisi,üçü ve dördüyle;ama onlarada adil davranamayacağımızdan korkarsanız, o zaman bir tanesiyle yada meşru olarak sahip olduklarınızla(yetinin)!Bu, altına girdiğiniz sorumluluğu ihmal etmemeniz açısından daha uygundur.”

Ayetin anlamı bu…

“Bu ayette geçen yetimler, evlenilen şehit hanımı dul kadınların getirdiği şehit çocuğu olan yetimlerdir…

Zira altıncı ayet bunların büyüdüklerinde evlendirilmesinden söz etmektedir.”

“Burada hitap evliyedir, bekara değil. Onun için birle değil ikiyle ( mesna ) başlamıştır.

Ayetin sonundaki vahide ile eş üzerine alınan yetim sahibi ilk dul hanım ( yani ikinci eş ) kastedilmiş olsa gerekir.”

“Ayette geçen “ el-yetama “ sözcüğü : “yetimler” demektir.

Bu sözcük çoğuldur ve hem erkek hemde kız yetimleri kapsar…

Sözcüğün önüne “ el”takısı getirilerek kullanılmıştır. Lam-ı tarif denen bu takı, Türkçe “ deki “ bu”, İngilizce-deki” The “ işaret sıfatı gibi nekre (belirsiz) olan sözcüklerin belirli, özel bir duruma getirilmesini sağlamaktadır. Ancak yapılan çevirilerde bu husus genellikle dikkate alınmamakta ve “ yetimler” olarak, genel, belirsiz şekilde çevrilmektedir.”

Buna göre “ el-yetama”/” yetimler “ifadesiyle belirli dönemdeki, belirli yetimler kastedilmiştir. Böylece bu ayet Müslüman erkek sayısının az olduğu dönemde: Bedir, Uhud, Hendek gibi savaşlarda dul ve yetim kalanların sıkıntılarını hafifletmeyi amaçlamıştır.

İmam Şafii bu ayetin son cümlesini :”çok sayıda çocuğa bakmak zorunda kalmamanız için “,şeklinde açıklamıştır.

Çok çocuk önemli mi? “ Kur’an sabırlı 20 kişi 200 kişiye galip gelir “ diyor.

“Her halükarda bu ayet, dul ve yetim kadın ve kızların mağduriyetini gidermek için olağanüstü durumlarda birden fazla evliliğe cevas vermiş, hatta teşvik etmiştir. Nitekim (ikisi, üçü, dördüyle…)derken de savaşın açtığı yaraları sarmayı hedeflemiştir. Normal durumlarda vahyin tavsiyesi tek eşliliktir. Ayetin sonu buna dalalet eder”

Diyanet İşleri Başkanlığı Ne Diyor?

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Başkanlığında 27 Mayıs 2008 ‘ de Van’da yapılan İl müftüleri Semineri Sonuç Bildirgesi ‘nin 7. Maddesinde aynen şu ifadelere yer verildi:

“Başkanlığımız, Kur’an-ın ilgili ayetinin ( Nisa 4/3 ) çok evliliği değil, tek eşliliği teşvik ettiğini, Hukuken ve toplumsal genel kabul yönüyle tek evliliğin esas olduğu ülkemizde,kadının hakkının korunamadığı,çocukların nesebi ve mirası gibi konularda haksızlıklar söz konusu olduğu ve neticede kadının mağdur edildiği için ikinci evliliğin dinen de pek çok sakıncalar taşıdığını her vesileyle ifade etmektedir.”

Bu açıklama bir ilk:

“Diyanet İşleri Başkanlığı Uzmanlığının verdiği bilgiye göre, Bardakoğlu ‘nun sözleri bu konuda bir dini otorite tarafından yapılmış ilk resmi açıklama niteliğini taşıyor…”

Bu bildirgenin Van’da açıklamasının da ayrı bir önemi vardır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum