Reklam
Ahmet Kocabaş

Ahmet Kocabaş


İSLÂM VE SPOR

03 Nisan 2018 - 13:38

Eskiden şöyle bir iddia vardı;”Spor yapıp özellikle futbol topu oynamak caiz değildir,günahtır.Çünkü Hz. Hüseyin Kerbela’da şehit edilince başı kesilmiş ve top gibi onunla oynanmıştır. Top oynamak buradan çıkımıştır.”
    Bu iddia doğru mu ?
Hz. Hüseyin’in başıyla top gibi oynandığına dair hiçbir bilgi mevcut değildir. Bu uydurma bir rivayettir. Kaldı ki, baş kesildikten sonra sağa veya sola atılmış ise top ile oynamanın haram olmasına sebep olmaz. Çünkü top oynamakla bu olayın hiçbir ilgisi yoktur…
    Buna göre günümüzde yaygın olan futbol,basketbol,tenis,bilardo gibi spor ve oyunları haram saymanın,günah görmenin hiçbir dayanağı yoktur.
    “İslâm özellikle gençlerin hem fiziksel,hem ruhsal yapılarını geliştirmeye önem veren bir dindir. Bu konuda Peygamber (SAV);”Çocuklarınıza ok atmayı,ata binmeyi ve yüzmeyi öğretiniz” buyurmuştur. Bu itibarla;İbadet ve iş hayatını aksatmamak ve sağlığı bozmamak şartıyla makul ölçüler içinde sportif faaliyetlerde bulunmada dinen bir sakıncası yoktur.”
    Dindarlık adına sofuluk yapmaya gerek yok. Bir Müslüman yerine göre gülmesini,oynamasını,eğlenmesini de bilmelidir.
    “Hz. Peygamber’in eşi Hz. Âişe ile zaman zaman koşu yarışı yaptığı,bu şekildeki yarışları teşvik ettiği ve sahabenin de bu tür yarışmalar yaptığı kaynaklarda zikredilmektedir.(Ebu Davad,’Cihad’,68)”
    Hz. Peygamber’in Adba adındaki devesini hiçbir deve geçemezdi. Bir gün yarışcı devesiyle geldi. Hz. Peygamber onunla yarıştı. Yarışmayı yarışçı kazandı. Bu durumdan hoşlanmayanları Resulullah (SAV) şöyle teselli etti. ‘Dünyada her yükselişe bir alçalış vermek, Allah üzerine bir haktır’”(Buhari muhtasarı tercümesi,C.8,S.318)
    Çocukluğunda yüzmeyi de öğrenen Peygamberimiz, okçuluk ve atıcılık,binicilik gibi sportif faaliyetleri teşvik etmiş, kazananlara da ödül vermiştir.
    Kaç Müslüman hanımıyla koşu yaptı acaba ?
Aslında spor bir barıştır,spor bir yarıştır,spor bir tanışmadır,spor bir bütünleşmedir, spor bir dostluktur. Ülkelerin tanıtılmasıdır,düşmanlıkların önlenmesidir. Bir centilmenliktir spor…
(……)
    İçinde hava olan bir topun peşinde koşuyorlar diye küçümsenen futbol sanayileşti,en büyük ekonomik sektör oldu.
(……)
    Bugün 20 yaşında milyar dolar kazandıran tek sektör hangisi diye kime sorsan verilecek cevap bellidir;Spor(Futbol)…
    Pakistan’ın Sialkot şehrinde taşeron şirketler tarafından yılda 40 milyon futbol topu imal ediliyor.(biliyor musunuz?)
    Dünya kupası ve Avrupa Şampiyanosu yıllarında bu sayı 60 milyona yükseliyor.
    Bu endüstri sayesinde şehir halkının kişi başı yıllık geliri 1350 dolarla ülke ortalamasının iki katına çıkmış. Bu sayede Sialkot bir uluslar arası havaalanına bile kavuşmuş…
    Gördünüz mü futbolun gücünü ?_
“Güreşin vatanı Orta Asya,futbolun vatanı İngiltere.
    Niçin ?
Çünkü güreş bireysel bir oyun;ne yapacaksanız tek başına yapacaksınız.Futbol ise kolektif bir oyun; siz ne kadar iyi oynarsanız oynayın, arkadaşlarınız da iyi değilse gol atamazsınız…”
    “Bu sporun vatanının İngiltere olması tesadüf değildir. İlk futbol kulüpleri Manchester,Liverpool gibi fabrika,Liman veya tersaneleriyle ünlü şehirlerde kurulmuştur…”
    “Fabrika düzeni içinde bireysel gösteriş değil,ortak hareket önemlidir. Futbolda da tek tek her oyuncu ne kadar marifetli olursa olsun, esas olan ortak harekettir…”
    “Sistem ve yapıyı dikkate almayan ve sadece ‘İman Gücüyle’ zafere ulaşmak isteyenler kendilerini aldatmaktan başka bir şey yapmazlar. Allah âdildir ve insana ancak hak ettiğinin karşılığı verilir…”
    Biz bu futbolu hâla anlayamadık.
“İki dünya savaşında da yenilen Almanların gururu kırılmıştı. 1954 yılında dünya şampiyonu olduklarında, bizlerde bir şeyler yapabiliyormuşuz sarhoşluğuyla Almanya yıkılırken (Cumhurbaşkanı Theodor) Heuss’un şu cümlesi gazetelerde yer almıştı;
    “Bunu fazla abartmayın; Alman milletinin istikbali onbir evladının pabucunun ucunda değildir.”
    Vakarlı bir devlet adamına yakışan budur…
    İşte biz böyleyiz. Her şeyi çok abarttığımız gibi futbolu da çok abartıyoruz…
    “Bir yabancı spor adamının şu mealdeki sözleri bizi uyandırmalıdır. Siz sporu din gibi algılıyorsunuz. Sporda yenmek de yenilmek de tabirdir. Bir takım yenilince yine güneş doğar,hayat yine devam eder.”
    Evet,özellikle futbolu bir din gibi algılıyoruz.
    Sporun ve futbolun canına okuyoruz. Barışın ve dostluğun egemen olması gereken spora kin ve düşmanlık ekiyoruz.
Baksanıza, dün günah olduğu için top oynamıyorlar diye suçladığımız kesimi,bugün,Cemaat F.Bahçe’yi ele geçiriyor diye mahkum ediyoruz.
    “Hiçbir mazereti olamazdı. Geçen gün tarihi rezaletin Tribünde canavarlaşmış,tanınmaz hale gelmiş bir seyirci gördük.
    Yalnız rakibi değil,kendi takımını da vuran… İnsanlıktan çıkmış bir güruh…”
    Kırılan eşyalar,yakılan koltukları,sahaya atılan taşlar,sopalar,edilen küfürler,satılan oyuncular,bahislere kurban edilen goller,top girmesin diye kaleye yapılan büyüler,rakip oyuncuyu sakatlamak için kiralanan cinler,cinciler,futbolcuları taşıyan uçak düşsün diye yapılan dualar,karaborsa üç beş katına satılan biletler… ve daha neler neler…
    İki spor yorumcusu televizyondaki programda tartışıyorlar. Birisi bir futbolcuyu göklere çıkartıyor, öbürü yerin dibine batırıyor. Biri,’Hocam, futbolcu sana bir çalım atar,kıç üstü oturursun!’diyor. Öbürü, ‘Ben de onu çalım manyağı yaparım!’ diye cevap veriyor… Seyirciler tribünde,futbolcular sahada boğaz boğaza…
    Yöneticiler birbirine kırgın,seyirciler bıçaklı,futbolcular öfkeli…(Bir manken,hangi futbolcunun kondisyonu ii,bana sorun diye bağırıyor)
    Ne oluyoruz yahu ?
    Savaşa mı gidiyoruz Spora mı?
Çan ile Biga arasında yapılan müsabakada bile Çanlıların ve Bigalıların sövülmedik yerleri kalmadı…
    Spor,futbol bu mu kardeşim ?
    Atatürk varsın;”Ben sporcunun zeki,çevik aynı zamanda ahlaklısını severim” desin. Atatürk gençliğine bakın.Birbirlerinin ne analarını bırakıyorlar,ne avratlarını…Buna biz spor diyoruz öyle mi ?
    Allah sonumuzu hayır etsin..
Hayırlı Cumalar…


YORUMLAR

  • 0 Yorum