Reklam
Ahmet Kocabaş

Ahmet Kocabaş


19 MAYIS’TA GENÇLİĞE SESLENİŞ

03 Nisan 2018 - 13:38

‘’ Yıl 1936; günlerden 19 Mayıs… Atatürk Dolmabahçe Sarayı’nda, yanında yakın çalışma arkadaşları. Birden bire Atatürk soruyor:
-‘Bugün ayın kaçı?’
-19’u.
-‘Aylardan ne?’
-Mayıs.
-‘Ne oldu bugün söyleyin bakalım?’
    Düşünüyorlar, 19 Mayıs’ta ne olduğunu? Kimi ‘İzmir’in işgalinin 3’üncü günü’ diyor, Kimi ‘Ankara’da miting yapıldığını’ hatırlatıyor. Atatürk, ‘Bırakın bunlar’ diye müdahale ediyor, ‘Öyle bir şeydir ki, bu ülkenin kurutuluşudur.’ En son Şükrü Kaya’nın aklına geliyor: ‘ Sizin İstanbul’dan ayrıldığınız gün mü?’ deyince Atatürk, ‘Yaklaştın; Samsun’a çıktığımız gün’ diye cevap veriyor.
    Ve ertesi yıl 19 Mayıs 1937’de, ilk bayram kutlanıyor.(1)
    Sonra bu bayram gençlere hediye edilerek 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı oluyor.
    Böylece ‘’Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde buluyor..’’
    19 Mayıs’ı anlamak için o günün koşullarını iyi bilmek gerekir.
    ‘’ 1914 Ağustos’unda müttefiklerin, Almanya-Avusturya ittifakına karşı başlattığı savaşa, 29 Kasım’da Osmanlı bayrağı çekilmiş iki Alman zıhlısının, Rusya’nın Karadeniz kıyılarını dövmesiyle Osmanlı Devleti de girmiş oldu.
    1918’lere gelindiğinde koca Osmanlı’yı, Almanya’nın kuyruğunda savaşa sokup,  müttefikler karşısında hükmen mağlup hale getiren ittihatçıların elebaşları, hesap verme korkusu ile her biri bir yana kaçışır. Ne ki devlet çökmüş, Anadolu dışında ki tüm topraklar kaybedilmiş, halk perişan, ordu bozulmuştur.’’ (2)
    ‘’ Birinci Dünya Savaşı’na 22.000.000 nüfus ve 1.700.000 km toprakla girmiştik. Toprağımızın hemen hemen 1.000.000 km ‘sini ve 12.000.000 nüfus kaybetmiştik. Türklüğü savaşlarda sonra açlıktan ve kıtlıktan tüketircesine harcamıştık… ”(3)
      “ İngiltere Karadeniz Ordusu Komutanı General Milh, Londra’ya şu mesajı yollar.  ‘ VI. Mehmet, İngilizlerin Türkiye’de idareyi mümkün olduğu kadar süratle ellerine almasını istiyor… ’ Sadrazam Damat Ferit Paşa, Amiral Calthorpe’a şöyle diyecektir :  ‘ Padişahın ve benim yegane ümidimiz, Allah’tan sonra İngiltere’dir… ’(4)
     Bu gelişmeler karşısında” İngiltere Başbakanı Lioyd George, Yunanistan’ı gözüne kestirir, kanlı ve uzun bir savaşa yol açacak olan düşüncesini açıklar;
    “ Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasçısı Yunanistan’dır.” (5)
    “ İlk Yunan tümeninin İzmir’e çıkmasından dört gün sonra, ünü Çanakkale Savaşları sırasında parlamış olan Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkar ” (6)
    İstanbul’dan ayrılırken işgalciler tarafından vapuru durdurulur ve silah araması yapılır, sonra Karadeniz’e çıkmasına izin verilir. Gemiden İstanbul’a doğru bakan Mustafa Kemal şöyle seslenir;
    “ Bunlar işte böyle; yalnız cephane ve silah gücüne dayanıyorlar. Bildikleri şey yalnız maddedir. Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin gücüne anlayamaz. Biz Anadolu’da silah ve cephane değil, ideal ve iman götürüyoruz ” (7)
    Atatürk daha sonra bu olayı şöyle anlatacaktır;
    “ Ben; 1919 senesi Mayıs’ı içinde Samsun’a çıktığım gün, elimde, maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yanlız büyük Türk Milleti’nin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardır. İşte ben bu kuvvete ve Türk Milleti’ne güvenerek işe başladım ” (8)
    Evet, başarılı olmak isteyen bir insanın en büyük sermayesi ideal ve imandır. Sonra da Millet’e güvenmek.
    İşte 19 Mayıs ve Atatürk’ü anlamak bu!
    Çarelerin bittiği, ümitlerin tükendiği, çözümlerin kalmadığı bir zamanda çare bulmak, ümit olmak, çözüm üretmek!
    İşte 19 Mayıs’ın bir başka anlamı!
    Mustafa Kemal; Üçüncü Dünya Liderleri gibi ‘ Komiteler  ’ kurarak, ‘ gerilla ’ anlayışıyla değil ;  ‘ Millet Meclis’i açarak, nizami ordu kurarak İstiklal Harbi’ni yürütmüştür. Atatürk’ün bir sözü  ‘ Anayasa ’ ve yasalardan üstündü, çünkü o milli bir kahramandı. Ama o kurduğu devleti sözleri ile değil, ‘ Anayasa ’ yaparak kanunlar çıkararak yönetmiştir. Gazi Paşa, isteseydi suçlu gördüğü muhaliflerini sokak ortasında öldürtebilirdi. Hayır, mahkemeye vermiştir. O askeri üniforma ile siyaseti keskin çizgilerle bir birinden ayırmış, bir liderdir. Atatürk, bir boşluktan çıkmamış, o büyük bir tarihi birikime dayanmıştır. (9)
    Çağdaş bir devlette meşruiyetin temeli hukuktur, kurallardır, kurumlardır; ideoloji değildir. Mustafa Kemal bunu bildiği için devleti kanunlarla, kurallarla, kurumlarla yönetmiştir. (10)
    19 Mayıs’ı anlamak budur işte aynı zamanda.   
    Bu bayram neden gençliğe armağan edilmiştir?
    Cevabı Atatürk’ten dinleyelim:
    “ Gençler, cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültürle, insanlık değerinin, vatan sevgisinin en büyük örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz ” (11)
    Şu halde ey genç kardeşim!
    19 Mayıs aynı zamanda meydan okumaktır…
    Tutsaklığa, çaresizliğe, cehalete meydan okumak…
    Karanlığa, fakirliğe ve ümitsizliğe meydan okumak ve her türlü düşmana meydan okumak…
    Mustafa Kemal Paşa gibi…
    Peki, bugün nasıl meydan okuyacağız?
    Atölyelere kapanarak, laboratuarlarda sabahlayarak, bilimsel çalışmalarda derinleşerek, kitaplarla kucaklaşarak, okuyarak, çalışarak, üreterek…
    Bunun başka bir yolu yok!
    Ve Atatürk yeniden sesleniyor adeta:
    “ Artık Vatan imar istiyor, zenginlik ve refah istiyor, bilim, fen, ustalık, yüksek uygarlık, hür fikir ve hür düşünce istiyor …” (12) diyor.
    Gençler bunu siz başaracaksınız..
    Grev yaparak, sokaklara dökülerek, söke söke alırız diye bağırarak bu başarılamaz. Aksine atölyelere girerek, kütüphanelere kapanarak, bilgisayarın başına oturarak, çalışa-çalışa, öğrene-öğrene, ürete ürete bunu başaracağız.
    Mustafa Kemal’in tavsiyesi de bu.
    “ Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden, rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler önce haysiyetlerini ve sonra da istiklallerini kaybederler ” (13 ) diyor.
İslam’ın emrin de budur. Yüce Allah; “insan için ancak çalışmasının karşılığı vardır “. (    ) buyuruyor. Hz. Peygamber “çalışan, üreten eli öpülüyor”.Allah refah ve bereketi çalışanlara veriyor.
    Tekrar ediyorum 19 Mayıs; idealdir, imandır güvendir.  19 Mayıs; meydan okumaktır çünkü meydan okuyan kazanır.19 Mayıs; kanundur, kuraldır…19 Mayıs çalışmaktır, öğrenmektir, üretmektir.
    Bu nedenle genç kardeşim!
    “Dünyayı yeniden okumalısın. Masallara ideolojilere seni bütün güç ve dinamiklerinden soyutlamak isteyenlere karşı birinci vazifeni unutma.
    Sen halkının geleceğisin senin birinci vazifen en büyük beyin olman, en güzel şekil de yetişmendir… Sen böyle yetişmesen Cumhuriyet söylemlerle, sloganlarla savunulur; uçaklar gemiler, fabrikalar, silahlar senin olmaz. O zaman sen sadece Türkiye’nin hayat damarlarını kurtarmaya çalışsan bir avuç inansın ihtişamlı yaşantılarının bekçiliğini yaparsın.
Bilime, ilerlemeye, sanata, ülkene ve kendine dön… Babanı, anneni ve seni sevenleri mutlu etki Allah bahtını güldürsün.”(a)
    Seni selamlıyorum,sana başarılar diliyorum.
Bir de Allah bizlere petrol. gaz, servet vermedi diye üzülme. petrolü, gazı olanın durumu ortada, Allah bize en büyük nimeti Atatürk’ü ve Cumhuriyeti verdi.
    İslam’a, Cumhuriyet’e ve Atatürk! e sahip çık.
Seni kucaklıyorum ve Allaha emanet ediyorum.
Bayramın kutlu olsun genç kardeşim.
Büyük öndere ve silah arkadaşlarına ve şehitlerimize rahmet diliyorum, ruhları şad olsun.
                           
 


YORUMLAR

  • 0 Yorum